Bir dönem, her yerde ve herkeste internet yoktu.
Bugünküne oranla çok az sayıda kişinin e-mail adresi vardı. Haliyle,
mail kutularına düşen mail sayısı da çok azdı. Hotmail, 6 mb depolama
alanı ile ücretsiz mail adresi veriyordu ve uzunca bir süre dolmuyordu
kutumuz (6 mb, bugün orta kalitede bir resim dosyasının büyüklüğüne
tekabül edebiliyor). Mail adresi olanlar, bu adreslerini seve seve
herkesle paylaşırdı ve bunda bir beis görülmezdi. İnternetin hızla
yaygınlaşmasıyla birlikte suistimal vak’aları da çığ gibi büyüdü. Spam
mailler, virüs ve zararlı yazılım barındıran mailler mail kutularını
doldurmaya başladı. “Lütfen listenizdeki herkesle paylaşın” notuyla
gönderilen çoğu acıklı ve uydurma hikâyelerden, sansasyonel ve uçuk
bilgilerden veyahut, “Bill Gates servetini dağıtıyor” gibi maddî
zaaflara hitap eden mail zincirleri ile insanların mail adresleri
toplanıyor ve yeni spam listeleri veya siber kurbanlar elde etmekte
kullanılıyordu.
Sosyal medya araçlarının geliştirilmesinden hemen önce ise mail
grupları ve forum çılgınlığı yaşanmaya başladı. Paylaşım, tartışma ve
sosyalleşme için mail grupları pratik bir çözümdü. Önüne gelen, kendince
bir kategori seçip hemen mail grubunu oluşturuyor ve sizi de ekliyordu.
Gruplar kalabalıklaştıkça tartışmalarda sesler ve tansiyonlar
yükselmeye başlayabiliyordu. Trollük yapmak isteyenler için çok münbit
bir ortamdı. Diyelim, biri bir mail grubunda veya forum ortamında
doğuştan bir ayağı sakat olan ve kimsenin sahiplenmek istemediği bir
köpeği Jude isminde küçük bir kız çocuğunun aldığını, zamanla kendisini
eğiterek insanlar gibi iki ayaklı yürümeyi öğrettiğini ve köpeğe “faith”
ismini verdiğini anlatan bir hikâye paylaştı. Hemen bir trol çıkıp “bir
köpeğe Fatih ismini koyarak ecdadımıza küfür eden alçaklar” ile
başlayıp konu haçlı seferleri ile bağlayabilirdi. Faith kelimesinin
İngilizce “inanç, iman, sadakat” gibi anlamlara geldiğini ve bunu
bilmemenin cahillik olduğunu söyleyenler de tartışmayı trol efendinin
istediği zemine sürükleyebilirdi. Bu neviden, kişisel olarak trollük
yapanlar vardı ve kişisel tatmin, şöhret kazanmak gibi amaçlarla
yapıyorlardı bu işi.
Zamanla sosyal medya araçları ve mobil teknolojiler gelişti ve kullanım oranları çok arttı. Bugün, sadece Facebook kullanıcılarının sayısı iki milyarı aşmış durumdadır. Doğruluk kontrolü ve zorunluluğu henüz bulunmayan bu ortamlar her türlü yalan bilginin yayılması için bire bir. Teyit.org sitesinde yer alan bir habere göre 1957’den beri Londra’da hizmet veren bir Hint restoranı hakkında facebook’ta yayılan, insan eti kullandıklarına dair bilgi yüzünden işletme kapanma noktasına gelmiş. Haberin çıkış noktasının ise bir parodi sitesi olduğu ortaya çıkmış.
Günümüzde trollük yapmak hem kolaylaştı, hem de kurumsal bir hal aldı. İstenen konularda kamuoyu oluşturmak (popüler ifadeyle algı operasyonu yapmak), kitleleri belli hedeflere yönlendirmek gibi misyonlar üstlenen trol grupları ortaya çıktı. Hedeflediği toplumsal desteği bulan troller, gönüllü milisleri de aralarına katarak, hoşlanmadıkları kişi, grup ve düşünceler hakkında anında bir linç hareketi başlatabilirler. Hedefe aldıkları kişiyi bir anda hakaret, küfür ve tehditlerle sindirmeye çalışırlar. Bunlara denk gelinirse etkileşime girmeden doğrudan hesaplarını bloklamak en iyisidir. Trollere yol gösteren işaret fişeklerini atan, fikri altyapı oluşturmaya çalışma rolü üstlenen kişilerle de sosyal medya üzerinden tartışmak mümkün değildir. Adama kişisel fikrini beyan edersin, “sen kimsin ki bana analiz yapıyorsun?” der. “Bu böyleyse, şu neden şöyle?” diye soru sorarsın, “bana mantık oyunları yapma” der. Âyet, hadis veya ilgili alanda muteber birinin sözünü aktarırsın, “âyetlerin arkasına mı sığınıyorsun, senin fikrin yok mu?” der. Böyle insanlarla sağlıklı bir iletişim kurmak mümkün mü?
Tarafgirlik ve inat duygularının tavan yaptığı bu zamanda, umuma açık platformlarda karşıt fikirli insanlarla tartışmak, aradaki husûmeti ve ayrılığı pekiştirmekten başka bir işe yaramayabilir. En iyisi, kendi mesleğinin muhabbetini yapmak ve başka cereyanlara, trollerine ve başka rollerdeki kişilerine karışmamaktır.
Link: http://www.yeniasya.com.tr/adnan-nacir/sosyal-medyada-roller-ve-troller_437502
Zamanla sosyal medya araçları ve mobil teknolojiler gelişti ve kullanım oranları çok arttı. Bugün, sadece Facebook kullanıcılarının sayısı iki milyarı aşmış durumdadır. Doğruluk kontrolü ve zorunluluğu henüz bulunmayan bu ortamlar her türlü yalan bilginin yayılması için bire bir. Teyit.org sitesinde yer alan bir habere göre 1957’den beri Londra’da hizmet veren bir Hint restoranı hakkında facebook’ta yayılan, insan eti kullandıklarına dair bilgi yüzünden işletme kapanma noktasına gelmiş. Haberin çıkış noktasının ise bir parodi sitesi olduğu ortaya çıkmış.
Günümüzde trollük yapmak hem kolaylaştı, hem de kurumsal bir hal aldı. İstenen konularda kamuoyu oluşturmak (popüler ifadeyle algı operasyonu yapmak), kitleleri belli hedeflere yönlendirmek gibi misyonlar üstlenen trol grupları ortaya çıktı. Hedeflediği toplumsal desteği bulan troller, gönüllü milisleri de aralarına katarak, hoşlanmadıkları kişi, grup ve düşünceler hakkında anında bir linç hareketi başlatabilirler. Hedefe aldıkları kişiyi bir anda hakaret, küfür ve tehditlerle sindirmeye çalışırlar. Bunlara denk gelinirse etkileşime girmeden doğrudan hesaplarını bloklamak en iyisidir. Trollere yol gösteren işaret fişeklerini atan, fikri altyapı oluşturmaya çalışma rolü üstlenen kişilerle de sosyal medya üzerinden tartışmak mümkün değildir. Adama kişisel fikrini beyan edersin, “sen kimsin ki bana analiz yapıyorsun?” der. “Bu böyleyse, şu neden şöyle?” diye soru sorarsın, “bana mantık oyunları yapma” der. Âyet, hadis veya ilgili alanda muteber birinin sözünü aktarırsın, “âyetlerin arkasına mı sığınıyorsun, senin fikrin yok mu?” der. Böyle insanlarla sağlıklı bir iletişim kurmak mümkün mü?
Tarafgirlik ve inat duygularının tavan yaptığı bu zamanda, umuma açık platformlarda karşıt fikirli insanlarla tartışmak, aradaki husûmeti ve ayrılığı pekiştirmekten başka bir işe yaramayabilir. En iyisi, kendi mesleğinin muhabbetini yapmak ve başka cereyanlara, trollerine ve başka rollerdeki kişilerine karışmamaktır.