Bu Blogda Ara

Arşiv

istatistik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
istatistik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

TÜVİK

 

Sefer Selvi Karikatürü

Anayasa değişikliğinin konuşulduğu şu günlerde, istediğinde sorumluluk sahibi olmadan iktidar ortağı olarak güç ve yetki kullanan ve istemediğinde “muhalefetimsi hareket” eden cenahın yüze yüze kuyruğuna getirdiği, 100 maddelik olduğu söylenen anayasa taslağında teklif edilen Türkiye Liyakat Kurumu diye bir kurum varmış.

Tam olarak nasıl çalışacağının ayrıntıları tabiî ki henüz kamuoyuyla paylaşılmadı. “Özeleştirme Genel İdaresi” ile birlikte düşünülürse müsbet neticeler verebilir, neden olmasın. Eleştirileri hep dışarıdan ithal etmek yerine yerli ve millî öz eleştirilerimizi kullansak fena mı olur? 

Hakkıyle işletilecek olduktan sonra kurumların anayasa içerisinde olmasına da gerek yok aslında. Sağolsun iktidarımız, gerek torba yasaları ile olsun, gerek genelgelerle olsun, anayasal haklara aykırılıklarına bakmadan, aklından geçirdiği herşeyi Resmî Gazete’de yayınlıyor. Her gün, gece yarısını biraz “genelgeçer” bir saatte, yeni bir genelge ile biz kullara neyi yapıp neyi yapamayacağımız bildiriliyor. “Bu da genel, bu da geçer ağlama” türküsüyle karşılıyoruz biz de genelde... Çek tahsilatları ile ilgili son dakika torbası ile geçen bir kanun, piyasaları allak bullak edip ödeme-takas sistemlerini kilitleyince hemen bir genelge ile düzeltme yoluna gidildi, ama telâfi edilmesi zor hasarlar bıraktı. 

“Tam kapanamama” döneminde marketlerde satılabilecek-satılamayacak ürünler hususunda çıkan genelge de kafa karıştırdı. Tıpkı, yasaklı günlerde çalışma izin belgesi almadaki süreç gibi. Yasağın başlamasına saatler kala, e-devlet üzerinden başvuru yapılması gerektiği duyurulunca sistem kilitlendi. Israrla belgeyi almak isteyen bazı şirket çalışanları belgeyi günler sonra da olsa alabilirken şirket sahiplerinin muafiyeti olmadığı gibi garabetler ortaya çıktı. Şirketlerin faaliyet kodlarının yanlış eşleşmesi sonucu izin alamayanlar oldu, alt işverene bağlı olduğu için, muafiyet kapsamındaki bir yerde çalışsa bile belge çıkaramayanlar oldu, velhasıl, saç baş yolduran süreçte en son, elle yazılmış belgelerin de geçerli olduğuna dair genelge çıktı. 

O KURUM

Tabiî, daimiyen her can ermez bu sırra, bir bakarsın “masasına oturmayız” denilen Sisi ile ilişkileri normalleştirmek için diplomatik bir heyet gider Mısır’a... Koyun olup ağladılar ardı sıra, bu da genel, bu da geçer, ağlama!

Anayasada yer almamış ve hiçbir kanunda ya da genelgede adı konmamış olsa da işlediğine inandığım gizli bir kurumumuz var, TÜVİK: Türkiye Virüs İşleri Kurumu. Bu kurumun en önemli görevi, virüsle ilgili başta istatistiki bilgilerin yayınlanması olmak üzere her türlü düzenlemeyi yapmak. Aşısızlık oranları, “en filyasyon” rakamları, geçerli vak’a sayıları, vak’aların illere göre dağılımı, sürece güven endeksi gibi istatistikî veriler hep TÜVİK işi gibi geliyor bana. “Test sayısı sebeptir, vak’a sayısı sonuç... Öncelikle test sayısını düşürmeliyiz” yaklaşımı ile hesap yapılıyor olmalı. 

Salgının en başında, dünyanın her köşesine virüs bulaştığı halde bizde yok dedi TÜVİK. DSÖ tarafından pandemi ilân edilip ülkelere vak’alara göre yardım yapılacağı duyurulunca biz de açıkladık. Cümle âlem, başta Çin olmak üzere uluslar arası uçuşlara kısıtlama getirirken biz Çin uçuşlarını en son kapatan ülke olduk. Virüsle mücadele için müteahhitleri koruma tedbirleri getirildi. Maske dağıtımını devlet yapacak, satışı yasak dendi, e-devlet kilitlendi, kimse alamadı. PTT ile evinize gelecek dendi, gelmedi. Eczaneler eliyle bedava dağıtılacak dendi türlü aksaklıklar çıktı. En son satışına izin verildi de millet rahat bir nefes aldı, maske ile ne kadar rahat alınabiliyorsa... 

Başlamasına iki saat kala ilk sokağa çıkma yasağı ilân edildi, insanlar panikle sokağa fırladı. Tatil günlerinde kısıtlama yapıldı, iş günlerinde serbestçe dolaşıldı. Turist çekmek için normalleşmeye geçildi, bulaşma vak’aları tavan yaptı. Vak’a sayıları gizlendi, halkın iyiliği için dendi. Aşılar için geçen yazdan beri ülkeler sipariş verdi, anlaşmalar yaptı, TÜVİK bu sipariş işinde kime nasıl kıyak geçeceğine karar veremediği için geç kaldı. Elli milyon-yüz milyon, bugün-yarın, yaza-bahara gelecek diyerek sürekli farklı bilgiler verildi. 

Turistlerin göreceği bütün Türklerin aşılanacağı bilgisi ile rahatladık doğrusu. Cem Yılmaz’ın meşhur sorusu geliyor akla tabii: “Peki, biz de turistleri görebilecek miyiz?” Ülkemize gelecek turistlerden PCR testi istemeyecekmişiz. Yeter ki gelsinler, biz Ramazan’da teravihleri de iptal ederiz, bayramda eve kapanırız, isterlerse bir süreliğine ülkeyi boşaltıp gidebiliriz, biz kimiz ki turistler yanında. ‘Gel, ne olursan ol’larla çağrılan her turist cebi dolu dollar’la gelse iyi olur, 128 milyar doları denkleştirmek gerekecek. 

Otel sahibi Kültür ve Turizm Bakanımız, turizmi canlandırmak adına, 17 Mayıs’ta günlük beş bin vak’a siparişi verdi. Göreyim seni TÜVİK, aslansın sen, ne yapar eder, bu sayıyı (y/t)utturursun...

Link: https://www.yeniasya.com.tr/adnan-nacir/tuvik_542476

Gazan Aksu'dan Ekonomik Yorumlar



HAHAHABER


Ekonomi küçüldü
Gazan Aksu’dan Ekonomi Yorumları

Türkiye ekonomisi, 2020 yılı ikinci çeyreği itibarıyla yaklaşık yüzde on civarında küçüldü. Mart Şubat’tan, Nisan ise Mart’tan iyi giderken olacak şey mi bu? Nisan, çeyrek derken aklımız söz, nişan ve çeyrek altına gitti. Altın da epey yükselmiş diyorlar.  Neyse, küçülen ekonomi hakkındaki düşünceleri için sözü Gazan Aksu’ya bırakıyoruz:

“Küçüğüm, daha çok küçüğüm
Bu yüzden bütün saçmalamam
Yenilmem bu yüzden
Bu yüzden tüketicinin bana güvensizliği

Ne kadar az yol almışım
Ne kadar az
Yolun başındaymışım meğer
Elimde yalandan kocaman rengârenk
Geçici oyuncak istatistikler…”

***

Karadeniz Gazı

Eksenle birlikte, dünyaya bakışımızı ve dünyanın bize bakışını değiştirecek Karadeniz doğal gazı müjdesi biraz kafamızı karıştırmadı değil. Önce, rezervlerin büyüklüğü gazetelere 800 milyar m3 olarak sızdırıldı, müjdenin açıklandığı gün 320 milyar m3 dendi, sonra uzmanlar tarafından o rakamın da düşebileceği yorumları yapıldı. “Gazın mübarek olsun Türkiyem!” nidaları, rezervin azalma hızı ile birlikte, ısınmak için alternatif yolları deneyecek olan memleketimiz adına yavaş yavaş “Gazağın mübarek olsun Türkiyem!”e dönüşüyor gibi. Söz yine Gazan Aksu’da:

“Ben bir yerde hata yaptım, ama nerede…
Vermeye çalışırken dolu müjdeler
Kurmaya çalışırken yeni eksenler
Kayıp gitti ellerimden birer birer dolu rezervler”


NOT: Bu sayfada yer alan haberler hayal ürünüdür, uydurmadır. Gerçek haberlere benzeyebilir, gülüp geçiniz, kafayı takmayınız. . .

Öne Çıkan Yayın

Siya-Nur

Siya-Nur     Ülkemizde maddi felaketler, yetkili şahısların kendileriyle olan etkileşimine göre ikiye ayrılır: İlk kısım, üzerinden mağd...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

İlgili Diğer Yazılar: