Sosyal medyanın tamamen kaldırılması ve sonra kontrol
 altına alınması mevzuları tartışılırken parti yöneticileri arasında 
Dark dizisi atışması geçti. Biz de merak ettik, nedir bu Dark diye...
Efendim, bizi her alanda kıskanan Almanların 
çektiği bir diziymiş. “Cüney Darkın” filmlerini kıskandıkları isminden 
belli olan bu dizide bir tane nükleer santral var, buradaki radyoaktif 
elementlerden karanlık madde elde ediliyor. “Geçit” dedikleri solucan 
deliklerini kullanarak zaman yolculukları yapan tarikatvari bir topluluk
 var. Zaman yolcularına “reisender” diyorlar. 33 yılda bir tekrarlanan 
döngüler sırasında geçmiş-gelecek zamanlar ve olaylar iç içe geçmiş 
oluyor, işler karışıyor. Zaman, kuantum mekaniği, din ve felsefe üzerine
 pek çok gönderme bulunuyor, Adam-Eva (Adem-Havva), Noah (Nuh) gibi 
karakterler var. Kısaca kafa karıştıran ve anlaması kolay olmayan bir 
yapım olmuş. Filmin sonu kuantum “ince”liklerine vâkıf kişilere “Adam 
kazandı” dedirtmiyor, onu söyleyeyim...
Almanlar kusura bakmasın, ama bizim memleketimizde bu senaryoya 
benzer ve ondan çok daha karmaşık filmler çekilebilir. Tamam, 
makine-kimya gibi alanlarda onlarla boy ölçüşemeyiz, ama öyle senaryo 
projelerimiz var ki Almanların korkulu rüyası havuz medyamıza “kudur 
Alman!” manşetleri attırır. İçinde 14 kişi olması gerekirken 42 kişinin 
indiği minibüs Hessen eyaletinde değil Esenyurt’ta görülmüştür meselâ...
Dark’ın yerli ve millî alternatiflerine bakacak olursak:
BARK: Ev-bark yapımında kullanılan beton, kullanım garantili ve 
hazine teminatlı ihalelerle karanlık maddeye dönüşür. Bu karanlık 
maddeyle yapılan ve bir karadeliğe dönüşen Yap-İşlet-Devret projeleri 
bütçeyi yutmaya başlar. Finansman problemini çözmek için memleketin 
geçmişte yapılan bütün yatırımların satılması yetmez, gelecekteki 
gelirlere de ipotek konulur. Beton denilen bu karanlık madde, restore 
edilen tarihî eserlere de zaman yolculuğu yaptırır. Binlerce yıllık 
tarihi olan kaleye beton basılınca feleği şaşar, tarihi bütün 
özelliklerini kaybeder ve Sünger Bob’a benzeyerek bir 21. yy karikatürü 
olur.
GARK: Batmak, boğulmak, gömülmek gibi anlamlara gelir. Henüz 
Almanya’daki gibi tamamlanmış ve karanlık madde oluşturacak kadar 
çalışmış bir nükleer santralimiz yoksa da, hidro elektrik santrallerimiz
 ve onların çalışması için gerekli barajlarımız var. Tam üç yıl önce 
temeli atılmış Çankırı’daki Devrez Kızlaryolu barajı kayboluşunu 
anlatabiliriz. Yer yarılır, koskoca baraj toprağa gömülür ve kimbilir 
hangi uzay zamana göç eder. Bu esnada, 12 bin yıllık tarihi olan 
Hasankeyf antik şehri bir başka barajın suları altında gömülür. Sen 
binlerce yıl, o kadar zalim, gaddar insanların tahribatlarından kendini 
koru, 2020 yılında seni betona ve suya gömsünler. Hani, evde dededen 
kalma antika bir eser, yoldan geçen eskiciye verilir de, onun değerini 
bilmeyen eskici ağırlığını tartıp karşılığında mandal verir ya, öyle bir
 şey çıkar ortaya.
HARK: Arapça, yakmak anlamına gelir. Otel veya ticarî başka bir yapı 
için arsa arayıp bulamayanlar, gözüne kestirdikleri bir ormanda, 
tesisleri için ihtiyaç duydukları alandaki ağaçları yakar. Uzay-mekânda 
açılan bu deliğin kapanması mümkün olmadığından bölge imara açılır. Bu 
senaryoda geçmişe dönmek asla mümkün değildir.
ÇARK: Her gün değişen ahval-i âlem karşısında, menfaatinin bekasını 
temin adına, anında sözünü ve duruşunu değiştirebilen, dün savunduğu 
fikirlere bugün çok rahat sırt çevirebilen, hakaretler yağdırdığı 
kişilerle bir çırpıda müttefik olabilecek kadar dost-düşman listelerini 
her an güncelleyen birini düşünün. Durmadan çark etmektedir ve kendisini
 müşkül durumlara sokan arşivlerin hatırlatılmasından rahatsız olur. 
George Orwell’in 1984 kitabındaki gibi geçmişi kontrol altına almak 
ister. Sadece kendi istediği geçmişi oluşturacak memurları harıl harıl 
çalışır, “unutulma hakkı” adı altında, geçmişinde görünmesini istemediği
 kayıtların erişimini kaldırır.
ŞARK: Zamanında, paralel evrenlere giden duble yolları inşa ederek 
zaman yolculuğu yapanlar, o yıllarda ve yollarda beraber yürüdükleri 
ekiple anlaşmazlık yaşamaya başlayınca, yolculukları için alternatif 
arayışına girerler. Cismen küçük, ama kendileri üzerindeki etkisi büyük 
olan “Aydınlık” maddeyi keşfetmeleriyle birlikte “Doğu” tarafına 
yönelirler. Aydınlık madde küçük olduğu için içlerine “derin çek”erek 
alırlar ve kurt-solucan deliğine girip yolculuk yaparlar.
FARK: 25 yıldır her seçimi kazanan bir grup, ilk defa 13 bin oy 
farkla kaybettikleri bir seçim sonucuyla şoka uğrar. Veri akışı anında 
kesilir, ama nafile... Schrödinger’in kutusuna benzeyen sandıklarda 
hiçbir şey olmamışsa bile kesin bir şey olmuştur. Seçimi yeniletmek 
suretiyle geçmişe yolculuk yapma denemesi ters teper. Döngüyü 
kırabildiğini gören seçmen, farkı 800 bin oya çıkarır...
PARK: Büyük şehirlerde yaşayan ve köyünü özleyen millet, bahçelerde yuvarlanarak geçmişe gitmeye çalışır, olaylar gelişir...
İlgili diğer yazılar:
Link: 
https://www.yeniasya.com.tr/adnan-nacir/dark-in-yerli-ve-milli-alternatifleri-gark-sark_523977