Bu Blogda Ara

Arşiv

randevu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
randevu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Doktor Nasıl Kalsın?

 

Doktor Nasıl Kalsın?
İbrahim Özdabak Karikatürü

Önceki yazımızda hastaların MHRS üzerinden randevu alma sıkıntılarından bahsettik.

Sistemin yapısında problemler var, anlamsız iptaller ve hatalar insanları bıktırıyor. Bürokratik işlem kalabalığı sebebiyle bazı süreçler yavaş ilerliyor. Bunun yanında, her bir hastanın, uzmanlık gerektiren branş doktorlarına doğrudan müracaat edebilmesi o doktorların kapılarında yığılmalara sebep oluyor.

Diyeceksiniz ki, her bir hastanın istediği hastane ve doktordan randevu alabiliyor olması iyi bir şey değil midir? Evet, bir insana piyangoda büyük ikramiyenin isabet etmesi zahiren iyi görünebilir fakat aynı piyangoda yüzbinlerce kişi büyük ikramiyeyi paylaşıyorsa ikramiye küçülür ve ona erişmek de beklemeyi gerektirebilir.

Ülkece yaşadığımız iktisadî ve beşerî zorluklar doktorları ve sağlık çalışanlarını da etkiliyor. Uzun çalışma saatleri ve nöbetler onları zaten yeteri kadar yormuyormuş gibi, bazı hastalar ve hasta yakınları tarafından şiddete maruz kalabiliyorlar. Son yıllarda memleketimizde akrabalık/yakınlık ilişkileri ve torpil gibi unsurların, iyi bir mevki ve hatırı sayılır bir kazanç elde etmede tahsil ve beceriden çok daha faydalı olduğunun keşfiyle birlikte, tahsilli insanlara karşı bir itibarsızlaştırma meyli müşahede edilmektedir. Bu itibarsızlaştırma operasyonlarından en çok nasibini alan gruplardan biri de maalesef doktorlarımızdır.

Bütün bunların üstüne, düşük maaşları da eklenince katlanması zor bir durum ortaya çıkıyor. İki yanlıştan bir doğru çıkmayacağını söyleyenler olmuştu ama dört beş yanlışı birden irtikap edip doğru bir sonuca ulaşamayacağımızdan kimse bahsetmemişti. Yaşayarak öğreniyoruz.

Randevu bulma zorluklarının tamamına sabrederek doktor kapısına dayanan hastalar randevu saati geldiğinde de kapıda isminin yazılmasını bir süre daha beklemek durumunda kalabilir. Önceki günden randevusu olduğu halde gününde/saatinde bakılamamış hastalar, yaptırdığı tahlillerin sonucunu göstermeye gelenler ve randevu almadan hastaneye gelip, aralara ismini yazdırabilme önceliğine sahip insanlar çıkar, randevulu hastamız bekler de bekler. Kimi hastalar, işyerinden kısıtlı bir süre için izin alabildiğinden, ismi bir müddet yanmayınca muayene olmasa bile gitmek zorunda kalır ve istatistiklere “randevusuna gelmeyen hasta” diye eklenir.

Doktorun yanına girme şansı bulan hasta elini biraz çabuk tutmalıdır. Bazı branşlarda muayene için ayrılan süre 10, bazılarında 5 ve hatta yoğun branşlarda 2 dakikaya düşmüş durumda. Doktor bu kısa süre içerisinde hastanın hem bütün şikayetlerini hem tıbbî hikayesini ve gerekirse hastanın ailesinin genetik unsurlarını dinleyecek, yapılmışsa tetkik ve tahlil sonuçlarına göz atıp hastanın durumunu değerlendirecektir. Tabii ki, bu arada birileri odaya girip muayeneyi sabote etmezse!

Doktor bulma şansının çok az olduğu branşlardan biri olan cildiye randevuma hasta olarak gittiğimde, muayene esnasında, önce destursuz açılan kapıdan bir teknisyen girip klimayı inceledi. İki dakika sonra bir hemşire içeri daldı ve annesi için ilaçlar yazdırdı. O gittikten hemen sonra doktorun kullandığı azot gazı tüplerini değiştirmek için başka bir görevli geldi. Odaya serbestçe girilip çıkıldığını görüp içeride hasta olmayabileceği umuduna kapılan veya sadece merak saikiyle kapıyı açıp bakan hastalar oldu. Hasta-doktor mahremiyetine gösterilen saygı göz yaşartıcı seviyede, anlayacağınız.

Acizane tavsiyem; doktora aktaracağınız önemli bilgileri randevu saatinden önce not ediniz, gerekirse muayene esnasında notları gözden geçiriniz. Bu iş yoğunluğunda çalışan doktor, hastaların hangi birinin durumunu aklında tutup takip edebilir? Bir an önce hastayı gönderip yenisini almayı doktora sistem dayatıyor. Hasta ve tetkik işlemi sayısı arttıkça sosyal güvenlik kurumundan gelir akıyor sisteme.

Sigortası olmayan, randevu bulamayan, iş saatlerinden feragat edip doktora gidemeyenler de acil servislerine hücum ediyor. Doktor bir kardeşimiz, acil nöbeti sırasında sabah 04.00 civarlarında 600’e yaklaşan sayıda hasta kabul ettiğine dair dramatik bir sıramatik resmi göndermişti.

Geçen hafta “doktor doktor kalsana...” dedik ama insani şartlarda çalışabileceği, can tehlikesi olmayan, işinin hak ettiği maaşı alabileceği özel hastaneler ve yurtdışı imkânı varken, kalmayı seçmek de fedakârlık istiyor. Doktorlar, bize kendi üslubumuzla cevap veriyor:

“Uzun uzun kuyruklar

Dövülüyor doktorlar

Ben ülkede nasıl kalayım

Doysun kâra müteahhitler”

Link:  https://www.yeniasya.com.tr/adnan-nacir/doktor-nasil-kalsin_597077

Doktor doktor kalsana...

Doktor doktor kalsana
Ergin Asyalı karikatürü

 

Ülkedeki diğer pek çok emsali gibi sağlık sisteminin de hâli içler acısı.

Öncelikle, kullanıcıları olan hastalar sistemden şikayetçi. Bütün vatandaşlar değil tabii, eskiden doktor bulamıyorken bugün dövebileceği doktor seçeneklerinin artmasından memnuniyet duyduğunu söyleyenler de var.

Özel hastanelere gitmek ateş pahası. Sadece muayene ücretleri bin liraları geçiyor. Kan tahlili, röntgen, ultrason gibi basit işlemlerin ücreti, asgarî ücretin yarısına tekabül edebiliyor. Yatış ve ameliyat masraflarına ise maaş yetmez. Özel sağlık sigortası olmayan ya da çalıştığı kurumdan sağlık yardımı almayan vatandaşlar için uğranabilecek yerler değil.

Devlet hastanelerinden randevu alalım diyenler aylarca beklemeyi göze alacak. Gastroenteroloji gibi ileri ihtisas bölümüne gitmek isteyenlerin vay haline! Doğrudan randevu alınamaz, bir dahiliye mütehassısının sevk etmesi gerekir. Dahiliye randevusu çantada keklik değil ki, onun için de 15 gün, bir ay kovalamak lazım.

Randevu demişken, püf noktalarını sayalım: 182’yi arayıp şansınızı deneyebilirsiniz ki büyük ihtimalle randevu bulamayacaksınız. Hemen internet sayfası veya mobil uygulaması üzerinden gitmek istediğiniz hastane, bölüm ve doktor seçimini yapıp randevu arayınız. Randevu yoksa, sistemde boşluk oluştuğunda size haber verilebilmesi için alarm oluşturabilirsiniz. O alarma çok da bel bağlamayın ama belli mi olur... 182’yi aradığınızda, randevu yoksa sistemde yeni kayıtların ne zaman açılacağı bilgisini öğrenebilirsiniz.

O günün sabahı için saat 09.58’e hatırlatıcı bir telefon alarmı kurmayı unutmayınız. 09.58 dediysem, hastane-bölüm-doktor seçimi yapıp ara butonuna basmaya hazır olacak kadar bir süre öncesine kurmanız yeterlidir. Sistemde yeni kayıtlar sabah 10.00’da açılıyor çünkü. Sistem saati 10’u geçince butona basıp hemen bulduğunuz ilk randevuyu kapıyorsunuz. Saatler arasında seçim yapma lüksünüz olmayabilir, metrobüste boş koltuk kapma yarışı gibi düşününüz. Saniyeler içinde randevular bitebilir.

Birine odaklanıp hemen seçmeniz şansınızı artıracaktır.

Aylar sürebilen ısrarlı takiple doktor karşısına çıkınca işiniz bitmiyor. Tahlil, görüntüleme veya tıbbî testler gibi işlemleri yaptırmanız gerektiği söylenecek ve yeni bir macera başlayacak. Tahliller yine aynı gün yapılabiliyor da görüntüleme gerekiyorsa geçmiş olsun! Kaç ay bekleyeceğiniz bahtınıza kalmış. Diyelim, üç ay sonrasına gün verildi, -bu arada hâlâ rahatsızlığınız devam ediyor- tedaviyi bırakın teşhis bile tamamlanmadı. İşlemin olduğu gün veya ona en yakın tarihe bir doktor randevusu almalısınız. En yakın tarih olarak işlemden 10 gün sonrasına gün bulabildiyseniz, buna da şükür dersiniz.

Sabırla o üç ayı da beklediniz, görüntüleme randevunuzun olduğu gün gidip işlem için sıra numarası aldınız ve sıra size geldi. Sürprize hazır olun; işlem talebinin üzerinden uzun zaman geçtiği için ilgili bölümün talebi yenilemesi gerektiği size söylenebilir. Bölüm sekreteryasına gidip durumu anlatırsınız, doktorun onay vermesi gerektiğini aktarırlar.

Poliklinik danışmasına gidip kayıt açtırmanız şarttır. Poliklinik danışması ana baba günü gibidir. Yine bir sıra numarası alıp beklersiniz ve sıranız geldiğinde kayıt açtırmak istediğinizi söylersiniz.

Randevunuz olmadan kayıt açamayacaklarını söylerler, baştan durumu anlatmaya başlarsınız.

Danışmadaki görevli muhtemelen ne yapılacağını bilemez ve bilen bir abla/abinin gelmesi beklenir.

Öyle-böyle, kayıt açarlar ve bölüm sekreteryasına gönderirler. Oradan işlem talebi yenilenir ve işlemin yapılacağı birime gidip tekrar sıra numarası alır ve işleminizi yaparsınız.

Sonucu doktorla görüşmek için randevu gününü beklerken, randevudan bir veya bir kaç gün önce, MHRS’den gelen bir SMS ile şok geçirebilirsiniz: Yakın zamanda aynı bölüm için bir hastane ziyareti gerçekleştirdiğiniz anlaşıldığından randevunuzun iptal edildiğini anlatmaktadır! Şaşırırsınız, çünkü böyle bir ziyaret gerçekleştirmiş olsanız ilk sizin haberiniz olurdu. E-nabız sistemini kontrol ettiğinizde görüntüleme/tahlil işlemi yaptığınız saatte bir doktor ziyareti kaydı işlendiğini görürsünüz. Hasta hakları ile görüşmeler hak getire, bir sonuç çıkmaz. CİMER’e yazarsınız, düzgün bir cevap alamazsınız.

Hastane danışma masalarındaki memurların insafı ve hasta yoğunluğuna göre, sizi arada bir yere sıkıştırırlarsa şanslısınızdır. Değilse yeni bir randevu kapma macerası sizi bekliyor. Gastroenteroloji bölümüne danışabilmeniz için size tanınan süre 3 ay idi, o süreyi aştıysanız veya provizyonu uzatmadıysanız ilk aşama olan dahiliyeden tekrar başlamanız gerekir.

Yukarıda anlatılan senaryo bir “Güldür Güldür Şov” skeci veya “Olacak O Kadar” parodisi değil.

Maalesef çoğu benim bizzat yaşadığım (randevu iptali hariç, onu ben yaşamadım) veya çevremdekilerin şahsen karşılaştığı olaylardır.

Vatandaşlar olarak, yurtdışına gitmek isteyen doktorlara sesleniyoruz:

“Doktor doktor kalsana

Randevuları açsana

Sıhhat elden gidiyor

Çaresine baksana”

Link: https://www.yeniasya.com.tr/adnan-nacir/doktor-doktor-kalsana_596847

Öne Çıkan Yayın

Sabit Gelirliden Mehmet Şimşek’e Mektup

İbrahim Özdabak Karikatürü   Yeni vergi paketi ile ilgili, Necip Fazıl ve Mehmet Akif’ten ilham alan sabit gelirlinin Mehmet Şimşek’e seslen...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

İlgili Diğer Yazılar: