Ülkemizde habercilik ve gazetecilik yapmak epey zor.
Genelde gazete ve haberlerde söylenen değil, söylenmeyen şeyler
üzerinden eleştiri geliyor. “Falanca haberinde üzüm yemeyi anlatıyorsun,
ama senin maksadın bağcıyı dövmek!” gibi niyet okumalar çokça
yapılıyor.
Böyle niyet okumalarının prim yaptığı bir yerde, bir yayın
kuruluşunu, gazeteciyi veya yazarı istediğiniz gibi hedef tahtasına
oturtabilirsiniz. “İnç” miktarı yüksek cihazların tamamını kullanarak
çok etkili bir “linç” kampanyası yürütebilirsiniz. En kötü durumda
“yanılmışız, kusura bakma” deyip geçme fırsatınız vardır. Linç
kampanyasını yürüten ve aradan belli bir süre geçtikten sonra suçsuzluğu
anlaşıldığında linç kampanyası yürütücülerine tepki gösteren de aynı
kişiler olabiliyor.
Son yıllarda özellikle, rağbet gören haber türlerinden biri de
“parodi” haberlerdir. Zekâ dolu ve esprili anlatımları sebebiyle sevilir
hale geldiler. İlk çıktıklarında, gerçeğe çok yakın haber dili
kullanımı sebebiyle kendilerini ifade etmekte zorlandılar ve gerçek
haberlerden rol çalmaya başladılar. İnsanlar gerçek zannedip ciddî
tepkiler gösterebiliyordu. Zamanla, politik hiciv denince akla gelen bir
haber türü olmayı başardılar.
Geldiğimiz noktada, ciddî haberler, parodi haberlerden rol çalmaya
başladı. Öyle haberler duyar olduk ki “yok artık, olsa olsa parodi
haberdir” tepkisi verebiliyoruz. Bunda, etrafımızdaki gelişmeler kadar,
bazı habercilerimizin de katkısı var. Bir bilgisayar oyununa ait
şifrelerin yazılı olduğu bir kâğıdı, “15 Temmuz darbe girişiminin
kodları” diye duyurup bunu ana haberde yayınlarsanız, “dikkat parodi
haber değildir!” başlığıyla diğer haber kanallarına malzeme olursunuz.
Bu haberi yapan kanal neyse ki sonradan seyircilerinden bu haber için
özür diledi.
İsminde veya ticarî ünvanında yer alan bazı kelimeler dolayısıyla
Gülen cemaatine mensup zannedilip araştırma gereği bile duyulmadan
kapatılan okul, dersane veya başka kurumların haberleri gelmeye başladı.
Antalya’da, 15 Temmuz sonrası yapılan soruşturmalar kapsamında
kapatılan Özel Işıklar Lisesi’nin ismini bulunduğu Işıklar caddesinden
aldığı anlaşılınca okul tekrar açıldı. İzmir’de bulunan Özel İzmir Fatih
Koleji de geçen hafta cemaat okulu zannedilerek kapatılmış.
Resmigaste.com isimli bir parodi haber sayfasında konuyla ilgili yapılan
haberi okuduğumda, haberin parodi tarafının neresi olduğunu anlamakta
zorlandım. O haberi alıp ana akım medya kanallarından birinde
okutursanız, kimse yadırgamayacak neredeyse, o derece gerçekçi duruyor.
Gittikçe parodileşen bir hayat yaşıyoruz. Eskiden traji-komik olaylarla
karşılaşıp hayretler içerisinde kalırken, artık paro-traji-komik
olaylara şaşırmıyoruz bile. Keşke bütün bunlar sadece mizah eserlerinde
kalsaydı.
Yakın zamanlarda Pokemon Go isimli bir oyun kendinden çok söz
ettirdi. Bu oyun, kabaca, mobil cihazın kamerası kullanılarak ve GPS
konum bilgileriyle desteklenen bir haritada arttırılmış gerçeklik
katmanı eklenerek cadde ve sokaklarda gizlenen pokemonlar ve diğer başka
ekipmanlar bulunuyor ve avlanılıyor. Bunun için sokaklarda elde telefon
veya tabletle dolaşıp tarama yapmak gerekiyor. Kısaca bu oyunda “cadde
avı” yapılıyor.
İçinde ülke olarak bulunduğumuz OHAL döneminde her gün yüzlerce,
hatta binlerce kişinin açığa alındığını, gözaltına alındığını,
tutuklandığını, özel şirketlerin mallarına el konulduğunu veya kayyum
atandığını duyuyoruz. Bunların tamamının kendilerine atfedilen suçları
irtikâp ettiğini zannetmiyorum. Malûm cemaatle hiç ilgisi olmayıp, başka
cemaatlere mensup insanlar veya hiçbir cemaatle ilgisi olmayan, ama
mevcut iktidara muhalefet ettiği bilinen gazeteci, yazar, akademisyen,
kısaca her kesimden insanın da bu muamelelere maruz kaldığına şahitlik
etmekteyiz. İnşallah, adalet en kısa zamanda tecelli eder ve hiçbir suça
bulaşmayıp hakkında iftira atılarak veya işgüzar memurların göze girmek
için, aklına gelen herkesi ateşe attığı insanlar bu töhmetten kurtulup
haklarını alırlar. Ne diyelim, arttırılmış bir gerçeklik katmanıyla
çıkılan bu “cadı avı”nın bir an önce sona ermesini ve sadece gerçeklik
katmanı ile suçlu avına çıkılmasını temenni ediyoruz.
Link:
http://www.yeniasya.com.tr/adnan-nacir/cadde-avi-ve-cadi-avi_407621