Bu Blogda Ara

Arşiv

yabancı sermaye etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yabancı sermaye etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Bit Koyup Mgabyte Almak

Bit koyup Megabyte Almak

Yabancı sermaye ile olan ilişkilerimiz gittikçe karmaşık hale geliyor. Üretime ve ihracata dayalı faaliyeti oldukça az olan ekonomimizin kendisine karşı olan muhabbeti çok fazla ve durmadan çağırıyoruz kendisini. Çıkarmışız dışarı yatırım kaplarımızı, yağar da “dolar” diye bekliyoruz. Öte yandan, dış politikayı içerden oy devşirme maksatlı kullanan ehl-i siyaset-i hamaset, her hafta başka bir sermaye grubunu model olarak kullanıp “düşmanların büyük resimleri” isimi yağlı boya arşivine yeni çizimler ekliyor. Resmedilen yabancı sermaye olunca altın oran kaidesine daha çok uyuluyor olduğunu sanırsınız ama maalesef çok orantısız tasvirler çıkabiliyor ortaya. Bu resimlerden ürken yabancı yatırımcılar gelmeye çekiniyor, daha önce geldiyse de kaçmanın yollarına bakıyor haliyle.
“Yeter ki dışarıdan para gelsin ülkedeki çarkları döndürsün” düşüncesi ile adeta Orhan Veli şiiri gibi sesleniyoruz yatırımcılara:

“Çağırsam, sesimi duyar mısınız, borsalarımda?
Dokunabilir misiniz yatırımlarıma ellerinizle
Doldurabilir misiniz tulumbamı, gözyaşlarınızla?
Bilmezdim inşaatların bu kadar çok
Kredilerinse bu kadar kifayetsiz olduğunu
Temerrüde düşmeden önce
Bir borç var, biliyorum
Her şeyi ödemek mümkün”

Dış sermayeye hitap şeklimiz bazen Attila İlhan gibi de olabiliyor:

“Ben sana mecburum bilemezsin
Dolarlarını kasamda tutuyorum
Büyüdükçe %11 büyüyor ülkem
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum (Sıcak para etkisi dedikleri şey olsa gerek)
..
Ne vakit bir altyapı projesi düşünsem
Bu kurtlar sofrasında belki zor
Parasız ve ellerimizi kirletmeden  (Müteahhit Fikri usulü)
Ne vakit bir altyapı projesi düşünsem
İhaleye senin paranla başlıyorum
İçinde gizli garantiler dolaşıyor sözleşmelerin
Hayır başka türlü olmayacak
Ben sana mecburum bilemezsin”

Kendisi olmadan yapamadığımız, ancak onu da ihanetler sarmalının orta yerinde gördüğümüz ve güvenmediğimiz dış sermaye ile ilişkimizi en iyi anlatan sahnelerden biri de Kadir İnanır’ın filmin aktristine kendisini sevip sevmediğini sorup olumsuz cevap aldıkça tokat atması ve aynı sorunun üçüncü tekrarında “evet” cevabı alınca yine tokadı basarak “yalannn söylüyorsun!” dediği olsa gerek.

Küresel ekonomik ilişkilerin girift bir hal aldığı zamanımızda, ülkemize gelen yabancı sermaye de bizim kara kaşımıza sevdalı olup gelmiyor. Ticari çıkarlarına uygun gördüğü ve güvenlikten emin olduğu sürece buraya gelip iş yapabilir. Ajan, terörist  ve hain gibi sıfatlarla itham edilmenin ve varlıklarına el konmasının çok kolay olduğu OHAL rejiminde kendisini güvende hissedebilir mi? Hukuk uygulamarının keyfiliği, demokrasi ve insan hakları konusundaki uluslararası endekslerde sürekli daha düşük seviyelere gerilememiz sadece yabancıları değil vatandaşlarımızı da olumsuz etkiliyor. Tüketici güven endeksi, kriz etkisi ile en düşük değerlerine yaklaştığı 2008 rakamlarına yakın yerlerde seyrediyor.

El parasına güven olmuyor madem, kısa sürede bir sanayi hamlesi yapmak ve ihracatı katlamak da kolay değil, neden ülke olarak bitcoin’e yatırım yapmıyoruz? Hazır,  Varlık Fonu’muz var ve ülkenin en münbit varlılarını bünyesinde toplamış, versin parasını, dünyadaki bütün bitcoinleri satın alsın. Şimdi bana, bütün bitcoinlerin piyasaya çıkmadığını (madenciler tarafından çıkarılmamış bitcoinler olduğunu) söyleyecekler çıkacak. Kardeşim, topraktan girmekten bahsediyorum bu işe… “Yerin üstü-altı ne kadar varsa bütün bitcoinleri sar, paketle” diyeceğiz piyasaya. Hem toptan alınca daha ucuza da alırız belki. Artık bu para bir devlet desteğine sahip olur, istediğimiz zaman ve istediğimiz kadar piyasaya sürebiliriz. Algoritmasını değiştirip üretilebilecek maksimum bitcoin sayısını da 21 milyondan sonsuza çekeriz.  Değeri on yüz bin baloncuk seviyesine çıkınca da satışı hızlandırırız. Bit koyup megabayt alırız.

Ha, işler ters mi gitti, bitcoin enflasyonu mu yaşandı, sıfırlarını sileriz olur biter! “Bir megabytecoin, artık  bir yeni Türk coinidir” dediğimizde kim itiraz edecek?
Link: http://www.yeniasya.com.tr/adnan-nacir/bit-koyup-megabayt-almak_449522

Öne Çıkan Yayın

Siya-Nur

Siya-Nur     Ülkemizde maddi felaketler, yetkili şahısların kendileriyle olan etkileşimine göre ikiye ayrılır: İlk kısım, üzerinden mağd...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

İlgili Diğer Yazılar: