İbrahim Özdabak Karikatürü |
“Madem enflasyon düşüyor, neden her gün her şeye durmadan zam geliyor?” diyenler için meseleyi izah edelim: Enflasyon fiyat artış hızının göstergesidir. Yani, beşinci viteste gitmekte olan bir araba, vitesini dörde düşürdüğü an durmaz, yine hızla yol almaya devam eder. Önemli olan düşüş yoluna girmek; daha üç, iki ve birinci vites var. Acelemiz yok, Türkiye Yüzyılı diye boşuna ilan etmedik, bazı şeyler imkânsız değil ama bazen zaman alıyor işte.
Enflasyonu kolayca yeneriz aslında ama şu fırsatçılar yok mu... Vergi oranı artınca veya yeni bir vergi gelince, hiç utanmadan fiyatlara hemen zam yaparlar. Devlet neden mi vergi koyar, canım, taş mı yesin devlet? Yahu, devlet o vergiyi senden almak için yaptı, sen de onu doğrudan vatandaşa yansıtınca vergi vermiş olmuyorsun ki... Kredi oranı düşünce ev fiyatlarını otomatik yükseltenlere, doların bir kuruş artmasını fırsat bilerek raflardaki etiketleri yenileyenlere ne demeli? Millet maaşını dolarla mı alıyor?
Marketçilerin bahanesine bak: “Zam yapmazsam, sattığım ürünün aynısını alıp yerine koyamam” Sattığının ayısını yerine koyabilme garantisini kim verdi ki sana? Aynı ürünü almak için biraz daha sermaye artıracaksın, yapacak bir şey yok. Ya da 10 tane ürün mü sattın, o parayla 5 tane ürün alabiliyorsan, sadece o kadar al. Bütün marketçiler aynısını yapsa, toptancılar mecburen fiyat düşürür.
Ekonomiyi düzeltmesi için “Gel başa Şimşek bakan” deyip çağırdığımızda “Kel başa şimşir tarak” diyenler vardı. Şimşek gözlü bakanımızın elinde sihirli değnek yok tabii... İş bizde bitiyor. Dikkat buyurunuz; 2023 yılı boyunca her 100 işletmeden 28’inin fahiş fiyat artışı yaptığını tespit etti arkadaşlarımız. 2024 yılı daha bitmedi ama Eylül itibarıyla 100 işletmeden 45’i fahiş bir şekilde fiyat artırmış. Açıkladığımız enflasyon oranına uymayan ve işimize gelmeyen bütün fiyatlar fahiştir, aksini iddia eden hemen ispatlasın!
Herkes fiyatını bir nebze düşük tutsa el birliğiyle enflasyon düşecek, dolayısıyla da ekonomi düzelecek. Tıpkı, herkes kendi evinin önünü temizlediğinde bütün sokağın temiz olacağı gerçeği gibi...
Temizlik demişken, okullarda temizlik yapılmadığı yolunda şikayetler var. Kıymetli kardeşlerim, tasarruf dönemine girdiğimizi nasıl da unuttunuz? Temizlik maddeleriydi, personeldi derken bir dünya para gidiyor. Sonra, öğretmenler odasında içilen çayların masrafını üst üste yığsak Uhud Dağı’na kadar yükselir. O yüzden okullarda birtakım tedbirler aldık. Öğretmenlerimiz, bir zahmet kendi çayını yapsın ya da evden getirsin. Zaten dışarıda içilen çaylar sağlıklı da değil, içine ne koyuyorlar bilmiyoruz. Getirmişken arkadaşlarına da ikram etsin, herkes çay içmiş olur. Öğrencilerimize sosyal sorumluluk kazandırmak için de temizlik işlerini onlara bırakıyoruz. Beğenmeyen veli varsa gidip kendisi temizlesin. Japonya’da çocuklara neler yaptırıyorlar, bir görseniz şaşar kalırsınız.
Her öğrencimiz masasını temizlese, her hafta bir veli okul tuvaletlerini yıkasa okullar tertemiz olur, şahane bir tasarruf da yapılmış olur. Dezenfeksiyon bahanesiyle okullara girmek isteyen belediyelere de pabuç bırakmayacağız.
Kıymetli veliler, değerli tüketiciler! Dezenfeksiyon, dezenflasyon ve tasarruf işi sizlerde, aman aksatmayın. Çocukları okula göndermekle iş bitmiyor, lütfen derslerini de takip edin, anlamadığı konuları anlatın. Sokakta kendinize dikkat edin, uyuşturucu satıcıları, dünyanın yetmiş ki milletine mensup mafyalar, şantaj çeteleri kol geziyor. Ev sahibine, kiracıya çatıp da başınızı derde sokmayın. İyisi mi siz bir ruhsatlı silah, olmadı biber gazı bulundurun yanınızda. Sanal aleme dikkat edin, iti kopuğu, sapığı dolandırıcısı gırla... Paranızı ve bilgilerinizi kaptırmayın. Mikroplara yakalanmamak suretiyle hasta olmadığınız zaman da sizden iyisi yoktur. Sağlıcakla kalın...
Link: https://www.yeniasya.com.tr/adnan-nacir/dezenflasyon-ve-dezenfeksiyon_602171