Bu Blogda Ara

Arşiv

genetik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
genetik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

TOKK

TOKK
TOKKbağa Terbiyecisi

 

Sistem ve ağ yönetimi konusunda ileri seviyede bilgisi olanlar, bilgisayar kullanırken genelde komutları yazarak çalıştırmayı ve klavyeden tuş kombinasyonları ile işlemlerin kısayollarını kullanmayı severler.

Bu metot hız ve pratiklik sağlar çünkü komut ekranları iki tuşla açılır, komutlar tek satırda yazılır. Son kullanıcı neye bastıklarını, ne yaptıklarını takip edemez, bir anda problemin çözüldüğünü görüp sevinir. Bilgisayar bilgisi az olup, “bu işten anlıyorum” demek isteyen bazıları da dos ekranını açıp “dir” komutu çalıştırmayı marifet gibi satmaya çalışır. Yaptığı da klasör ve dosyaların listesini almaktır hâlbuki... 

Depremden sele, orman yangınından enflasyon yangınına, karşılaştığımız her problemde hükümetin ilk açıkladığı tedbirlerden biri konut alım satımı ile ilgili olur. Pandemi paketinin içinde de yine konut projelerinin kolay satılmasını sağlayacak hususlar vardı. “Bilgisaray” yönetimi deyince “konut” satırını açıp ezbere bir iki şey çalıştırmaktan başka bir şey bilmeyenler, bununla hava atmaya çalışıyor gibi... 

Eylül ayı geldi çattı, üniversite kazanan öğrenciler, tayin işlerini okullar açılmadan önce halleden öğretmen-asker-polis gibi memurlar ev aramaya başlayacaklar şimdi. Alakasız işlerde bile konut yardımına koşan hükümetin bilgi’saray’dan konut çalıştırma projesinin aşamaları muhtemelen şöyle olacaktır:

•AK + r tuşlarına basarak enter yapılır.

•Gelen pencereye “cng” yazıp enter tuşuna basılır. (İsteyenler “kln”, “klyn”, “rnsns” veya “icts” de yazabilir. Hiç bilmeyenler “knsrsym” yazarak sistemin atadığı konut firmasını, pardon komutu çağırabilir, bütün komutlar aynı dosyayı çalıştıracaktır.)

•Siyah bir ekran açılacak ve kur-sön yanıp sönmeye başlayacaktır, ancak kur ateşi daha sönmeyecektir.

•Ardından rant.com dosyası çalıştırılır.

•Kur için setup.exe yazarak çalıştırılır. (Arka planda kimin ne yüklediği görülmez.)

•Rahat.bat dosyası çıkıntılık yaparsa, Reiset tuşuna basılarak işlemlere yeniden başlanır.

Cumhuriyet tarihinin en büyük konut projesi açıklanacak diye duyuru yaptılar. Konut müjdesi lafı duyulur duyulmaz ev fiyatları katlanmaya başlıyor. Müteahhitlerden başka kimseye yaramıyor genelde. 

Bu sefer farklı bir şey olsun; sadece müteahhitler değil, bütün vatandaşlar sevinsin. İnsanların kendi sırtında taşıyabileceği küçük portatif konutlar yapılsın. Adı da Taşıma Opsiyonlu Kişisel Konut (TOKK) olsun. “İnsanların geniyle oynayıp kanat takacaklar” diye bir şehir efsanesi var ya, şehir hastanelerinde insanlara gerekli genetik müdahaleler yapılıp TOKK evlerini sırtlarında taşıyabilmeleri sağlansa fena mı olur? Artık ihtiyaç kalmayacağı için mevcut bütün binaları yıkarız, bütün bir vatan sathını millet bahçesi ilan ederiz. Bina yıkıntılarının molozlarını denize doldurur, oraları da turistik adalar haline getiririz. Kuş misali konar, göçer ve istediğimiz yerde otururuz.

TOKK ile sırtı pek olacak vatandaşımızın karnı da tok olmasın mı? Hazır genetik müdahale yapılmışken, bitkilerin yaptığı fotosentez gibi kendi besinimizi hücrelerimizde sentezlesek meselâ? “TOKK ile insanımızın hiçbir şeye ihtiyacı yok, her daim karnı tok” gibi bir slogan kullanırız. “TOKK vatan, TOKK millet...” diye de gider. Yakınıp durduğumuz enflasyonun baş müsebbibi gıda zamları olduğu için, gıda için para harcamayarak enflasyonu da yenmiş oluruz. Güneş ışığı, su ve mineral yeter. Yemek olmayınca def-i hacet de olmaz, misler gibi yaşarız. 

Yerli ve milli sentezimize bir isim bulmak gerekir, bence Otosentez iyi bir isim. Şimdiden bütün klorofilleri fabrikalarından topluca satın alıp “ikinci el ama sıfır” diyerek kloro-filosunu pahalıya satacak otosentez galericileri gözümde canlandı ama ona da bir çare bulsunlar artık...

Link: https://www.yeniasya.com.tr/adnan-nacir/tokk_569053

Akademik Geçiş-gen-etik

akademik geçiş





Almanlar tek atomlu transistör yapmış. Bu bilginin pratikte ne anlama geldiği, günlük hayatımızı ne kadar kolaylaştırabileceği konusunda net bir bilgi yok. Geliştiren kişi/kişilere sormak istediğim sorular şunlar: Hadi bir tanesini yaptın, milyarlarcasını birbirine bağladığında nasıl çalışacak? Şimdiki kullandığımız bilgisayar ve telefonları çöpe mi atacağız, ya da ne zaman atacağız? Karlsruher Institut für Technlogie üniversitesi araştırmacılarının geliştirdiği bu şey, silikon transistörlere göre oldukça küçük hacimlere sahip (bir atom üun  hacmi ne kadarsa o kadar) ve yaklaşık olarak on bin kat enerji tasarrufu sağladığı iddia ediliyor. Muhtemelen ileride buna başka bir şey diyecekmişiz gibime geliyor, mantık olarak transistörlerin yaptığı işi üstleniyor olsa da atomik boyutlar klasik fizik kurallarının farklı çalışmaya başladığı bir alem. Bahsedilen çalışmada gümüş atomu kullanıldığı belirtiliyor. Atoma kadar inmişken hızını alamayan insanlık, bir sonraki aşamada atom altı parçaları da kullanmayı deneyecek herhalde.

Trabia: Transistör Rabiası

Her bir ilinde en az bir üniversite bulunan ülkemizin (sadece İstanbul’da 9’u devlet, 40’ı özel üniversite olmak üzere toplam 49 adet var!) bu tarz çalışmalarla gündeme gelemiyor olması üzücü. Hatta böyle çalışmaların, 3. Havalimanımızı kıskandığı devlet yöneticilerimizin ifadesi ile tescilli olan Almanlar tarafından yapılması daha bir sinir bozucu, nazire yapar gibi, tövbe estağfurullah… Bir şey diyeyim mi, bu çalışmalara 2004 yılında başlamış olsalar da Rabia modelinden ilham almış olabilirler. Transistör rabiası Trabia:Tek atom, tek transistör, tek sinyal, tek elektrik (Malum, eskiden elektrik kurumumuzun adı TEK’ti) Tabii onlar “Vierabia” diyorlardır muhtemelen, “ayn”en bizim gibi; ein atom, ein transistor, ein signal, ein electric…

Gündemdeki Bilim Dalı: Torpil Skandalı

Yerli ve milli akademisyenlerizin içinde o kadar liyakat sahibi ve başarılı olanlar var ki, bu başarıları kendileri ile sınırlı kalmayıp akrabalarına da sirayet ediyor. Bir üniversitemizde açılan yeni kadroları doldurmak için yapılan sınavları, orada çalışmakta olan akademisyenlerin çocuk ve eşleri kazanmış. Hangi üniversite olduğunu bilen biliyor, bilmeyen de internetten araştırabilir. Onu da yapamayacaklar için söyleyeyim; Sivas Cumhuriyet Üniversitesi. Bu tarz olaylar sadece bu üniversitede olmuyor tabii… Sıradaki cümlemiz, “Üniversitelerimiz, herhangi bir bilim dalı ile gündeme gelemeyecek mi?” diyenler için geliyor; neredeyse her ay bir başka üniversitemizin adı geçiyor “torpil skan”dalında… Düşünsenize, başarı grafiğini devam ettirebilirlerse, bir sonraki akademisyen kuşağı gene aynı soyadına sahip insanlardan  oluşabilir. Genetik bilimi açısından muazzam bir gelişme. Sloganları şöyle olabilir: “Gene gel, etiği boş ver” Geçiş-gen özellikli akademik yapımızdan feyiz alarak gelişen öğrencilerimiz, tek atomlu transistör meselesi ile ilgili olarak şunu merak ediyor olabilir: telefonlarımızı her gün şarj etmekten kurtulacak mıyız, tablette oynadığımız oyunlar hızlanacak mı, sosyal medya hesaplarımızda daha yüksek çözünürlüklü video ve resimler paylaşabilecek miyiz…

Off Yaparlar…

Of kaymakamı ile Japon imparatorunun makam odalarını karşılaştıran bir resim bugünlerde sosyal medyada paylaşılıyor. Eğitim ve teknoloji gibi makamların da bizim ülkemizde bir amaç olarak görüldüğünü resimler arasındaki ihtişam farkından anlamak mümkün. Hele de makamın elde edilmesinde liyakat gözetilmemişse, makam bir güç aracı olarak kullanılır. Örnek olarak her ay maaşının yedi katı kadar gayrımenkul taksidi ödemesi yapan bir kişinin bir belediyede imar işlerinden sorumlu başkan yardımcısı olması verilebilir. Tabii ki bu kişiye verilen büyük cezanın görevden alma olduğunu söylersem hangi partiden olduğunu hemen bileceksiniz. Onlardaki en büyük ceza bu, adamı “off” yaparlar işte…
Link: http://www.yeniasya.com.tr/adnan-nacir/akademik-gecis-gen-etik_471289

Öne Çıkan Yayın

Siya-Nur

Siya-Nur     Ülkemizde maddi felaketler, yetkili şahısların kendileriyle olan etkileşimine göre ikiye ayrılır: İlk kısım, üzerinden mağd...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

İlgili Diğer Yazılar: