Bu Blogda Ara

Arşiv

enflasyon etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
enflasyon etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Ekono-mistik Düşünceler

 

Ekono-mistik Düşünceler

Yaptıkları her iş, zaman itibarıyla ya Cumhuriyet tarihinin, ya asrın veya bütün zamanların; coğrafi olarak da Avrupa’nın, Ortadoğu ve Balkanlar’ın ve belki de bütün dünyanın en büyük işi olan hükümetimiz, yine mega-süper bir proje ile karşımıza çıktı.

Yatay mimari ile inşa edilecek 500 bin konut, barınmadan ticarete, eğitimden sağlığa, kültürden adalete ülkenin bütün dertlerine deva olacak anladığımız kadarıyla. İnsanlar, yüksek yüksek kiraları eve vermesinler, bakın bakalım ne oluyor?

Kiralara gidecek olan paranın bir kısmı esnafa gider, ticaret canlanır. Ev sahibi-kiracı kavgaları biter, ödenmeyen kiralardan doğan hacizler sona erer, adliyeler ve kolluk kuvvetleri rahatlar. Biriken parayla gezmeye gidilir, kültürel faaliyetlere ağırlık verilir. Çocukların eğitimine daha çok para ayrılabilir, eğitimin kalitesi yükselir. Hepsi bir anda olmaz tabi, 20-30 yıl kadar beklemek gerekebilir. TOKİ taksitleri anca biter, o zamana kadar sabır... Desteği kesmememiz gerekiyor, ahirette soracaklar diyor, Bakan Kirişçi...

Yalnız, bu kadar ev yanyana inşa edilirse iyice Betoniye Cumhuriyeti’ne dönüşürüz diye bir endişem var. Yiyecek ekmek bulamayan insanlara “betonu ye” dememek için, bence yeni evleri helvadan yapsınlar, acıkma durumlarında daha kullanışlı olur gibi.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı’na, asgari ücret alanların nasıl ev sahibi olacağı sorulduğunda “eşten dosttan borç para alırlar, ek işlere bakarlar, fazla mesailere kalırlar, bir şekilde çıkarırlar parayı, biz de öyle yapıyoruz” manasında cevap vermiş. Yahu, koca bi ülkeyi böyle döndürmüyor muyuz zaten? Ekonomist Erdoğan, “Pek çok ülke gerekli desteği veriyor, onlardan gelen paralar Merkez Bankası rezervlerini güçlendiriyor” dedikten sonra, sana bana ne oluyor? Türküsü bile var:

“Nure SWAP yapıyor, Nure

Brüt rezervler taşıyor, Nure

Nure’nin ışıltılı gözü, Nure

Merkez rezervleri yakıyor, Nure

Nure Nure hey Nure, Nure...”

Aç kalmayız evelallah, yüksek tutulan kur sayesinde ihracat rekorları kırarız. Dünyanın en ucuz ülkesi olup bütün yatırımları çekeriz. Yabancı bir ülkeye gitmiş olan bakan Nebati “Ah buradakiler, gelseydiler orada da Türkiye'ye olan ilgiyi, alakayı, Türkiye'yle ilgili beklentileri bir görebilseydiler. Ah, Türkiye'nin gücünü burada olup da hissetmek istemeyenler, Türkiye'nin kalitesini, Türkiye'nin ortaya koyduğu performansı, gözlerini, kulaklarını kapatıp görmek istemeyenler bir an için orada bulunsalardı, nereden nereye geldiğimizi, ülkenin nasıl karşılandığını, bizzat şahit olarak hissetseler...” demişti.

Bu arada enflasyon yükselse bile zarar vermez. Biz zaten alışığız ki, başka ülkeleri titreten enflasyonun 20 katını çekiyor ve bana mısın demiyoruz. Bakın, ne güzel demiş Cumhurbaşkanımız “Enflasyon aşılamaz bir ekonomik tehlike değildir. Ben ekonomistim. Şu anda yüzde 8, yüzde 9 enflasyonun bile tehdit ettiği ülkeler var. Bizde yüzde 80 var. Biz şu anda 250 milyar dolar ihracatı yakalamış bir ülkeyiz. Benim ülkemde marketlerde raflar boş değil. Ama Amerika'da bile bugün raflar boş, Fransa'da raflar boş, Almanya'da raflar boş. Benim vatandaşım şu anda istediği her türlü ürünü marketlerde bulabiliyor.”

Geçen hafta Amerika parklarında dolaştı, dünya milletlerine ders verdi. Keşke, birkaç market dolaşıp alışveriş yapsaydı da, boş market raflarını ve yüksek fiyat etiketlerini görebilseydik...

Link:  https://www.yeniasya.com.tr/adnan-nacir/ekono-mistik-dusunceler_570395

Saraydan Fikir Kaçırma Operası’yonu

 

Saraydan Fikir Kaçırma Operası’yonu
İbrahim Özdabak Karikatürü

Nicedir devam eden bir hal var; muhalefet tarafı bazı konuları dile getiriyor, bu konular hakkında iktidar ise alelacele tedbirler alıyor veya müjdeler yayınlıyor. Emeklilere bayram ikramiyesi, taşeronlarla ilgili düzenlemeler, 3600 gösterge ile ilgili talepler, asgari ücret zammı, KYK borçlarının ödenmesindeki zorluklar, araç alımlarındaki ÖTV oranları...

Muhalefet “biz hatırlatmasak yapmayacaklardı” diyor, iktidar ise “biz zaten yapacaktık, saraydan fikir kaçırıyorlar” diye kendini savunuyor. Yiğit Özgür’ün gemili bir karikatürünü hatırlattı; güvertede bulunan biri, geminin tepesinde oturup etrafı gözetleyen gözcüye “kara göründü mü?” diye sorar, gözcü de “kara göründü!” diye cevaplar. Güvertedeki “ulan, sormasak...” deyince gözcü savunmaya geçer: “yok valla, denk geldi!”

Mozart’ın meşhur bir operası gibi “Saraydan Fikir Kaçırma Opera’syonu” var mı bilmiyoruz ama son olarak Kılıçdaroğlu, bankaların alacaklarını komisyon karşılığı devralan ve üzerine fahiş miktarlarda faiz uygulayan, borcunu yapılandırmış olanları da icraya veren, borçluların yakınlarını korkutma ve tehdit gibi mafyavari yöntemlerle tahsil yoluna giden varlık yönetim şirketleri ile ilgili vatandaşları uyarıp “ödemeyin!” dedikten kısa bir süre sonra hükümet bir müjde açıkladı.

Müjde, bizzat icranın başı tarafından açıklandı: 2000 lira ve altında borcu olup icralık olan 5 buçuk milyon kişinin borçları tasfiye edilecekmiş. 10 milyon dosya ediyormuş. Halihazırda, Türkiye’deki icra dosyalarının toplamı 24 milyonu aşmış durumda ve maalesef gün geçtikçe artıyor.

20 yıldır ülkeyi yönetip doları bir küsur liradan 18 lira seviyesine çıkaran, döviz rezervlerini boşaltan, ülkeye düyun-u umumiye zamanında alınandan yüksek bir oranla dış borç aldıran, iflasların, icraların, hacizlerin ve fakirliğin rekor kırdığı dönemi yaşatanlar ise yaşanan bu tabloda sorumlulukları yokmuşçasına hayal satmaya devam ediyor. Hazine ve Maliye Bakanı Nebati “Önümüzdeki aylarda enflasyonun daha da hız kestiğine birlikte şahitlik edeceğiz. Bugün açıklanan Ağustos ayı enflasyon verileri de bu projeksiyonlarımızı destekler niteliktedir. Yüksek enflasyonu bir daha geri dönmemek üzere bu topraklardan def edeceğiz” dedi.

Çizgilerin ustası, karikatürist ağabeyimiz İbrahim Özdabak, Bakan Nebat’yi, elinde, üzerinde enflasyon canavarının olduğu bir def çalarken çizdi. O tablo, Titanik gemisi batarken, güvertede çalmaya devam eden orkestrayı hatırlattı. Karikatürün manzum bir ifadesi olsa muhtemelen şöyle bir şey olurdu:

Çalışmadığı halde enflasyonun ref'ine
Seviniyor, bulmuş gibi define
Kezalik, çalgılar hiç susmuyordu
Batarken, Titanik isimli meşhur sefine

Almış eline çalıyor defi
Açıklıyor kendince enflasyon hedefi
Battıkça bulacağını sanıyor
İnci, mercan ve sedefi

Defin içindeki enflasyon canavar
Kastı hem mala hem cana var
Ne temenni yeter def etmeye
Ne de gözlerdeki ışıltı onu savar

Ne yumurtası var elde, ne de folu
Ekonomi anlayışı hepten defolu
Telakki-i selase* ile söylerse
Gerçek olacak zannediyor "def ol, def ol, def ol!"u


*Telakki-i Selase: Üç kere üst üste söylediği şeyin doğru telakki edildiğine inanmak. Misal, normal bir gücü karşınıza alıp kendisine üç defa “dış ol” diyorsunuz (“dış ol, dış ol, dış ol” şeklinde uygulanır) Tebrikler! Telakki-i selase ile gücünüz artık dış güçlere karışmıştır

Link:  https://www.yeniasya.com.tr/adnan-nacir/saraydan-fikir-kacirma-operasi-yonu_569729

Kombi’ne Zam

 

Kombi'ne Zam
Mikail Çiftçi Karikatürü kaynak:https://twitter.com/mikailciftci63/status/1047167061225558016/photo/1

Fevkaladenin fevkınde zamanlardan geçiyoruz. Fesübhanallah, her şeyimiz “günlük” gülistanlık. En azından bugünlük öyle. Yarına Allah Kerim...

Ekonomik büyüme rakamları açıklandı, yine büyümüşüz maşallah. Bundan 10 sene kadar önce, 12500 dolar olarak ölçtüğümüz, kişi başına düşen ama kafamızı yarmayan milli gelirimiz, her yılın her çeyreğinde büyüye büyüye 9500 dolara yükseldi, hamdolsun. Sayının küçüldüğüne bakmayın, dış güçler doları yükselttiği için, artık daha az parayla daha çok şey alabiliyoruz.

İnanmıyorsanız, gidin Bulgaristan ve Gürcistan gibi komşularımıza sorun. Çok acayip ucuz bir ülke olduk. Öyle böyle değil, komşu devletlerden insanlar ülkemize gelip gelip alışveriş yapıyorlar. Turistin biri, bir sterlin’e Türkiye’de bir süpermarkette alabildiği ürünlerin videosunu çekip internete yükledi, tam 10 milyon kişi videoyu izlemiş. Bin bereket, günde böyle üç video çekilse, izleyenlerin yüzde biri turist olarak gelse...

İşsiz insan sayımız gün geçtikçe artıyor ama işsizlik durmadan azalıyor, çok şükür... Hababam Sınıfı filmindeki Şaban (Kemal Sunal) sesiyle okuyun: “İşsizlik yooooook, iş beğenmemek var... Bugünlerde, bugünlerde iyi ki TÜİK var!”

Faizi durmadan indiriyoruz ama faizle iş yapan bankalar kârlarını 6 katına çıkardı. Faizsiz de kazanılabiliyormuş demek ki... Hepsi akıllanacak yakında, hepsi...

Hayat pahalılığı var diyorlar ama fiyatlara yapılan zamlar, açıklanan enflasyonun üzerinde olduğu için canımızı yakıyor. Halbuki, herkes belirlenen enflasyon kadar zam yapsa sıkıntı olmayacak. Doğalgaza, elektriğe biz nasıl zam yapıyoruz? Enflasyonun dörtte biri kadarcık... Onu bile çok görüyorlar, “bu kış zor geçecek” diyorlar. Gerçi, kombileri etkileyen bu zamlar, üretim zincirindeki maliyetleri çarpan etkisiyle büyütüyor, buna “kombi’ne zam” denir. Kim ne derse desin, kombiler sönmeyecek, sayaçlar susmayacak ve faturalar inmeyecek! Yapamayacaklar, bize boyun eğdiremeyecekler, diz çöktüremeyecekler! Böyle biline...

Şu da var tabii, kombilerimiz de bizim sözümüzü dinleyecek, “kombi-iznillah” dediğimizde derlenip toparlanacak. “Kombi, nasıl yanıyon?” diye sorduğumuzda hemen “kombi-nasyon” hesaplarını ortaya dökecek. Kombilerin böyle usulca laf dinleyip dinlemeyeceğinden emin olamayanlara mikser olayını hatırlatmak isterim:

Geçtiğimiz günlerde, Kütahya’daki bir temel atma töreninde, iki tane tahta kalasla çevrilmiş görünen toprak zemine beton dökmeye başlayan mikser, elini korkak alıştırdığı için olsa gerek, azıcık bir şey döküp duruverdi. Nasıl bir temelse artık, zemin bir temelein gerektirdiği kadar kazılmış değildi, demir yoktu ortada ve beton öylece toprağın üstüne dökülmüştü. Birden, “Mikser, çok çabuk bitti betonun ya! Mikser, devam et devam! Devam devam devam... Bizim betonlar bu kadar kısa zamanda tükenmez!” hitabına mazhar olunca mikser, alkışlar eşliğinde coşmaya başladı.

Duasız, ayetsiz iş yapmıyoruz. Güvenlik güçlerimiz Ayetel-Kürsî okuyarak işlerine başlarlar. Hakim ve savcılarımız, adaletin ruhuna bir Fatiha göndermeden işe koyulmazlar. Ekonomi ordusu, mesaisini bitirmeden hemen önce, ülke ekonomisi için, er-gonomi niyetine kıyama durur, kıyamdayken Sübhaneke duasını “..ve cella senaüke...” kısmı ile okumaya dikkat eder.

Siz de, ülkedeki adalet, eğitim, sağlık, ekonomi, diplomasi ve hoşgörü için Fatiha okumayı unutmayın lütfen..

Link: 

Öne Çıkan Yayın

İthalya Cumhuriyeti

  İthalya Cumhuriyeti Bundan çok çok zaman önce, buradan uzak mı uzak bir ülke varmış. İyi-kötü, kendi ihtiyaçlarını üretebiliyor ve kimse...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

İlgili Diğer Yazılar: