Bu Blogda Ara

Arşiv

dezenformasyon etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
dezenformasyon etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Dezenflasyon

Dezenflasyon
İbrahim Özdabak Karikatürü

Farkında mısınız, dezenformasyon yasası çıkalıberi, milleti “dezenforme” etmek zorlaştı... Etmeye kalkanlar haftalık bültenle ifşa ediliyor.

Üstelik, yasa daha yürürlüğe bile girmedi, 2023’te ezber bozan gizli maddelerle birlikte resmen işlemeye başlayacak. Etkisi şimdiden hissedilmeye başladı: Artık öyle aklına gelen şeyi söylemek yok! “Ekmek aptal milletlerin temel yiyeceğidir” diyen Cihan Kolivar ibret-i alem için “paketlendi” meselâ. Ne demişler, “paketten büyük kutu var, kutudan büyük koli var”. Tutuklanma sebebi olarak kayıtlara düşen ekmekle ilgili olan sözü değil, Cumhurbaşkanına hakaret etmiş diyorlar ama olsun, tutuklama gelmiş Cihan’e, Cumhurbaşkanı bahane, ekonomi ise şahane...

Ekonomi demişken, enflasyonla ilgili çok güzel müjdeler var, kendisi ile konuştuk düşürüyoruz inşallah. Aralık itibarıyla dezenflasyona geçeceğiz, artış hızını azaltıyoruz. “Baz etkisi sebebiyle zaten düşecekti, siz ne yaptınız ki?” diye soran hainlere aldırmayın. Ekonomi, gözlerdeki ışıltı kadar kimyadır aynı zamanda. Kimyada asit-baz meselesi vardır. Şimdiye kadar asit özellikli enflasyon biraz can yakmadı değil ama hemen baz etkisine geçeceğiz. Bazlama, aptal canavarların temel besinidir. Enflasyon canavarını bazlamaya alıştırdık mı, hemen uysallaşır.

Baz etkisi tamam ama onun yanında başka şeyler de düşünüyoruz. Ekonomiyi toparlayacak tedbirler konusunda hiçbir fırsatı kaçırmıyor her şeyi değerlendiriyoruz. Sürpriz yapacaktık aslında ama, neyse hadi söyleyeyim: Geçenlerde, Madrid yerine yanlışlıkla Mardin’e gönderilmiş Rus turistlerin haberi vardı. Arkadaşlarla hemen hesapladık, günde böyle üç beş iş yapılsa, ülkece paraya para demeyiz. Mardin ile sınırlı olmak zorunda değil tabii bu kampanya; Almanya-Alanya, İtalya-Antalya, Marsilya-Mersin, New Hampshire-Nevşehir, Kenya-Konya, Napoli-Nazilli gibi benzerlikler kullanılsa fena mı olur? Gelen her turist 10 euro, 20 dolar harcasa...

Yanlış anlamayın kardeşlerim, dolandırıcı değiliz, insanları buralara zorla getirmeye niyetimiz yok. Dilenci de değiliz, kimseye el açmıyoruz. Bir şekilde ülkemize gelmiş bulunan insanlardan nasıl faydalanabiliriz, onun yollarını arıyoruz, o kadar. Ticaretimize bakacağız. Pirinç almaya Dimyat’a gidecekken yanlışlıkla Midyat’a gelen insanlar da olabilir, “pirincimiz yok ama bulgurumuz meşhur” deyip onları da boş göndermeyiz meselâ...

Neticede, bütün bunları ve daha fazlasını enflasyonu düşürmek için yapacağız. Özellikle sene sonu enflasyonu önemli, memur maaşlarını ona göre artıracağız çünkü. Enflasyon yüksek çıksa ve maaş zamlarını bol bol dağıtsak ne olur biliyor musunuz? Ev sahibi, bakkal, kasap, manav... Zammı duyan herkes sattığı malların fiyatlarını yükseltecek, al sana daha büyük enflasyon! Kan davası gibi devam eden bu silsileyi bir yerde kırmak gerekir.

Son olarak, bir uyarıda bulunmak istiyorum: Özellikle dezenflasyon sürecinin başladığı şu günlerde, kendini, ekonominin askeri, polisi veya savcısı diye tanıtıp, enflasyon hususunda dezenformasyon üreten kişilere lütfen itibar etmeyiniz. Bunlar “EN-AĞ”ır enflasyonu gösterip halk arasında dehşet ve panik yaşanmasına sebep oluyorlar. Böyle orto-toksik düşünceler yayan organizmalara karşı kimyasal bir “dezENfAGtan” kullanıp, onlara mikro-biyolojik bir kopuş yaşatalım. Bu arada, dezenfektanları “Ticaret’ine Bakan” arkadaştan alırsanız iyi olur, yabancıya gitmesin. Resmi istatistik üreten kuruma da saygı gösterelim, dedeye sahip çıkalım...

Link:  https://www.yeniasya.com.tr/adnan-nacir/dezenflasyon_573018

Rende-zenformasyon Bülteni

 

Rende-zenformasyon Bülteni
Sefer Selvi Karikatürü

P’li Kanal TV bünyesindeki Rende-zenformasyon Başkanlığımız tarafından hazırlanan, tamamen enformasyona daYalı (ispiyonyolcası: informacióna da Yalı) Rende-zenformasyon Bülteni’ne hoş geldiniz.

Her gelen haberi olduğu gibi kabul etmeyip elekten geçiriyoruz. Adeta bir rendeden geçmişçesine ufalanan haberleri ince eleyip sık dokuyarak halkımızın sindirebileceği şekillere sokuyoruz. Uzaktan bakıldığında bir rendeyi andıran binamızda çalışan haber takımımız, sizler için en yararlı ve doğru bilgileri seçip seçip bültende yayınlayacaktır. Maazallah, ükeyi bozmak ve bölmek isteyen hıyanet şebekelerinin kandırmacalarına gelmenizi istemeyiz.

Gerekirse, yalan haber yayanlara “Fahrettinheit 451” usulü ateşle yaklaşmaktan çekinmeyeceğimizi bilmenizi isteriz. İtfaiye araçlarımız yalan haber ihbarı aldığı vakit, “habercilerin dikkatine: rende-zenformasyon makinesi ayağınıza geldi. Haber, tweet, facebook hesabına rende vurulur. Hemen alınır, beş dakikada teslim edilir” anonsu geçerek dosta güven, düşmana korku verecektir.

Şimdi haberler:

Bartın’ın Amasra ilçesinde meydana gelen müessif maden kazasında hiçbir yetkilinin kusuru olmadığı ve mevzuatın gerektirdiğinden fazla tedbirin alındığı anlaşıldı. Adını vermek istemeyen bir yetkili şöyle bir açıklama yaptı:

“Tedbirli mekanda ferahlık vardır sözüne aldanıp bolca tedbir aldık, elimizi korkak alıştırmadık. Gerekenden çok fazla tedbir almışız. İşte bu da ters tepmiş, hani sakınan göze çöp batar derler ya. Öyle bir şey oldu, zannedersem. Tedbir alın, tedbir alın diyenlerin gazına geldik. Hayır, alınan fazla tedbirler ihtiyacı olan başka madenlere de transfer edilemiyor açıkçası. Fazla mal göz çıkarmaz ama demek ki fazla tedbir gaz çıkarır, çıkan gaz da maalesef patlar. Bu da bize ders olsun.”

Putin Gazı Veriyor!

AB ve ABD ile arası iyi olmayan Putin'in bölgede sadece ülkemize güvendiği ortaya çıktı. Kremlin'e yakın kaynaklardan elde edilen bilgiye göre, Putin ile Türk heyeti arasında şöyle bir konuşma geçti:

TH: Gaz ödemelerini diyorduk, 2024'e kadar erteleyebilirseniz, malum seçimler de olacak seneye, elimiz biraz sıkışık olabilir.
Putin: Yahu, lafı mı olur... Sizden iyi müşteri mi bulacağım ben... Hatta, bakın aklıma ne geldi; ben size toptan vereyim gazı, siz de sattıkça ödersiniz bazı bazı... Bin metreküpünü 2500 dolardan veririm, siz istediğiniz fiyata istediğiniz ülkeye okutursunuz.
TH: Başkan, çok makbule geçer de, 2500 biraz fazla değil mi?
Putin: İşin piyasası belli, inanın bize gelişi de çok maliyetli. Ekmek çarpsın, ben de çok kazanmıyorum. Yabancı değilsiniz diye size dost fiyatı verdim. İsterseniz yakın, isterseniz satın. 2500'ün üstü size kalsın.
TH: Sağol Başkan, "Ortadoğuda gazlar yeniden dağıtılıyor" diye atıyoruz manşetleri...

Doğalgaz Faturalarının 80 TL’sini Hükümet Ödüyor

Cumhhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, vatandaşların evlerde kullandğı doğalgaz faturalarının 80 TL’sini hükümetin ödediğini söyledi. 80 lirayı az bulan insanlar olduğu gibi, bu işin finansmanının yine vatandaşın vergileri ile sağlandığını öne sürenler oldu. Gelir kaynağı olarak vergilere dokunmadıklarını belirten bir Hazine yetkilisi şöyle dedi: “Vatandaşımız müsterih olsun, kesinlikle yeni bastığımız paraları kullanıyoruz. Yeni modelimiz tam bir Ankara havası: Bas bas paraları doğalgaza, bir daha mı geleceğiz dünyaya...”

Dezenformasyon Yasası

Dezenformasyon yasasını Meclis’e sunmadan önce Amerikalı’lara gösterip onaylarını aldık. Çok beğendiler. Fikirlerini beyan eden Amerikalı'lardan biri "George or well" (yani, aynı bizim Hans'la Corc'un yaptıkları gibi veya daha iyisi) dedi...

 Link: https://www.yeniasya.com.tr/adnan-nacir/rende-zenformasyon-bulteni_571863

The Susual Suspects

 

The Susual Suspects
İbrahim Özdabak Karikatürü

İktidar kanadının “dezenformasyonla mücadele” kılıfı altında sunduğu kanun teklifi Meclis’te görüşülmeye başlandı. Gazeteciler, basın kuruluşları ve basın meslek kuruluşları tarafından internet dünyasını hizaya sokma ve baskı yoluyla tek sesli hale getirme teşebbüsünün bir tezahürü olarak görülüp eleştiriliyor.

Teklifte “halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak amacıyla ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan" kişiler için bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası öngörülüyor ki, en çok tartışılan hususlardan biri bu. O kadar yuvarlak tabirler ki, istediğin her olaya uygula, kimse itiraz edemez. “Kamu barışını bozmak” müstakil olarak yeteri kadar muğlaklık taşıyorken, buna “elverişli şekilde” gibi bir ifade eklendiğinde elastikiyet katsayısı katmerli hale geliyor.

Halk arasında yaşanması muhtemel endişe, korku ve panik nasıl ölçülecek? Endişometre, korkugram ve panikölçer gibi aletlerle mi ölçüm yapılacak? İktidar ve ona yakın çevrelerin geçmiş uygulamalarını göz önünde bulundurduğumuzda kullanacakları alet muhtemelen verniyerli “kumpas” olacaktır. Wikipedia’da verniyerli kumpas “İki çenesi arasında kalan kısmı ölçen, sürgülü bir alettir. Şekli kabaca boru anahtarını andırır. Bir sabit cetvel üzerinde gezen hareketli bir parçadan oluşur” şeklinde tanımlanmaktadır. İstediğin gibi uzatıp kısaltabiliyorsun. Yeter ki kumpası kurmak iste, ölçü arzuya göre ayarlanabiliyor ve bir kişinin iki çenesi arasına bakıyor.

Hal böyle olunca, sadece gazeteciler ve yazarlar değil, bütün vatandaşlar kumpasa gelmemek için kendini frenleyecek, fikirlerini açıkça ifade edemeyecek. “Bulut” dese, “bize ördek mi demek istedin?” diyenlerin gazabına uğramamak için kendine bir oto-sansür uygulayacak. Tam da seçim öncesi, her şeyin açıkça konuşulmasını istemeyenler için gayet yerinde bir uygulama.

Aktroller ve hükümete yakın olup göz göre göre yalan şeyler yazan, muhalif herkese iftira ve hakaret etmekten çekinmeyenlerin de bu kanundan nasibini alacağını düşünüyorsanız boşuna sevinmeyin. Trollerden “kimin başı sıkışsa, koşar Pelikan Abla. Küçük büyük, her trolün dostu Pelikan Abla” (İşte bir yalıda yaşayan Pelikan Abla var ya, o...)


Sosyal medya araçları da unutulmuyor tabi, bu kanunda. Platformlara, Türkiye’de bir ofis açma ve gerektiğinde kulağını çekebilmek için bir temsilci atama şartı getiriliyor. Bu platformlar da babamızın oğlu değil, parasına bakıyor. Kapanma korkusuyla, hükümetlerin istemedikleri içerikleri kaldırabildikleri, muhaliflerin özel mesajlaşmalarını teslim ettikleri görülmemiş bir şey değil.

“Yalan haberin merkezi” denilerek zaman zaman kısıtlanan sosyal medya araçları olağan şüpheliler listesinde başı çekiyor. 1995 yapımlı “The Usual Suspects/Olağan Şüpheliler” filmini akla getiriyor, ilk tokat bunlara vuruluyor çünkü. Ağabeyimiz İbrahim Özdabak’ın karikatüründe, Olağan Şüpheliler filminde olduğu gibi, 5 şüpheli sosyal medya aracı, karakolda sıraya diziliyor ve boylarının ölçüsü alınarak susturulmak isteniyor. Bu karikatür bir filme dönüşse adı "Susual Suspects" olurdu herhalde.

Orijinal filmde geçen şöyle bir cümle var: “Şeytanın en büyük hilesi, bütün dünyayı yaşamadığına inandırmakmış”. Bizim yerli Susual Suspects’te de, kanun, halkı bölünmekten, korku ve paniğe kapılmaktan ve yalan haberden korumak için çıkarılıyor deniyor. Şeytan bunun neresinde? Finalinden bahsedip tadını kaçırmak istemezdim ama bizim Kayser, Söz’e müdahale edip herkesi susturuyor. Evet, kapatıyoruz, son sözleri alalım lütfen...

Link: https://www.yeniasya.com.tr/adnan-nacir/the-susual-suspects_571057

Troll Of The Rings

 

Troll Of The Rings
Troll Of The Rings

İktidarın “dezenformasyon yasası” dediği ve kamuoyunda “sosyal medya yasası” olarak bilinen düzenlemelerde sona yaklaşıldığı söyleniyor.

Maksatları yalan haberle mücadele etmekmiş, öyle söylüyorlar. Kat’iyyen sosyal medya kullanımına bir yasak getirme niyetleri yokmuş. Halihazırda, kişilik haklarına saldırı, iftira, tehdit ve hakaret gibi suçları işleyenler, ister sosyal medyada olsun, ister olmasın, zaten ceza hukuku, medeni hukuk, terörle mücadele gibi kanunlarla muamele görmüyor mu? Hakaret için başlı başına kanunlar var. Yüzbinlerce insan bu kanun lar çerçevesinde dava konusu olmuş durumda. Mevcut kanunlarla kimi yargılayamadılar ki yeni kanun getiriyorlar, anlamak mümkün değil.

Dillerinde dolaşan bir dezenformasyon lafı var ki evlere şenlik. Bir enformasyonun değeri hangi kriterlere göre ölçülür? Genel toplumsal kabuller, kilise, mahkeme ve dönemin muktedirlerinin aksine dünyanın döndüğünü iddia eden Galileo dezenformasyon mu yapıyordu? Daha da önemlisi, buna kim karar verecek? İşine gelmeyen her bilgiyi yanlış ilan etmekten muktedirleri ne alıkoyacak?

Tamamen siyasilerin verdiği istikamet doğrultusunda yayın yapan bir gazete, Birleşik Arap Emirlikleri’ni darbenin finansörü ilan tmiş, terörle ilişkilendirmiş, Akdeniz’de Türkiye karşıtı bütün komploların merkezine yerleştirmiş ve o ülke hakkında “şerefsiz” diye manşet atmıştı. Neden ve nasıl olduğu tam olarak kamuoyuna açıklanmadan, siyasilerimiz BAE ile ekonomik ilişkiler geliştirmeye başladılar. Merak ediyorum, bu “fitne ve şer odağı” dedikleri ülkeyle iş yaptığı için cumhurbaşkanına hakaret etmek suçundan dava açılacak mı?

Asgari ücrete yıl içerisinde zam yapılabileceğini söyledikten ve çalışanlar nezdinde bir beklenti oluşturduktan bir ay sonra, aynı soruya “ne münasebet, ne zaman artış yapılacağı bellidir, aralık ayında görüşülür” demenin hükmü nedir? “Fransa’da yüzde yedi enflasyonla her şeyin fiyatı yedi katına çıkmış” diyerek matemetik ve mantık ilimlerine savaş açan siyasetçinin bu sözü nasıl değerlendirilecektir?

Dolar 10 liraya gidiyor diye tweet atanlar, manipülasyon yaptıkları gerekçesiyle yargılanıyorlarken dolar 18 lira seviyelerini gördü. Paramızı pula çevirenler, parayı havuzda biriktirip yüksek kurdan satanlar, kısaca “money-pool-asyon” işleminin kendisini yapanlar ne olacak? Enflasyonu yükseltenlere hiçbir müeyyide yokken,  ölçüp açıklayanlara hapis cezası getireceklermiş. Vatandaşların kimlik, adres, sigorta, maaş ve pek çok bilgisi korsanların elinde dolaşıyor diyenler tutuklanıyor ama çalanların yakalandığını duymadık.

Sosyal medyada insanların en çok şikayet ettiği konuların başında troller geliyor. Trollük müessesesiyle mücadele nasıl olacak? Muhalif seslere anında savaş açan, ağza alınmadık hakaretler eden, haysiyet cellatlığı yapan, kimi bot hesaplar gibi otomatik yönetilen, kimi gerçek kullanıcı olan yüzbinlerce trol var.

Aktroll diye bildiğimiz ve tek millet zannettiğimiz bu çete asında kendi içinde farklı gruplardan oluşuyormuş. Bu çetelerin ayrı ayrı sahipleri varmış. Meclis Başkanı Mustafa Şentop, kendisi hakkında yakışıksız bir tweet atan troll başı ile ilgili “Ankara küçük yer. kimin kimin sahibi olduğunu herkes biliyor. Arayan vekil arkadaşlar ‘sahibi ile görüş’ dediler” diye attığı tweet’ten öğrendik. “İşaret aldığı gün sahibinden, saldıranlar var kurtulmuş gibi ipinden” demek ki...

AKP cenahında işler bir kötüleşsin, troll çeteleri anında birbirine düşecek, ringlerde yumruk yumruğa dövüşecekler. Lord of The Rings/Yüzüklerin Efendisi filmine beş basacak “Troll of The Rings” diye film serisi bile çekerler...

Link: https://www.yeniasya.com.tr/adnan-nacir/troll-of-the-rings_562748

Öne Çıkan Yayın

Siya-Nur

Siya-Nur     Ülkemizde maddi felaketler, yetkili şahısların kendileriyle olan etkileşimine göre ikiye ayrılır: İlk kısım, üzerinden mağd...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

İlgili Diğer Yazılar: