Bu Blogda Ara

Arşiv

TÜFE etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
TÜFE etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

TÜFE




Geçtiğimiz haftalarda yayınlanan bir yazım için TÜİK tarafından bir düzeltme metni geldi. Mizahi bir yazıda enflasyon ve TÜİK üzerine yazılan cümlelere benzer bir metin gelince şaşırmadım değil. Suyu görünce teyemmüm bozulurmuş, aşağıda okuyacağınız bu düzeltme metni sebebiyle bu hafta komik şeyler yazmayacağım:
"Termodinamiğin İkinci Yasasını Veto Ediyorum!" başlıklı köşe yazısında; "TÜİK'lik ilkesi" başlığı altında "TÜİK'lik, devlet sayı işleri ile halkın yaşayışlarının birbirine karışmaması her birinin kafasına göre takılması demektir. Mesela, TÜİK bir enflasyon rakamı açıklar, halkın sadece yüzde sekizi bunu inandırıcı bulur. Zaman zaman aynı rakam olabilirler, ama halkın markete pazara gittiğinde yaşadığı fiyat artışı miktarını, TÜİK enflasyon rakamına uygulamak istemesi yanlış olur. Nerede görülmüş ayakların baş olduğu? Herkesin kendine göre bir enflasyon rakamı var, onu ne yapacağız? Enflasyon dediğin tek olur, herkes ona uyar. Uymayanın da keyfi bilir. TÜİK'i dinlerseniz vatandaşa şöyle hitap ettiğini anlarsınız: 

"Ben buna mecburum, sen bilemezsin 
Büyüdükçe büyüyor ekonomin 
Hedefleri mıh gibi tutturuyorum 
Ben buna mecburum, sen bilemezsin" 

TÜİK'te enflasyonu hesaplayan birimin başındaki arkadaş eskiden Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı 'nda çalışıyormuş, söyleyeyim artık enflasyonun yanında ülke olarak entropi rakamımızı da hesaplasın. " ifadeleri yer almaktadır.

2005 yılında yürürlüğe giren 5429 Sayılı Türkiye İstatistik Kanunu, Birleşmiş Milletler tarafından 1992 yılında kabul edilen resmi istatistik temel ilkeleri ve Avrupa Komisyonu tarafından 2005 yılında kabul edilen Avrupa İstatistikleri Uygulama Esaslarını içermekte olup Türkiye İstatistik Kurumu'nun mesleki ve teknik bağımsızlığını teminat altına almaktadır.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), ürettiği tüm istatistiklerde olduğu gibi tüketici fiyat endeksini (TÜFE) uluslararası normlarda; mesleki bağımsızlık, şeffaflık, karşılaştırılabilirlik, tarafsızlık ve doğruluk ilkelerine bağlı olarak, Avrupa Birliği ve dünya genelinde geçerli olan, uluslararası kurumlar tarafından tavsiye edilen yöntem, tanım ve kavramları kullanarak hesaplamaktadır. Söz konusu kavram ve yöntemler ile uygulama sonuçları yerli ve yabancı kurum ve kuruluşlardaki uzmanların değerlendirmelerine açık olduğu gibi, en ayrıntılı düzeyde de kamuoyu ile paylaşılmaktadır. TÜFE hesaplamalarında kullanılan ağırlıklar, madde sepeti ve fiyatlar şeffaflık politikası gereği Türkiye İstatistik Kurumu internet sayfasında da yayımlanmaktadır. Bu alanda TÜİK, dünyada en şeffaf kurumlar arasında yer almaktadır.

Tüketici fiyat endeksi, belirli bir gelir grubunu dikkate alarak değil, tüm Türkiye'yi kapsayacak şekilde hesaplanmaktadır. Ne enflasyon sepeti ne de açıklanan değişim oranları tek bir bireyi yansıtmamakta, ülke ortalamasını ifade etmektedir. Diğer ülke enflasyon rakamlarında olduğu gibi Türkiye rakamları da belirli bir gelir grubuna ait olmayıp ülkenin tamamına yönelik bir göstergedir. Bu durum sadece Türkiye için değil tüm ülkeler için geçerli bir durumdur. TÜİK, bu anlamda daha sağlıklı değerlendirmelerin yapılabilmesi açısından ana harcama grupları (12 ana harcama grubu-gıda ve alkolsüz içecekler, giyim ve ayakkabı, eğitim vb.) ve daha alt kırılımlarda TÜFE sonuçlarını yayınlamaktadır. Türkiye İstatistik Kurumu tüketici fiyat endeksi hesaplamalarında uluslararası alanda önerilmeyen hiçbir yöntem kullanılmamaktadır.

Türkiye İstatistik Kurumu, TÜFE dahil bütün istatistiklerini uluslararası normlar çerçevesinde üretmek için gerekli kurumsallaşmayı gerçekleştirmiştir. Dolayısıyla TÜİK tarafından hesaplanan TÜFE kişilerden ve makamlardan bağımsız olarak hesaplanmaktadır ve hesaplanmaya devam edecektir.

Konu ile ilgili olarak, milli şairimiz Mehmet Akif’ten ilhamen aklıma gelen birkaç mısra:

“Ayın on beşi oldu ki mu’tada inkıyad ile ben
Sabahleyin maaşı çekmiştim erkenden
Asgari ücret yoksulluğun kenarı demek
Pazarda dolaşılmaz ki öyle sepeti “full”eyerek
-Ayakta durmaya el birliğiyle gayret eden
Lisân-ı hâl ile amma rükûa niyyet eden-
O sâl-hûrde, harap maaşın alacaklarına
Sığınmış öyle giderken, hemen ayaklarına
Delilimin koca bir şey takıldı... Baktım ki:
Genişçe bir tüfe yatmakta, hem epey eski.
Bu bir enflasyon tüfesiymiş... Aceb kimin?
Derken; yüzde on üç civarında bir tüvik gelip öteden,
Gerildi, tekmeyi indirdi öyle bir tüfeye
Tekermeker tüfe bitâb düştü ta öteye...”

Enflasyonla Mücadele

Enflasyonla topyekun mücadele

Ekim ayı başında açıklanan enflasyon oranları panik havası oluşturdu. Ölçülen enflasyon, nihayet vatandaşın hissettiği değerlere doğru yaklaşmıştı. Vatandaşı en çok ilgilendiren TÜFE, yıllık %25’lere dayanmıştı. Tabii ki, kötü giden herşeyde olduğu gibi enflasyonun da arkasında muhakkak bir mihrak olmalıydı. İç-dış neredeyse bütün mihrakları düşündüğüm halde enflasyonu tetikleyen mihrakları bulamıyordum. TÜFE kelimesi üzerine yoğunlaştım ve “TÜFE, TÜFE, TÜ..” diye üst üste söylerken farkettim ki, “FETÜ” oluyor! Acilen, devletin bir tedbir alması gerekiyordu.

Hemen, enflasyonla topyekûn bir mücadele başlatıldı. Öncelikle TÜİK’te enflasyon hesaplama işlerinden sorumlu kişi görevden alındı. Biraz, Yiğit Özgür’ün meteoroloji müdürlüğünü arayan adam karikatüründeki gibi oldu bu ama olsun... Meşhur karikatürdeki diyaloglar şöyle:

- Alo? meteoroloji mi?
+ Evet buyrun.
-Allah sizin belânızı versin!!
+N’oluyo ya?
-Ne lan bu sıcaklar ha!?
+Ne alakası var kardeşim, ölçüyoruz biz.
- Kaç derece şimdi?
+ 38.
- Hah! Allah belânızı versin!

“YÜKSEK YÜKSEK FİYATLARLA KRİZ ÇIKARMASINLAR!”

Akabinde, Bakan Albayrak, bazı büyük firmalardan %10 indirim yapma sözü aldıklarını duyurdu. Özellikle enflasyon sepetinde yer alan ürünlerde fiyat artışı yapılmaması hedefleniyor ki bir dahaki ölçümlerde düşük çıksın. Bu %10 indirim meselesini düşünürken, akla 400 liralık ürünleri %25 indirimle 450 liraya satan esnaf kurnazlığı geliyor ama bakalım nasıl olacak...

Belediye başkanları kameralar eşliğinde çarşı-pazar dolaşmaya ve ürünlerin gramajları ile fiyatlarını denetlemeye başladı. Zabıtalarımız kimseye göz açtırmıyor maşallah. Çalışmaları destekleyen vatandaş da adeta şu türküyü söylüyor:

 “Yüksek yüksek fiyatlarla kriz çıkarmasınlar
Aşrı aşrı enflasyona koz vermesinler
Kayınbabasının bir tanesini hor görmesinler
Uçan da fiyatlara malum olsun, enflasyonu özlemedim”

Vaktiyle bir Milli Eğitim Bakanı’nın sarf ettiği bir sözden etkilenip “o kurlar olmasa ekonomiyi ne güzel idare ederdim” diyenler için enflasyonla mücadele bu kadar kolaymış demek. Yapısal reformlara falan hiç gerek yok, fiyatları baskı altında tuttun mu yeter. Tabii, israfı seven milleti de hizaya getirmek gerekebilir. “Vatandaşlar da ihtiyaçları haricinde bir şey almasın” diyen devlet, her ailenin asgari ihtiyaç çizelgesini çıkarıp sadece o listedeki ürünleri almasını isteyebilir. Daha ileri giderek bütün üretim tesislerini kamulaştırıp dağıtımı kendi de yapabilir. Karneler, kuyruklar derken millet aç dolaşır ama en azından sağlıklı olur. Herkes kilo verir, fena mı? Görüyorsunuz, insanlarda nefs-i emmare olmasa dünya imtihanını ne güzel idare ederdik, değil mi?


KRİZ, SEN EKONOMİNİN NERESİNDESİN?


Enflasyonla böyle kapsamlı mücadele edilince sanki ortada bir ekonomik kriz varmış gibi hissediliyor. Gelin, krizin kendisine eski bir İstanbul şarkısı gibi soralım:

“Duruşun andırır manipülasyonu
Fiyatlar şişiren enflasyonu
Kim yapıyor acep, devalüasyonu
Kriz, sen ekonominin  neresindesin?

Bilmem sözde misin, yoksa özde mi
Kaynağın dışarda mı, yoksa bizde mi
Vatandaş, sen krize inanma e mi!
Kriz, sen ekonominin neresindesin?”

Link:  http://www.yeniasya.com.tr/adnan-nacir/enflasyonla-mucadele_475601

Öne Çıkan Yayın

Siya-Nur

Siya-Nur     Ülkemizde maddi felaketler, yetkili şahısların kendileriyle olan etkileşimine göre ikiye ayrılır: İlk kısım, üzerinden mağd...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

İlgili Diğer Yazılar: