Bu Blogda Ara

Arşiv

Hahahaber-Yılbaşı 2021

 

HAHAHABER

 

 


Mekke'nin Fethi kutlaması yaptıklarını söyleyip yılbaşı kutlaması cezasından kurtulan ve hemen ardından kayıplara karışan E.C’nin şüpheli hareketleri polisi harekete geçirdi...

 

Yasadışı yılbaşı kutlaması yapıldığı ihbarı üzerine kapısına gelen polislere Mekke'nin Fethi kutlaması yaptıklarını söyleyip cezadan kurtulan ve hemen ardından kayıplara karışan E.C’nin şüpheli hareketleri polisi harekete geçirdi. Geniş çaplı operasyon başlatan polis, pek çok evde Ebu Cehil ve Ebu Leheb kostümleri buldu.

Operasyonla ilgili bilgi veren Komiser Kemal, “Mekke’nin Fethi’ni kutluyoruz deyince garip geldi, içeriden müzik sesleri geliyordu ve içkili bir eğlence vardı. ‘Bu nasıl Mekke Fethi lan?’ diye sordum, ellerinde sadece Mekke müşriklerinin kostümü olduğu için onları canlandırabildiklerini söyleyip cezadan kurtuldular. Bir anlık şaşkınlığımızdan faydalanarak kapıyı kapatan ve arka kapıdan kaçan ev sahibi E.C ve arkadaşları kayıplara karıştı. Geniş çaplı aramalara başladık, taradığımız evlerde yüzlerce Ebu Cehil ve Ebu Leheb kostümü yakaladık.” dedi.

 

NOT: Bu sayfada yer alan haberler hayal ürünüdür, uydurmadır. Gerçek haberlere benzeyebilir, gülüp geçiniz, kafayı takmayınız. . .

Çoktur Aşı’m, ağrısız başım...

Orhan Doğan karikatürü-Çoktur aşım, ağrısız başım....

 

Değerli kardeşlerim,

2021 yılına mükemmel haberlerle giriş yaptık. Adını anmak istemediğim önceki yılın bitmesine çok az bir süre kala, asgari ücrette yaptığımız artışı duymuşsunuzdur. Artış diyerek mütevazi bir şekilde bahsettiğime bakmayın, muhteşem bir zam, hatta zamm-ı muaz’zam! Sene rakamı ile uyumlu olması için yüzde 21 oldu, güzel oldu. Enflasyon kaç çıkmıştı, yüzde 14 falan... Yedi düvelin kıskandığı bu yedi puanlık fark, vatandaşlarıma helal u hoş olsun. Hatta, hemen bir marş yazdım ben onlara:

“Hoş geçinişler ola, mavi yakalı paşa

Asgari ücretli maaşınla çok yaşa

Zam zam zam... ileri, ileri hep ileri

Dönmez geri, senin asgari”

Tabii şu da var, asgari ücrete ne kadar zam yaparsanız yapın, belli kesimler memnun olmayacak ve hep daha fazlasını isteyecektir. İşverenlerin bazıları da zammı fazla bulacak ve maliyetleri yükseldiği için şikayet edecek. O yüzden biz Hans’ın George’un ne dediğine bakmadığımız gibi malum lobileri de kaale almayacağız, bildiğimiz gibi yapacağız.

Her sene, yılbaşında pek çok şeye zam gelir, onları da sanki biz icat etmişiz gibi davranıyorlar. “Kaşıkla verip kepçeyle alıyorlar” yaygarası koparıyorlar. Elektrik, doğalgaz, benzin zaten dövize endeksli, onlar yılbaşı olmasa da zamlanabiliyor, bizimle alakası yok. Köprü, otoyol ücretlerine zammı biz yapmıyoruz ki, onları işletenler yapıyor. Sonra, gelir vergisi dilimleri nasıl artırıldı, tabii ki enflasyonun 5-6 puan altında, yüzde dokuz civarı bir şey. Yaaa, gördünüz mü, her şey vatandaş için.

Bir diğer müjdeli haberimiz de aşılarla ilgili. “Bunlar aşı alamaz, alsa da getirtemez” diyenlere inat, aşıların ilk bölümünü teslim aldık, hamdolsun.

Kıymetli hemşehrilerim! Her konuda olduğu gibi, aşı meselesinde de herkesi memnun etmek mümkün değil. Aşılara, çok büyük bir misyon yükleyip, aşı gelince bütün dertlerimizin biteceğini düşünenler var. Aşı sayısını yeterli bulmuyorlar, nereden aldığımıza karışıyorlar, neden gecikti diye ensemizde boza pişiriyorlar, biz ne zaman alacağız diye kavgaya tutuşuyorlar. Ya, hayırdır, bu neyin tel’aşı? Bir sakin olun, hepinize yetecek kadar aşı var, geliyor işte parça parça. Bak ben çok üzüldüm, çok üzüldüm. Böyle kavga olmaz, gelin ön tarafa ben size birer tane vereyim. Eyvah eyvah… Ben sizin hepinize aşı vereyim, neden kavga ediyorsunuz, ayıptır.

Yok, aracı firma mı getiriyormuş, ne kadar komisyon alacakmış, bu firmayı kim, nasıl seçmiş... Ne kadar ayıp... Bu dedikodulara, şairin dediği gibi cevap vereceğim:

“Kesik enjektör biçilir mi?

Aşılar sıcak seçilir mi?

Aracı firmadan geç diyorlar

Distribütorsüz, gümrükten geçilir mi?

Aman desinler desinler, aracılar taş mı yesinler?

Falancası aşılara aracı oldu desinler

Aman, ben yandım yandım yandım yandım

Çin’lerin memleketinden aşılar aldım”

Bütün aşılara toptan karşı olanlar var, aşılarla insanların uzaktan takip edileceğini düşünüyorlar. Çip mi ne takılacakmış... Hatta, bazıları virüsün bir proje olduğunu, aşıyla ilaç şirketlerinin ekonomik vurgun yapacağını ve insanları kendilerine bağımlı hale getireceklerini iddia ediyor. Bu kesim, aşı vurdurmayı reddediyor, insanları da aşı olmamaya çağırıyor.

Tabii ki, aşı olmak ya da olmamak insanlara kalmış. Ancak bilinmelidir ki, aşı olmayan insanların vatan haini olduklarını söyleyenler var. Aşı olmayana kız verilmeyecek, otobüslere alınmayacak hatta bisiklete binmesi bile yasaklanabilecek diyorlar. Biz ne yapacağız, kısa enjektör, uzun enjektör ve bedelli aşısızlık alternatiflerini de siz değerli vatandaşlarımıza sunacağız, tercih size kalmış...

Link:  https://www.yeniasya.com.tr/adnan-nacir/coktur-asi-m-agrisiz-basim_534562

Hahahaber-FES Kodu


 

HAHAHABER 

 

FES Kodu uygulaması

FES kodu uygulamasında 2. faz çalışmaları başladı, yakında herkes için zorunlu olması bekleniyor... 

 

2. Faz FES kodu çalışmalarına gönüllü denek olan Göl Bin Yaviz, başına fes koydu. Çok memnun kaldığı FES kodu uygulamasından asla taviz verilmemesi gerektiğini, hatta kullanmayanların vatan haini ilan edilip, kız dahi verilmemesi gerektiğini ileri sürdü. Sığlık Bakanlığı’ndan alınan bilgilere göre Filim Kurulu, FES kodu olmayanların bisiklete binemeyeceği yönünde düzenlemeler üzerine çalışıyor.  

 

NOT: Bu sayfada yer alan haberler hayal ürünüdür, uydurmadır. Gerçek haberlere benzeyebilir, gülüp geçiniz, kafayı takmayınız. . . 


Umutasyon

Emre Ulaş 26 Aralık 2020 tarihli karükatürü


 
2019 sonunda dehşetini hissettiğimiz koronavirüsünün gölgesinde başlayan 2020 yılı bitmek üzere.

Oturup kalkmamız, sosyal hayatımız, büyük ölçüde değişti virüs salgını yüzünden. Kimimiz bütün risklerine rağmen eskisi gibi işlerine devam ediyor, kimimiz evden çalışmaya başladı, kimi de işini ve kazancını kaybetti. Sokağa çıkmalar yasaklandı, bayramlarda evden dışarı çıkılamadı, kısaca gündelik hayatımızın değişmeyen rutini kalmadı neredeyse. Öğrenciler eğitimden mi uzak, uzaktan mı eğitim olduğu belli olmayan bir metodla tahsillerini sürdürmeye çalışıyor. Açıldı, açılacak, yarı açıldı, isteyen gidebilir derken, okullarda yaşanan curcuna başka yerde yaşanmadı. Uzaktan verilen derslerin sınavlarının yüz yüze yapılacağı ilân edildi, en son yüz yüze sınavların ertelendiği bilgisi yüzde yüz netlik kazandı. 

Umutlarımız hiç bitmedi ancak zamanla yapıları değişti. Virüs ülkemize uğramadan önce, daha doğrusu uğradığı resmî olarak duyurulmadan önce, ülke olarak protein yapımızın virüse karşı dayanıklı olduğu, bize bulaşmayacağını iddia edenler vardı. Sağımızdaki-solumuzdaki, üstümüzdeki altımızdaki ülkelerde kol gezen virüs bizden korktu zannettik. Bulaşmalar başlayınca dut pekmezi ve sumak suyu içmenin bizi koruyacağını düşündük. Esasında, “havalar ısınınca geçer, biter” fikri, yazın bu illetten kurtulacağımızı hissettiriyordu. Değişen şartlara göre umudun genetik yapısının değişmesine “umutasyon” denir.

Sonra aşılara umut bağladık. Bütün suçu 2020 yılında görenler de vardı. Yangınlar, seller, depremler ve virüs salgını ile başlayıp türlü afetlerle devam eden bir yıl, masum olabilir miydi? Onlara göre bu yıl biterse dertler de bitecekti. Yılb”aşı” o yüzden çok önemliydi. Tam da dünya çapında aşı dağıtımları başladı derken, virüsün mutasyona uğradığı bilgisini aldık mı? Hadi bakalım, şimdi neyden medet umacağız, kimbilir... 

Mutasyon

Mutasyon geçirmiş virüse karşı aşılar ve ilâçlar etkili olacak mı, mutant virüs mutad yöntemlere karşı dayanıklı olacak mı belli değil. Sanatçı Şemsi Belli’ye ait “gönül penceresinden” şarkısından ilham alarak mutasyon geçiren virüse seslenmek istiyorum: 

“Gönül karantinasından ansızın gelip geçtin

Bir maskenin tülünü, yeniden delip geçtin 

Madem ki son aşının kırık bir müjdesiydin

Niçin yarım bıraktın umutları, neden mutasyona geçtin?

Bir salgının külünü yeniden yakıp geçtin

Ne çok korkmuştuk senden, ne çok hatırlar mısın?

Aşıyı kollarımdan, zerk etsem duyar mısın?

Bir bahar seli gibi bulaşıp bize geldin

Bir salgının külünü yeniden yakıp geçtin”

2020 yılının tek mutasyon geçireni virüs değil tabiî ki... Döviz rezervlerimiz, döviz kurları, çarşı pazardaki fiyatlar, vergi çeşitlerimiz ve oranları... Sonra, pik yapan, her bir ayı bir öncekinden daha iyi olan, en kötüyü her zaman geride bırakan, dünya devi ülkelerin kendisini kıskandığı ekonomimizi yönetenler mutasyona uğradı. Ve tabiî, faizler de... Gerçi tepetaklak olmuş ekonomimizdeki değişime mutasyondan ziyade -amuda kalkmak tabirine benzerliği sebebiyle- “amudasyon” dense yeridir. Galiba bu senenin mutasyona uğramayacak veya uğrasa da en az etkilenecek şeyi asgarî ücret olacak...

Link: https://www.yeniasya.com.tr/adnan-nacir/umutasyon_534201

 

Kesin “Bill”gi, Yayalım!

 

Kesin “Bill”gi, Yayalım!
“Çip çip çip çedene de, çip takalım her bedene”

Bill Gates adını duymuşsunuzdur. Adamın soyadı olan Gates dilimizde kapılar anlamına geliyor, sahip olduğu işletim sistemi Windows da pencereler. Yani “kapıdan kovsanız pencereden girerim, her türlü evinize damlarım” demek istiyor bence.  İşlerini büyütürken, vizyon cümlesi “her eve bilgisayar” şeklinde idi, adam daha açık nasıl ifade etsin yani... Hele şimdilerde bir “Windows insider” programı var ki, o da içeriden demek, evlerimize çoktan girdi, içeriden yayın yapıyor bile...

Küçükken arkadaşları onu “Biliş” diye çağırırlarmış. Adama “N’aber Biliş’im?” diye diye, çalıştığı koca sektörün adı bilişim sektörüne dönüşmüş, iyi mi... Bilişimin ebced’i diyebileceğimiz, her bir karakterin bir sayı karşılığı bulunan ASCII kodlarına baktığımızda “Bill Gates III” ismindeki harflerin sayı karşılıkları toplamı 666 ediyor ki, batı kültüründe 666 şeytan sayısı olarak bilinir!

Microsoft olarak bilinen şirketinin asıl ismi mikropsoft. Dünyaya mikropları salıp salıp insanları hasta ediyorlarmış. Tam bir “virüs attım havaya, insanlar düştü karantinaya, 15 ülke kandırdım, bir şişe lavantaya” durumu yani. “O kadar da olmaz” demeyin, “virüs, mikrop, ağrı, sızı arkasında komplo teorisi aranır mı?” diye düşünmeyin. Geçen hafta dişim aniden iltihaplandı ve kanal tedavisi yaptırmak zorunda kaldım. Şahsen, diş güçlerden şüpheleniyorum. Dişlerin kesici olması ve emirin demiri kestiği bilgisi üzerine düşünürken aklıma Katar Emiri geldi ve “Kanal Diştenbul” ismini verdiğim kanalımı Katar’a satmaya karar verdim.

Mikropsoft’un maksadı, virüs salgını sebebiyle evine kapanan insanları, geliştirdikleri teknolojilere mahkum etmek. Zira; evden çalışma, elektronik ticaret ve uzaktan eğitim hep “Bill’gisayar” tabanlı. Bütün talebeler “dijitalebe” oldu. Eskiden Nasrettin Hoca’dan akıl dolu dersler ve eğlenceli, nükteli fıkralar dinlerdik, şimdiki çocukların bilgi ve eğlence merkezi “tablettin hoca”lar olmuş. Anneler bile bebeklerine ninni söylemekten vazgeçmiş, internetle u’youtube duruyorlar. Eskiden leb demeden leblebiyi anlayan çocuklar vardı, yeni nesil lep demeden “leptop” istemeye başladı.

Şimdilerde  Bill Gates, adeta “çip çip çip çedene de, çip takalım her bedene” türküsü eşliğinde aşı çalışmalarına destek veriyor. Hedefi, bütün insanlara çip takarak, onları kendisinin dijital kölesi haline getirmek. Hatta, abartıp şu şarkıyı söylediği rivayet ediliyor:



“Bu akşam içinde çipim var

Haince planlandı aşılar

Ağlamak istiyorum, haykırmak istiyorum

Bu akşam içinde çipim var!

 

Aşılar, aşılar, çipler sayesinde canlandılar

Aşılar, aşılar, insanları sisteme bağlattılar! 

 

Aşıdan uzak durma ne olur

Bu çipi sensiz taşıyamam

Artık bende olmasa bile

Bilgilerini okumadan yaşayamam

 

(Uzaktan)Yüzünü görmeliyim

Sesini duymalıyım

Aşıları aktif etmeliyim

 

Takacağı çiplere Windows işletim sistemi yükleyecekse yandık demektir. Windows, 7’sinde neyse 70’inde de o olur çünkü. İçimizdeki çipin Windows tabanlı bir sistemi olduğunu düşünsenize: Durmadan güncelleme yapmak ister ve saatlerce süren güncelleme işlemi boyunca bizi dondurur. Sonra hiç beklenmedik bir zamanda anlamsız bir hata mesajı çıkar ve bize mavi ekran verdirtir. İyi tarafından bakarsak, hepimizi Şirin Baba’ya dönüştürür ve şirinleri görmek için uslu çocuk olmamıza bile gerek kalmaz.

Kesin Bill’gi, lütfen yayalım! Özellikle Facebook ve Whatsapp gruplarında yayalım. Yalnız, “yayalım” ricasını duyup “yay alım” şeklinde anlayanlar lütfen teklif vermek için başvurmasın. Alım olursa, ihale işininin okunu-yayını çıkaran meşhur beşli çete haricinde kimseye fırsat verilmeyecektir, böyle biline...

Link:  https://www.yeniasya.com.tr/adnan-nacir/kesin-bill-gi-yayalim_533401

Öne Çıkan Yayın

M'Ako Ağa

  M'Ako Ağa M’Ako Ağa, sıra sıra selvilerin dizildiği bölgenin hemen aşağısında, yeşil yeşil çamların arasında kalan sinemada gösteril...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

İlgili Diğer Yazılar: