Şu sıralar ABD kaynıyor: Bütün dünyayı sarsan Sars Cov 2
(daha çok bilinen adıyla Corona) virüsü ekonomiyi titretmiş, işsizlik rakamları
tırmanmış, insanların psikolojileri bozulmuş ve sosyal patlamanın eşiğine
gelmişken, ırkçı polislerin uyguladığı şiddet bardağı taşıran son damla oldu. George
Floyd ismindeki siyahi bir vatandaş, polisin boğazına dizini bastırması ve uzun
süre tutması sonucunda hayatını kaybetti. Sokaklar karıştı, protesto eylemleri
Beyaz Saray önüne kadar ulaştı.
Devletler, vatandaşlarıyla olan sosyal
mesanesine-afedersiniz, mesafesine- dikkat etmezse bunun idrari-afedersiniz,
idari- birtakım dışavurumları olabilir. Ayrımcılık, ırkçılık, kibir, güç
zehirlenmesi veya başka bir saikle, elinde silahı-copu olan memurlar, idari
görevlerini yerine getirirken yetkilerini suistimal edip vatandaşa doğru
kafavurumları yapabilir mesela. Suistimal demişken tazyikli su istimal
ettikleri de vakidir. Bunun yanında, vatandaşı susuz sabunsuz dövmeler de
görülebilir. Tarihi boyunca siyahi insanların, kızılderililerin, hispaniklerin
ezildiği, insanlık dışı muamelelerle karşılaştığı, hatta yer yer soykırım
teşebbüslerine maruz kaldığı bir ülkede böyle olaylar yeni değil tabii. Yaşanmış
ve filmlere konu olmuş çok acılar var.
Sene sonunda yapılacak olan başkanlık seçimi de eklenince, sosyal
olaylar ve onlara müdahale biçimi siyasetin doğrudan aracı haline geliyor.
Trump, dünyanın başka yerlerinde kendisine benzer profildeki siyasetçilerin
yaptığını yapıp öncelikle kutuplaştırma ve eylemcileri terörist ilan etme
yoluna gitti. Karşısında duran herkesi tehdit etmekten geri durmadı. Olayların
arkasında dış güçlerin olduğunu iddia etti. Kilise önünde elinde İncil’le poz
verdi. Tabii, medyanın tamamını hakimiyeti altına alıp tek sesli yayın yapmasına
muvaffak olamadığı için onu eleştiren gazeteciler, sivil toplum kuruluşları
oldu. Evanjelikler haricindeki dini grupları kendisine biat ettirmediğinden
olsa gerek, kendisini din istismarı yaptığı için uyaran din adamları çıktı.
Bundan Sonra Trump Ne
Yapmalı?
Düşmanlarını tahrik etmek suretiyle kanuni olmayan alana
çekmek ve onları haksız çıkarmakla başlayabilir. Mesela polis müdahalelerindeki
orantısız güç kullanımının dozunu artırabilir. “Kabateksas görüntüleri
elimizde, Pazar günü ayin sonrası görüntüleri vereceğiz” diyebilir. “Kiliseye
ayakkabı ile girdiler, orada şarap içtiler” diyebilir ama tavsiye etmem,
kimseyi etkilemez çünkü(bilmeyenler için not: kiliseler ayakkabı ile
girilebilen mekanlardır ve oralarda şarap da olur). Yandaş gazetelerde yazan
bütün yazarlara talimat gönderip hepsinin aynı başlıklı makale yazmasını
isteyebilir. Başlık şöyle olacak: “Renginiz kara, vicdanınız taş!”
“Dirilişington” ve “Payitaht Abraham” isimli dizilerin
çekimlerine vakit geçirmeden başlamalıdır. Dirilişington, Diriliş Washington’un
kısaltması olup bu dizide ABD kurucu başkanı George Washington’un ABD’nin
bağımsız bir ülke haline gelmesi için yaptığı çalışmaların hikayesi yer
alacaktır. Hikayenin tarihi gerçeklerle örtüşmesi kesinlikle gerekmez. Günümüz
olay ve kişilerine benzer kurgular yapılıp halkın yönlendirilmesi kafi olur.
Payitaht Abraham’da ise Abraham Lincoln’un iç ve dış düşmanlara karşı kurduğu
tuzaklar anlatılabilir. Yedi düvele meydan okuyan Abraham, Çin’e karşı ticaret
savaşlarını başlatabilir, Meksika sınırına duvar örme projesini tasarlayabilir.
Danışmanlarının “siyah İncil’i kap Trump” tavsiyesine
uyarak, çocukları veya varsa torunları ile beraber İncil okurken çekilen
fotoğrafları basına servis edilebilir. Beyaz Saray sözcüleri, Paskalya
döneminde Trump’ın 24. Bab’a kadar okuduğunu tweetleyebilir. Trump, Mars’a
gönderilen SpaceX roketlerini kast ederek “göklere giden bir roket vardır”
şiirini okuyabilir.
Gündemi değiştirmek maksadıyla “Karantina altında yirmi bin
virüs”, “Virüsün merkezine yolculuk”, “Seksen saatte pandemi-i alem” ve
“Maskeyle beş hafta” gibi, komplo teorileri ihtiva eden kitaplar yazdırabilir.
Millet tartışıp dursun artık; virüs insan eliyle laboratuvarda mı keşfedildi,
bu meselenin arkasında hangi ülkeler ve güçler var diye...
Görüldüğü gibi, kendisine oy vereceklerin saflarını
sıklaştırmak için Trump’ın alması gereken çok yol var...