Bu Blogda Ara

Arşiv

Rende-zenformasyon Bülteni

 

Rende-zenformasyon Bülteni
Sefer Selvi Karikatürü

P’li Kanal TV bünyesindeki Rende-zenformasyon Başkanlığımız tarafından hazırlanan, tamamen enformasyona daYalı (ispiyonyolcası: informacióna da Yalı) Rende-zenformasyon Bülteni’ne hoş geldiniz.

Her gelen haberi olduğu gibi kabul etmeyip elekten geçiriyoruz. Adeta bir rendeden geçmişçesine ufalanan haberleri ince eleyip sık dokuyarak halkımızın sindirebileceği şekillere sokuyoruz. Uzaktan bakıldığında bir rendeyi andıran binamızda çalışan haber takımımız, sizler için en yararlı ve doğru bilgileri seçip seçip bültende yayınlayacaktır. Maazallah, ükeyi bozmak ve bölmek isteyen hıyanet şebekelerinin kandırmacalarına gelmenizi istemeyiz.

Gerekirse, yalan haber yayanlara “Fahrettinheit 451” usulü ateşle yaklaşmaktan çekinmeyeceğimizi bilmenizi isteriz. İtfaiye araçlarımız yalan haber ihbarı aldığı vakit, “habercilerin dikkatine: rende-zenformasyon makinesi ayağınıza geldi. Haber, tweet, facebook hesabına rende vurulur. Hemen alınır, beş dakikada teslim edilir” anonsu geçerek dosta güven, düşmana korku verecektir.

Şimdi haberler:

Bartın’ın Amasra ilçesinde meydana gelen müessif maden kazasında hiçbir yetkilinin kusuru olmadığı ve mevzuatın gerektirdiğinden fazla tedbirin alındığı anlaşıldı. Adını vermek istemeyen bir yetkili şöyle bir açıklama yaptı:

“Tedbirli mekanda ferahlık vardır sözüne aldanıp bolca tedbir aldık, elimizi korkak alıştırmadık. Gerekenden çok fazla tedbir almışız. İşte bu da ters tepmiş, hani sakınan göze çöp batar derler ya. Öyle bir şey oldu, zannedersem. Tedbir alın, tedbir alın diyenlerin gazına geldik. Hayır, alınan fazla tedbirler ihtiyacı olan başka madenlere de transfer edilemiyor açıkçası. Fazla mal göz çıkarmaz ama demek ki fazla tedbir gaz çıkarır, çıkan gaz da maalesef patlar. Bu da bize ders olsun.”

Putin Gazı Veriyor!

AB ve ABD ile arası iyi olmayan Putin'in bölgede sadece ülkemize güvendiği ortaya çıktı. Kremlin'e yakın kaynaklardan elde edilen bilgiye göre, Putin ile Türk heyeti arasında şöyle bir konuşma geçti:

TH: Gaz ödemelerini diyorduk, 2024'e kadar erteleyebilirseniz, malum seçimler de olacak seneye, elimiz biraz sıkışık olabilir.
Putin: Yahu, lafı mı olur... Sizden iyi müşteri mi bulacağım ben... Hatta, bakın aklıma ne geldi; ben size toptan vereyim gazı, siz de sattıkça ödersiniz bazı bazı... Bin metreküpünü 2500 dolardan veririm, siz istediğiniz fiyata istediğiniz ülkeye okutursunuz.
TH: Başkan, çok makbule geçer de, 2500 biraz fazla değil mi?
Putin: İşin piyasası belli, inanın bize gelişi de çok maliyetli. Ekmek çarpsın, ben de çok kazanmıyorum. Yabancı değilsiniz diye size dost fiyatı verdim. İsterseniz yakın, isterseniz satın. 2500'ün üstü size kalsın.
TH: Sağol Başkan, "Ortadoğuda gazlar yeniden dağıtılıyor" diye atıyoruz manşetleri...

Doğalgaz Faturalarının 80 TL’sini Hükümet Ödüyor

Cumhhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, vatandaşların evlerde kullandğı doğalgaz faturalarının 80 TL’sini hükümetin ödediğini söyledi. 80 lirayı az bulan insanlar olduğu gibi, bu işin finansmanının yine vatandaşın vergileri ile sağlandığını öne sürenler oldu. Gelir kaynağı olarak vergilere dokunmadıklarını belirten bir Hazine yetkilisi şöyle dedi: “Vatandaşımız müsterih olsun, kesinlikle yeni bastığımız paraları kullanıyoruz. Yeni modelimiz tam bir Ankara havası: Bas bas paraları doğalgaza, bir daha mı geleceğiz dünyaya...”

Dezenformasyon Yasası

Dezenformasyon yasasını Meclis’e sunmadan önce Amerikalı’lara gösterip onaylarını aldık. Çok beğendiler. Fikirlerini beyan eden Amerikalı'lardan biri "George or well" (yani, aynı bizim Hans'la Corc'un yaptıkları gibi veya daha iyisi) dedi...

 Link: https://www.yeniasya.com.tr/adnan-nacir/rende-zenformasyon-bulteni_571863

Dezenformasyon Avcısı

Dezenformasyon Avcısı
Dezenformasyon Avcısı

 

Dezenformasyon kanunu ile birlikte, Avcılık kurumu harekete geçer:
 

-Avcı bey, hakkımızda iddianame yazmışsınız...
-Halkı endişeye sürükleyecek bir paylaşımınız olmuş, ona istinaden.
-Hangi paylaşım, anlayamadım?
-“Hak edişlerimizi alabilecek miyiz?” demişsiniz?
-Evet, tamamladığımız bir işle ilgili alacağımız için yazmıştım, kaç hafta geçti daha alamadık paramızı...
-O kadar basit değil, hak ettiğinizi düşündüğünüz bir parayı devletin ne zaman verebileceğini merak etme kılıfı altında, o parayı alamayabileceğiniz iması var. Devleti aciz gösterdiğiniz gibi, alacağı olan herkes de sizin yüzünüzden endişelendi.
-İyi de, benim böyle bir maksadım yoktu, kim böyle bir şeyden endişelenir...
-Salih abimiz var, o endişelenmiş. Bakın, burada endişelendiğine dair imzalı beyânı var. Haydi mahkemeye...
***
-Başörtüsü ile ilgili kanuni düzenleme istemişsiniz.
-Evet, kimsenin kıyafetinden dolayı haksızlığa uğramasını istemiyorum.
-Devlet büyüklerimizden daha mı iyi bileceksiniz? Bu ülkeye kanun lazımsa onlar getirir. Herkes kafasına göre kanun isteyemez. Kamunun bir düzeni var, kamu düzenini bozduğunuz için hakkınızda inceleme başlattık.
***
-“@BirOlduk_Dir’olduk” isimli hesap sizi şikayet etmiş.
-Sebep?
-Halkı korku ve panik içerisinde bırakacak bir tweet atmışsınız.
-Efendim, ben jeoloji profesörüyüm. Bilimsel çalışmalara dayanarak büyük şiddette bir deprem olacağını tahmin ediyoruz. Halkı uyarmak adına...
-Kim olduğunuz ve ne yaptığınız beni ilgilendirmiyor. Halk korkmuş ve panik içinde... Derdinizi hakime anlatırsınız artık.
***
-Abi polis seni arıyordu, ifade için emniyete çağırıyorlar.
-Hayırdır inşallah, ne ifadesi?
-Sitemizin whatsapp grubunda biri hayat pahalılığından şikayet etmiş.
-Ne var ki bunda? Hatırlıyorum o mesajı “Geçen sene eylül ayında okul servisine 225 lira aylık ödeme yapıyorduk, bu sene oldu 900 lira... Ekmek, peynir, yağ, yumurta, salça... Zamlarına yetişemez olduk. Sadece gıda da değil, ayakkabı, pantolon, gömlek fiyatları üçe beşe katlandı. Açıklanan enflasyon rakamı doğru olabilir mi?” diye bir mesaj yazmıştı.
-Avcılık, iç-dış her türlü güvenliği tehdit eden bir mesaj olduğuna hükmetmiş.
-Allah Allah, ne alakası var? Yalan mı bunlar?
-Enflasyonu ilan eden devlet kurumu. O kurumun yayınladığı rakamlara inanmamak, devlete güvenmemektir. Sen güvenmezsen, ben güvenmezsem, yabancı adam hiç güvenmez. İçeride dışarıda dalga konusu oluruz.
-Polis mi söyledi bunları?
-Hayır ama bunları diyormuş gibi baktı, ben anladım.
-Tamam da güzel kardeşim, bunların benimle ne ilgisi var? Mesajı yazan ben değilim ki?
-Abi mesaj grubunu sen kurmuştun, yönetici sensin. Yazılan mesaja bir tepki de vermedin, mesajı onayladığın anlamına geliyor bu... Bence hemen grubu dağıt, bütün paylaşımları sil!
***
-Barış Manço için gelmiştik...
-Vefat etti kendisi, konu neydi acaba?
-“Kamu barışını bozmaya elverişli olma” durumundan, yeni çıkan kanunun radarına girdi.
-Kamu barışını nasıl bozmuş olabilir ki?
-“Arkadaşım eşşek” diye bir şarkısı var. Arkadaşını söyle, kim olduğunu söyleyeyim şeklindeki atasözüne binaen, kendisine hakaret etmiş olmuyor mu? Barış bey, sanatçı kişiliğiyle kamuya mal olmuş bir insan. Kendini bozması, kamu Barış’ını bozması anlamına gelir.
-Yahu, ne saçmalıyorsunuz siz? Rahmetli hiçbir şeye bozulmazdı. Herkesle ve her şeyle barışıktı.
-Bozulmaması bizi ilgilendirmiyor. Kanun, kamu barışını bozmaya elverişli olmayı da sakıncalı buluyor. Ben barış olsam bozulurdum. Hem, Barış Bey’in daha daha ne suçları var, ben bilirim ben bilirim... Domates, biber, patlıcan fiyatlarına isyan ettiği şarkısını mı diyeyim, “yalnız kızlar ayı! Hadi erkekler ayı, cümbür cemaat ayı” diyerek bütün bir topluma hakaret ettiği şarkısından mı bahsedeyim... Nane, limon kabuğu, hatmi çiçeği, tere otu, tarçın, zencefil otu ve daha bir sürü bitkiyi karıştırmayı tavsiye ederek halk sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bilgi veriyor... Topla, topla, topla....

Link: https://www.yeniasya.com.tr/adnan-nacir/dezenformasyon-avcisi_571436

The Susual Suspects

 

The Susual Suspects
İbrahim Özdabak Karikatürü

İktidar kanadının “dezenformasyonla mücadele” kılıfı altında sunduğu kanun teklifi Meclis’te görüşülmeye başlandı. Gazeteciler, basın kuruluşları ve basın meslek kuruluşları tarafından internet dünyasını hizaya sokma ve baskı yoluyla tek sesli hale getirme teşebbüsünün bir tezahürü olarak görülüp eleştiriliyor.

Teklifte “halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak amacıyla ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan" kişiler için bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası öngörülüyor ki, en çok tartışılan hususlardan biri bu. O kadar yuvarlak tabirler ki, istediğin her olaya uygula, kimse itiraz edemez. “Kamu barışını bozmak” müstakil olarak yeteri kadar muğlaklık taşıyorken, buna “elverişli şekilde” gibi bir ifade eklendiğinde elastikiyet katsayısı katmerli hale geliyor.

Halk arasında yaşanması muhtemel endişe, korku ve panik nasıl ölçülecek? Endişometre, korkugram ve panikölçer gibi aletlerle mi ölçüm yapılacak? İktidar ve ona yakın çevrelerin geçmiş uygulamalarını göz önünde bulundurduğumuzda kullanacakları alet muhtemelen verniyerli “kumpas” olacaktır. Wikipedia’da verniyerli kumpas “İki çenesi arasında kalan kısmı ölçen, sürgülü bir alettir. Şekli kabaca boru anahtarını andırır. Bir sabit cetvel üzerinde gezen hareketli bir parçadan oluşur” şeklinde tanımlanmaktadır. İstediğin gibi uzatıp kısaltabiliyorsun. Yeter ki kumpası kurmak iste, ölçü arzuya göre ayarlanabiliyor ve bir kişinin iki çenesi arasına bakıyor.

Hal böyle olunca, sadece gazeteciler ve yazarlar değil, bütün vatandaşlar kumpasa gelmemek için kendini frenleyecek, fikirlerini açıkça ifade edemeyecek. “Bulut” dese, “bize ördek mi demek istedin?” diyenlerin gazabına uğramamak için kendine bir oto-sansür uygulayacak. Tam da seçim öncesi, her şeyin açıkça konuşulmasını istemeyenler için gayet yerinde bir uygulama.

Aktroller ve hükümete yakın olup göz göre göre yalan şeyler yazan, muhalif herkese iftira ve hakaret etmekten çekinmeyenlerin de bu kanundan nasibini alacağını düşünüyorsanız boşuna sevinmeyin. Trollerden “kimin başı sıkışsa, koşar Pelikan Abla. Küçük büyük, her trolün dostu Pelikan Abla” (İşte bir yalıda yaşayan Pelikan Abla var ya, o...)


Sosyal medya araçları da unutulmuyor tabi, bu kanunda. Platformlara, Türkiye’de bir ofis açma ve gerektiğinde kulağını çekebilmek için bir temsilci atama şartı getiriliyor. Bu platformlar da babamızın oğlu değil, parasına bakıyor. Kapanma korkusuyla, hükümetlerin istemedikleri içerikleri kaldırabildikleri, muhaliflerin özel mesajlaşmalarını teslim ettikleri görülmemiş bir şey değil.

“Yalan haberin merkezi” denilerek zaman zaman kısıtlanan sosyal medya araçları olağan şüpheliler listesinde başı çekiyor. 1995 yapımlı “The Usual Suspects/Olağan Şüpheliler” filmini akla getiriyor, ilk tokat bunlara vuruluyor çünkü. Ağabeyimiz İbrahim Özdabak’ın karikatüründe, Olağan Şüpheliler filminde olduğu gibi, 5 şüpheli sosyal medya aracı, karakolda sıraya diziliyor ve boylarının ölçüsü alınarak susturulmak isteniyor. Bu karikatür bir filme dönüşse adı "Susual Suspects" olurdu herhalde.

Orijinal filmde geçen şöyle bir cümle var: “Şeytanın en büyük hilesi, bütün dünyayı yaşamadığına inandırmakmış”. Bizim yerli Susual Suspects’te de, kanun, halkı bölünmekten, korku ve paniğe kapılmaktan ve yalan haberden korumak için çıkarılıyor deniyor. Şeytan bunun neresinde? Finalinden bahsedip tadını kaçırmak istemezdim ama bizim Kayser, Söz’e müdahale edip herkesi susturuyor. Evet, kapatıyoruz, son sözleri alalım lütfen...

Link: https://www.yeniasya.com.tr/adnan-nacir/the-susual-suspects_571057

Hahahaber-Kandilli Whatsapphanesi

 

HAHAHABER

Sıcak Gelişmeler

*  Kandil'li Whatsapphanesi, yeni hicri yılın ilk kandili öncesi kullanıcılarını uyardı: "5.1 şiddetinde tebrik mesajı depremine hazır olun..."

* Dünya Emoji Birliği’nin, "Nuremoji" isimli yeni emoji serisinin görüntüleri basına sızdı. İşte, yeni emojilere ilham veren resimler…


“Hep iste” emojik kopuş

 


Hetero-DoksanNebati

 


Nuro-Eko’nomi

 

NOT: Bu sayfada yer alan haberler hayal ürünüdür, uydurmadır. Gerçek haberlere benzeyebilir, gülüp geçiniz, kafayı takmayınız. . .

Anadolu’dan Kur’unum

Anadolu’dan Kur’unum
Can Baytak Karikatürü

 

Işıltılı gözleri ve zaman zaman alengirli sözleri ile bizleri neşelendiren bakanımız yine bomba gibi açıklamalarda bulundu, tam olarak şöyle dedi:

“Neo klasik ekonomi düşüncesinden epistemolojik bir kopuşu temsil eden heteredoks yaklaşım günümüzde giderek ön plana çıkan davranışsal ekonomi ve nöro ekonomi ile daha fazla önem kazanmaktadır.

Alanı ekonomi olanlar bu sözlerden bir şey anladı mı, emin değiliz. Ekonomist olduğunu söyleyenlerin bazıları, ekonomimizin fevkalade iyi yönetildiğini iddia edip, yaşanan sıkıntıları dış güçlerin müdahalelerine bağlıyor çünkü. Ekonomi politikaları heterodoksanlı olunca, güvenlik politikalarında olduğu gibi enflasyonda da doksanlı yılları yeniden yaşar gibi olduk.

Doksanlar deyince aklıma o yıllarda TRT’de yayınlanan ve Güntaç Aktan’ın sunduğu Anadolu’dan Görünüm programı geldi. Programı hatırlayanların kulaklarında o meşhur müziği çınlamaya başlamıştır.

Bugünlerde çekilse muhtemelen programın adına Anadolu’dan Kur’unum derlerdi. Belki de açılış haberi şöyle olurdu: “Merkez’e bağlı Rezervli kazasının Kuroynak kur’salında devriye gezen SWAP timi, bir grup Dış Güç’le sıcak temas sağladı. SWAP ekibinin ‘teslim ol!’ çağrısına ateşle karşılık veren dövizler kısa sürede etkisiz hale getirildi. Enflasyondan yararlanarak kaçan Dış Güçlere yönelik, bölgede geniş çaplı bir operasyon başlatıldı. KKM kur’akollarının katkısıyla yürütülen operasyonda çember iyice daraldı.”

Şimdi de, mikrofonu Anadolu’daki vatandaşa uzatıp epistemolojik kopuşu, heterodok-ortodoks politikaları, dar ve orta gelirliler için hazırlanan konut projelerini ve kısaca ekonomiyi soralım:

Sabit Gelirli: “Epistemolojik falan anlamam, bunların işi hep istemolojik. Onlar ister, biz veririz. Onların alanı ekonomi, bizim de verenimiz... Bir telefon aldığımızda iki telefon parasını devlete veririz. Bir araba aldığımızda, üç araba fiyatını da vergi olarak hibe ederiz. Maaşımız daha elimize geçmeden vergisini öderiz. Arada zam aldığımız da olur, ama onu da gelir vergisindeki bir sonraki dilime daha çabuk geçmek suretiyle maliyeye veririz. Şöyle düşünün, kargo ücretinden muaf olmak için alışveriş sepetinizi belli bir tutara kadar doldurmuşsunuzdur. Alışveriş sitesi size bir kıyak daha yapıp 15 lira ekstra bir indirim yapacağını söylediğinde 115 liralık bir tasarruf yapmanın sevincini yaşarsınız ancak son anda yapılan inidirimle bedava kargo kapsamı dışına çıktığınızı ödeme yaptıktan sonra anlarsınız, toplamda 85 lira fazladan ödemişsinizdir...”

“Çıkar telefonunu” Dayısı: “Ortodonti çok önemli. İşten artmaz, dişten artar demişler. Ekonomi işi gözlerdeki ışıltı kadar dişlerdeki ortodontidir. Dişleri de, safları da sıklaştıralım. Biz yine iyiyiz. Raflarımız dolu çok şükür, Avrupalı açlıktan ölüyor. Parası olsa ne yazar, rafları bomboş. Okullarında silgi yemeye başladı çocuklar. Biz biraz sıkıntı çekiyoruz ama hep dış güçlerin saldırısı. Bizi kıskanıyorlar. İçerideki hain, terörist ve işbirlikçiler olmasa yabancıları siler süpürürdük de...”

Orta gelir tuzağındaki genç: “Eskiden orta gelir grubundaydım. Artık orta gelmiyor. Orta gelir gibi olsa, vurdugumuz gol da olsa, AKem vermiyor, ofsayt düdüğünü çalıyor. Hayır, Trakyalı değilim... O çaldıkça ak-emiciler alkışlıyor, onlar alkışladıkça o da çalıyor düdüğü... Var’a yapılan itirazlar bir yere varamıyor, VAR’lık mega-fonun başında da o var. Kendini oraya layık görüp atamış, atamayı da kendi onaylamış. Kendisine sadece kendi itiraz edebilir.”

Kuantum bilinçaltıcısı abla: “Tamamen Cumhurbaşkanımızın tensibi, himayesi ve talimatıyla, konut konut konut! Etrafa, sağdan sola, aşağıdan yukarıya doğru konut. Ve TOKİ’yle birlikte, beşli çetelerle birlikte, müteahhidana doğru konuuut konut! Ve imar halini gerçekleştir...”

Sıradan çinko pilli vatandaş: “Heterodoks falan anlamam ben. Bizim için hepsi birbirinden beter o doksların. Yeterodoks artık! Söz milletindir! Millet aç, süslü ve anlamsız sözleriniz karın doyurmuyor! Bastırılmış rakamlar açlığı bastırmıyor, mızrak çuvala sığmıyor!

 Link: https://www.yeniasya.com.tr/adnan-nacir/anadolu-dan-kur-unum_570701

Öne Çıkan Yayın

İthalya Cumhuriyeti

  İthalya Cumhuriyeti Bundan çok çok zaman önce, buradan uzak mı uzak bir ülke varmış. İyi-kötü, kendi ihtiyaçlarını üretebiliyor ve kimse...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

İlgili Diğer Yazılar: