Bu Blogda Ara

Arşiv

Suriyerler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Suriyerler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Suriyerler...


Suriyerler

Son derece ilginç ve sıcak gelişmelerin olduğu günlerdeyiz. Suriye’de yaşanan olaylarda müdahil olan taraflardan tam olarak kimin, kimin yanında olduğu, kimin kime karşı olduğu(ya da kimi tanımadığı) ilişki haritasını çıkarmak zor, çünkü sürekli değişen ve mantık sınırlarını zorlayan durumlar var. Düşmanının düşmanı ile düşman olan var, dostunun düşmanı ile dost olan var, dostunun dostu ile düşman olan da... Tek tek baktığımızda;

Türkiye: ABD ile müttefik, Rusya ile sıkı fıkı ve İran’la işbirliği içerisinde, Esed muhaliflerini destekliyor, Esed rejimi, PYD ve DAEŞ’e karşı.

Rusya: Esed’in arkasında, Türkiye ve İran’la birlikte Suriye’yi şekillendirmeye çalışıyor, PYD’yi tanıyor, ABD’ye karşı, DAEŞ’e düşman ve Esed muhaliflerine saldırıyor.

İran: Rusya ve Türkiye ile beraber bölgesel işbirliği içinde, Esed’le dost, PYD’yi destekliyor, DEAŞ’a karşı, ABD ile düşman.

ABD: Türkiye ile müttefik, PYD’yi, açıktan silah ve eğitim verecek kadar destekliyor, Esed, İran ve DAEŞ’e düşman, Rusya’ya karşı.

Esed: Rusya ve İran’la dost, Türkiye ve ABD ile düşman, PYD ve DEAŞ’a karşı.

PYD: ABD, Rusya ve İran’la dost, hatta desteklerini alıyor, Esed ve Türkiye’ye karşı, DAEŞ’le savaşıyor.

DAEŞ: Cümle alemin ortak düşmanı, kimse onları sevmiyor ve desteklemiyor(en azından öyle görünüyor). Onların da kimseyi sevdiği veya desteklediğini sanmıyorum. Saldırmadıkları ülke kalmadı. Yahu, o zaman bunlar nasıl kuruldu ve şimdi nasıl ayakta durabiliyor?
Dostluk ve düşmanlık ilişkileri bu kadar “sûrî” ise ve herkes kendi menfaatlerine göre davranıyor gibi görünüyorsa, Suriye’ye müdahil olan taraflara topluca “Suriyerler” desek yanlış olmaz herhalde (staj-stajyer gibi düşünün, Suriye-Suriyer) Ancak, tek tek sorulduğunda, neredeyse hepsi de Suriye’nin toprak bütünlüğünü korumak istediğini söylüyor. 

USA’ndık...

Kafanız karıştı değil mi? Şimdi ABD ile olan ilişkilerimize bakalım. Devlet başkanı ayrı telden çalıyor, Pentagon kendi bildiği yoldan şaşmıyor, senato ise bambaşka havalarda. Yahu, diğer birimlerini bırakın, başkanının günü gününe, saati saatine uymuyor! Bir gün askerlerini çekeceğinden bahsederken, ertesi gün ekonomik olarak bizi mahvetmekle tehdit ediyor. Bir iki saat sonra “Türkiye bizim ekonomik ortağımız, 13 Kasım’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Beyaz Saray’da bekliyorum” diye tweet atıyor. Dakka geçmeden bakıyorsun, bakmaktan bıktığı ve masrafları ağır gelen DAEŞ’lileri devralmamız gerektiğini söylüyor. Usandık bu med-cezirden, USA’ndık... Kendisine şöyle bir türkü yollasak yeridir: 

“Karıştı çarşı pazar, n’eylim amman aman, n’eylim amman aman, sarı kafa
Bir kızar, bir övgü dizer, oy nenen ölsün sarı kafa aman, sarı kafa aman, Donald Trump…

Elinde tweet kalem, n’eylim amman aman, sarı kafa
Aleme ferman yazar, oy nenen ölsün sarı kafa aman, sarı kafa aman, Donald Trump…”


Barış Pınarı Tepkileri

ABD, görünüşte Barış Pınarı isimli harekatımıza karışmayacağını söylese de onun sözünden çıkmayan Suudi Arabistan ve Mısır, harekata karşı olduğunu söyleyen ilk ülkelerden oldu. Bu da, sözüne ve hareketlerine güven olmayan ABD’nin her an küçük bir bahane ile bizi ters köşeye yatırabileceğini gösteriyor. Avrupa Birliği de keza sert bir şekilde bizi eleştirince, Erdoğan, bir kez daha kapıları açıp 3.6 milyon mülteciyi Avrupa’ya göndermekten bahsetti. Ee.. Avrupa bir avcı gibi bir yol biliyorsa biz de “tilki” gibi 40 yol biliyoruzdur evelallah... Tilki demişken, Avrupa’ya her daim yaptığımız ergen “atarlar”ı düşününce şöyle bir cevap geldi aklıma:

“Çaldığın diplomatik notaları yerine koy lütfen
Eğer üyeliğimizden pek emin değilsen
Aradığın kavgaysa en güzelinden
O zaman başka
Açarım kapıları, hazırım dünden!”

Öne Çıkan Yayın

Siya-Nur

Siya-Nur     Ülkemizde maddi felaketler, yetkili şahısların kendileriyle olan etkileşimine göre ikiye ayrılır: İlk kısım, üzerinden mağd...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

İlgili Diğer Yazılar: