Bu Blogda Ara

Arşiv

mesaj etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
mesaj etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Lockman Hackim-Kadir Gecesi Mesajı

 


Kadir Gecesi olmasını temenni ettiğimiz geceden önceki günün gündüzüydü. İslami ıstılahta önce akşam namazı ile gece başlar, arkasından günü gelir. Telefonum susmak bilmedi... Mesajların biri diğeri arkasından gelip duruyordu. Güllü, güvercinli, Kabe temalı mesajların kimilerinde arka planda ilahiler de vardı.

Mesajların çoğunda, kimden geldiğini telefon söylemese, içerik kısmında kime gönderildiği veya kimin yazdığı konusunda bir bilgi yoktu. Kiminde spesifik olarak Kadir Gecesi ibaresi geçiyorken, kiminde ise özlü bir söz veya dua eşliğinde “kandiliniz mübarek olsun” gibi jenerik bir ifade vardı. Her kandilde ve herkese gönderilebilecek kadar parametrik mesajlar, ne yalan söyleyeyim bana çok samimi gelmiyor. Belli ki, mesajı gönderen kişi, kendisine güzel bir tanesinin gelmesini beklemiş. Hiç mesaj almasa kendisi de gönderemeyecek yani.

Ben de, kendi meşrebimde bir mesaj yazmaya karar verdim. En azından kimden geldiği belli olsun, mesajı görenler, bunu yazsa yazsa Lockman Hackim yazar desin diye. Tabii ki ben de mesajımı parametrik hazırladım, ALICI_ADI değişkenine kendi adınızı yazabilirsiniz. Mesajım şöyle:

“Geceler içerisinde hidden özelliği ile saklanmış, bin aydan hayırlı Kadir geceniz mübarek olsun. Şeytanların prangalarla ‘disabled’ olduğu Ramazan ayında, günah defterinizin ‘read-only’ olmasını dilerim. İnşallah melekler sevaplarınızı ‘save’ etsin. Upload edeceğiniz zipli sevap dosyaları, açıldığında kat kat hasene kazandırsın. Amel defterinizde şu komutlar çalışsın:

INSERT INTO Amel_Defteri (‘namaz’, ‘hatim’, ‘dua’, ‘tövbe’, ‘istiğfar’) SEVAP VALUES(10,100,1000, 30000, 50000) WHERE kul_id={ALICI_ADI}

DELETE FROM Amel_Defteri WHERE amel_id=’günah’

Yani, günahlarınız NULL, sevaplarınız FULL olsun, WHATSEVAPP gruplarınız mesajla dolsun.

Rabbim sizi visible ve invisible değeri TRUE olan bütün belâlardan muhafaza etsin.” 

Lockman Hackim serisinin önceki yazıları:

Bilişim İktidarı Partisi 

PC'lik Bozuklukları

 

Locman Hackim

 

Aşılara Tutunmak...


 

AKP ve MHP kongrelerine denk gelen zamanlarda girilen normalleşme, Nisan ayında virüs bulaşması vak’alarının sayısını arşa çıkarınca, bazı ülkeler bize uçuş yasakları uyguladı ve vizeleri askıya aldı. Ramazan dönemi boyunca teravihlerin iptal edilmesi ve tam kapanma tedbirlerinin bayram günlerini kapsayacak şekilde uygulanmasının turizm sektörümüzü kurtarmaya matufen yapıldığı açıkça ifade edildi.

Aşıişleri –düzeltiyorum, Dışişleri – Bakanı’mız, Almanya’da turizmle ilgili konuşurken teminat verdi, “turistin göreceği herkes aşılanacak” dedi. Tepkili sesler yükselince “turist dediysek neden sadece yabancıları anladınız ki, yerli turistler için de söyledim” manasında bir tevil getirdi ama bu açıklama önceliğin paraya verildiği gerçeğini değiştirmedi. Kafası karışanlar için nihai nokta Erdoğan tarafından kondu: “Turist zaten gelmiyor, gelene yasak mı uygulayalım? Oradan 3-5 dolar gelecekse bırak gelsin!”

Turizm Bakanlığı, geçtiğimiz hafta çok tartışılan bir video sundu. Videoda, “eğlenmenize bakın, ben aşılıyım” anlamına gelen ingilizce bir ifadenin yazılı olduğu maskeler takan personel vardı. Aşılanma reklamı yapmak istediler ama vatandaş tarafından durum aş”ağ”ılanma olarak anlaşılınca video apar topar silindi.

Aşılanma meselesini ön plana çıkardık ama memlekette o kadar aşı var mıydı ki? Aman bir terslik çıkarmasın diye huyuna suyuna gittiğimiz, Uygur Türklerine yapılan mezalime ses çıkarmadığımız, çıkaranları susturduğumuz veya elimizle kendisine teslim ettiğimiz Çin, kim bilir neye kızıp da söz verdiği aşıları göndermeyince, aşı randevuları iptal edilenler, ikinci doz randevusu 8 hafta sonrasına atılanlar oldu. Neyse ki, bir zamanlar “acı vatan” denilen ve şimdilerin “aşı vatan”ı Almanya’dan aşı müjdesi geldi. Koca Sağlık Bakanı’mız 120 milyon doz aşı haberini verirken, “o ki bana inanmıyorsunuz, aha da sahabına sorun” dercesine Uğur Şahin’den rakamları teyit etmesini istedi.

Alternatif Maske Mesajları

Madem artık bol bol aşı gelecek, yerli yabancı bütün tursitlerin görebileceği kişilere, üzerinde ilginç mesajlar taşıyan yeni maskeler tasarlamak lazım. Yeni formlümüz HMMM: Hijyen, mesafe, maske, mesaj.

"Aşılarımız turizm zoru, Allah'ım sen turisti koru!", "aşı bir otobüstür; binmesini bilmeli, son kafile gitmeden turiste görünmeli", “çağırdım gelmediler, sen aşısızsın dediler” veya "turiste can feda, aşı olmayana elveda!" gibi kamyon arkası yazılara benzer eğlenceli maske sloganları geliştirebiliriz. Ya da, “He-man” etkisini gösterebilecek “maskelerin gücü adına, ben aşılıyım artık!” yazısına ne dersiniz?

Bazı meşhur şarkı sözlerine benzer yazıları kullanmak da mümkün, mesela:

“Virüse bulamıyor kimse derman
Öyle zor ki dövizsiz olmam
Devletten geldi büyük ferman
Aşıların çocuğuyum, ben aşılar çocuğuyum”

“Gözümde canlanır koskoca mazi,
Turistler nerede, ben neredeyim
Suçumuz neydi, aşımızı da olduk işte
Gel gör aşılandım, ben ne haldeyim

Corona birikti sığmaz içime
Bin maske taksam da azdır virüse
Dövizi unutan turizmciye,
Mutluluktan haber ver direkt aşı”

“Sevdim seni inanamayacağın kadar paralı turist
Damarlarımda dolaşan şu aşılı kanımda koronanın adı yok
Aşılanmışım, aşım eşkalim bilinmekte
Üstelik maskem de tam şuramda...
Kirli sakalıyla turist kafilesi gezinmekte
N'eylersin ki çember daralmakta
Yasal injektörüyle bir Aşişleri bakanı yaklaşmakta...”

“Aşı olmak özgürlükse
Özgürüz ikimiz de
Turist, yuvasız çalı kuşu
Bense kafeste kanarya
O dolaşmış ülke ülke
Savurmuş dövizini
Ben yetirememişim gelirimi
Başvurmuşum hibelere!”

 Turizmi yaşatırız belki bir kaç yıl, aşılara tutunarak... Fena mı olur?

Link:  https://www.yeniasya.com.tr/adnan-nacir/asilara-tutunmak_543328

Bi' Linç Altı Mesajı


Bi' linç altı mesajı

Ankara’nın Çubuk ilçesi Akkuzu Köyü’nde, katıldıkları şehit cenazesinde, ana muhalefet partisi yöneticileri saldırıya uğradı. Saldıranları teskin etmek isteyen bakan Hulusi Akar megafonla seslenerek “Değerli arkadaşlar, mesajlarınızı verdiniz, tepkinizi gösterdiniz” dedi. Kamuoyunda tepki çeken bu konuşması hakkındaki tepkilere cevaben, linç girişiminde bulunan kişilerin o anda oradan uzaklaştırılmış olduklarını ve saldırganlara değil köylülere seslendiğini söyledi. Bizim kafalar daha da karıştı!  Muhatap linç tayfasıysa neden “değerli arkadaşlar” ve bi’ linç altında hangi mesajlar olabilir? Yok, köylülerse, saldırmayan insanlar nasıl bir tepki göstermiş ve ne türde bir mesaj vermiş olabilirler

Kılıçdaroğlu’na yumruk-pardon mesaj atan, Osman Sarıgün, ilk anda kınandı ve mensubu olduğu partinin bazı mensuplarınca ihraç istemiyle disipline sevk edildiği söylendi. Gözaltına alınınca yalnız olmadığını bildiren destek mesajları sosyal medyada arz-ı endam etti. Nasıl bir şey olduysa, partiden ihracını isteyenlerin bazıları aniden fikir değiştirdi. Serbest de bırakılınca kahraman ilan edilip eli öpülmeye başlandı. 

Muarıza Komplo, Yandaşına Kompliman!

Havuz medyasında bu olayda asıl hedefin Erdoğan olduğunu söyleyenler bile çıktı. Kompliman ve komplo teorisyenliği konusunda rakipsiz olan o medyaya yetişmek mümkün değil ama bi’ linç altı mesajı bulmaya çalışalım. Acaba Osman Amca/Dayı dedikleri adam, ekonomi bakanımızın dolara attığımızı söylediği demir yumruğu hatırlayıp kendini demir yumruk, Kılıçdaroğlu’nu da “Kılıçdolaroğlu” sanmış olamaz mı? Sonra, “evi yakın” diye bağıran kadın var. Allah bilir, yakmak fiilinden emir kipinde söylediğini düşündünüz değil mi? Ne malum, “uzak değil, yakın evi!” manasında, uzaklık anlatan bir ifade olarak kullanmadığı? 

Bir de, her olayda hükümeti suçlayanlar var. Evet, “oslo goroşmoyoz” dedikleri terör örgütüyle çoktandır pazarlıklara başladıkları ortaya çıkmış olabilir, oylarının düşme meyelanı gösterdiği zamanlarda patlayan bomba sayısında patlamalar görülmüş olabilir, patlama sonrası anketlerde oyları yükselmiş olabilir. Asla kötü niyet aramayalım. Dönemin başbakanı terörist başına “sayın” demiş. Terör belası sebebiyle kaybettiğimiz insanların sayısı hakkında ihtilaf olunca “yeniden sayın” manasında sayın demiş olamaz mı? 

Ziyaret Yeterlilik Hesapları

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli “O adama yumruk attıracak kadar ne yaptın sen Kemal Kılıçdaroğlu?” dedi ve düşük oy aldığı yere niye gittiğini sordu. Bence mantıklı.  Yüksek oy aldığın yere gitmene gerek yok, zaten senindir. E, düşük oy aldığın yer de işte böyle riskli... Geri kalan her yere (ne kaldı acaba) rahatlıkla gidilebilir. Aslında, Bahçeli’nin reddedemeyeceği bir teklifim var! Bir mahallin ziyaret edilebilirliğini orada alınan oylar belirlesin. “Oy meselesi tamam, bir çeşit ölçü olur ama hangi seçimdeki oylara bakacağız?” diye sorduğunuzu duyar gibi oldum. Üniversitelerdeki vize-final ağırlık hesaplamaları gibi. Yani milletvekili seçimlerinde aldığı oyun %40 ‘ı ile belediye seçimlerinde aldığı oyun %60’ının toplamı %10’u geçerse(malum baraj puanı) orası ziyaret edilebilir diye işaretlensin (ağırlıklar %30-%70 şeklinde de olabilirdi, sayın Behçeli’ye jest olsun diye %40-%60 demeyi tercih ettim). Siyasilere, ziyaret edemeyeceği bölgelere gitme yasağı getirilsin.

Sosyal Linç

23 Nisan günü bir televizyon programında, gelecek hayalleri sorulan çocuklardan biri, Köln Üniversitesi’nde tıp eğitimi almak istediğini ve sonrasında belki Alman vatandaşı olabileceğini söyleyince sosyal medyada bu çocuğa linç hareketi başlatanlar oldu. Hemen “bi’ linç altı mesajı” başlığımızı takıp bakıyoruz: Tıp okumak istiyor. Tıp nedir? Sessizlik, konuşmama oyunu. Okunmak istenen üniversite: Köln. Yani, Alman’a “kulun kölen olurum, beni al, gıkım çıkmaz, ağzımı bıçak açmaz...” demek istiyor. 

Kısaca; taraftarı olduğu düşünce veya kişilerin hiçbir kusurunu görmek istemeyen, onların her hareketini her türlü tevil edebilir, linç etmeyi kafasına koyana da her olayda bi’ linç altı mesajı var...

Öne Çıkan Yayın

Siya-Nur

Siya-Nur     Ülkemizde maddi felaketler, yetkili şahısların kendileriyle olan etkileşimine göre ikiye ayrılır: İlk kısım, üzerinden mağd...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

İlgili Diğer Yazılar: