Bu Blogda Ara

Arşiv

çark etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
çark etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

U’lu Dönüşler


U'lu dönüşler

İç-dış her türlü politikanın üretilmesi ve uygulanması konusunda istikrarlı bir şekilde seri değişimler gösterebilen bir hükümetimiz var.  Bu değişimler politikasızlık şeklinde addedildiği için çokça eleştirilebiliyor da kendileri... Tabii, hikmet-i hükümeti bilmeyenler yapıyor bu eleştirileri. Halbuki işin özü basittir: Muayyen ölçülerde kaynaklarımız ve bitmek bilmeyen ihtiyaçlarımız var. Ne yapıyor bizimkiler, hangi alanda acil bir ihtiyaç varsa oraya koşup kaynakları yığıyorlar. E haliyle, bir ihtiyaç tam olarak karşılanmadan ya da bir konu çözülmeden, bir bakıyorsun, hoop atlamışlar başka bir yere. 

Ani değişimleri gerekçelendirebilmek için, iyi-kötü, dost-düşman, yakın-uzak, faydalı-faydasız gibi pek çok şey sık bir şekilde yeniden tanımlanıyor. Dün ak denilen şey, bugün tamamen kara olabilir. İşte bunlar hep U’lu dönüşler...

U’lu dönüşler sebebiyle tanım/kapsam değişikliğine en çok maruz kalan kavramlardan biri de terör. Neredeyse bütün muhalefet partileri terörle irtibatlandırılma işleminden nasibini almıştır. Kimine doğrudan terörist dediler, kimine teröristlerin maşası ve yardımcısı dediler, kimine de terör örgütüne dahil olmamakla birlikte istemeden de olsa faaiyetlerini desteklemekle suçladılar. 

“İltisaklasak da mı tutuklasak...”

Hele, iltisak diye bir mefhum var ki, bunu kullanarak herkes her terör örgütüne dahil edilebilir. Gazeteler, gazeteciler, patates-soğan satıcıları, dolar alanlar... Mahkemenin birinde, 1970’li yıllarda kurulmuş ve uzun zamandır faaliyetleri olmayan örgütlerin de isimlerinin arasında olduğu bir örgüt kokteyline üye olmakla suçlanan bir genç, örgüt listsini görünce tebessüm edip şunu sormuş: “istediğimiz örgütü bu listeden biz mi seçiyoruz, yoksa siz mi beğeniyorsunuz?” 

Pide siparişi için aradığı kişi hakkında terör soruşturması var diye o davaya dahil edilenler, milyonlarca kişinin yaşadığı büyükşehirlerde terör suçlamasıyla aranan kişilerle aynı baz istasyonundan cep telefonu sinyali alanlar, bir fakir görevde olduğu sürece içeride kalabilir ya da U’lu dönüşler çerçevesinde bağımsız yargının tecelli etmesiyle serbest bırakılabilir. Tatil planı için bir turizm firmasını arayıp rezervasyon yaptırmadan önce kırk kere düşünün. Ya firma terörle bağlantılı ise? Bugün sicili temiz görünebilir ama ya yarın suçlanırsa? Firma sahibinin sonradan bakan olması da kurtarmaz sizi, ona göre. 

Enflasyon mu yükseldi, hemen fiyatları durdurmak için polisiye tedbirler alınıyor. Üretim maliyetlerinin yükselmesi ve ürün arzındaki daralmanın sebepleri ile kim uğraşacak... Haşa, hükümette hata olur mu? Fırsatçıların ve hainlerin işidir muhakkak. Bas depoları, stokçuluk yapılıyor diye kes cezaları ki, herkes akıllı olsun. Ha, piyasada mal kalmazsa diye dert etme. İthal ederek yerli üreticiyi te’dip et. Yerli üretici ağlamaya başlayıncaya kadar durmak yok, ithale devam! Ağlarsa hemen teşvik paketi patlat. Bakın, hain ve fırsatçı bir üretici U’lu bir dönüş sayesinde nasıl da yardıma muhtaç bir mağdur oldu!

U’lu Dönüşlerin Maliyeti

Ne zaman, ne kadarlık açıyla U’lu dönüş yapılacağını ulularımız bilir tabi ama az-çok tahmin edilebilir hale de geldi. Mesela, S-400 meselesine bakalım. Neredeyse her Allah’ın günü “biz bunları aldık, falanca tarihte teslim edilecek” beyanatı veriliyorsa işkillenmek lazım derim. Bana öyle geliyor ki, 

-Parasını verdiğimiz bu sistemleri teslim alamayacağız. 

-Teslim alamasak bile ABD’nin yaptırımlarına maruz kalacağız. 

-Parasını verdiğimiz halde kurulum yapılmazsa Rusya bize kızacak ve bunun hesabını farklı bir şekilde sormaya çalışacak.

Ne diyelim, U’lu dönüşlerin maliyeti yaman olabilir. Necip Fazıl’a atfedilen fakat kesin olarak kime ait olduğunu bilmediğim şöyle bir söz var: “Yamadık dünyamızı yırtarak dinimizden, sonunda din de gitti, dünya da gitti elimizden”

Bakalım, İstanbul belediye başkanlığı seçimini kazanmak için seçime üç gün kala, adeta "Anketler bozuldu, hesap karıştı / Yetiş ya İmralı, yetiş ya Kandil" denilerek yapılan U’lu dönüş nasıl netice verecek? Arzu edilen oylar cezb edilemediği gibi milliyetçi seçmen de küsüp kaçarsa hiç şaşırmamak gerek...

Lambalı Siyasetten Yarıiletken Dirensistörlere

Lambalı Siyaset

Benzin ve mazot fiyatlarında son yapılan zamlardan sonra konuşan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, “Benzin ve mazotla ilgili otomatik olarak kurulmuş olan bir sistem var, buna ne bakanlıklar karar veriyor, ne hükümet karar veriyor, ne de Enerji Bakanlığı karar veriyor. Gerek kur gerekse dünyadaki enerji fiyatlarıyla ilgili artış ne ise o doğrudan oraya yansıtılıyor. Otomatik olarak çalışan bir mekanizma var” dedi.

Bugünlerde her işi yapay zekâya yaptırmak da yeni moda oldu. Bakanlıkların ve hükümetin karışamadığı, otomatik olarak çalışan, belli parametrelere göre karar verebilen bir çeşit yapay zekâ olabilir bakanın bahsettiği bu mekanizma. Asgarî ücretin, işçi ve memur maaşlarının bu mekanizmaya dahil edilmemiş olması, kur ve enerji birim fiyatlarındaki düşüşleri aynen yansıtmaması sebebiyle iktidar lehine “zekice” çalıştığı söylenebilir ve eminim ki bu haliyle Almanya’nın kıskançlık damarını tahrik etmiştir. Araba yapımında ne kadar usta da olsalar, benzin fiyatlarını otomatik olarak sürekli arttırmak ve benzinden alınan ücretin % 67’sini vergi olarak almak bizimkilerin uzmanlık alanı.

Her ne kadar her ilimizde en az bir üniversite bulunsa ve üniversite öğrencilerimizin sayısı geçen sene itibarıyla 7 milyonu aşmış olsa da bahsedilen otomatik mekanizmanın yapay zekâ destekli değil, mekanik çalışma mantığında kurgulandığını zannediyorum. Yanlış anlaşılmasın, yapamayacağımızdan değil de, mekanik ve istendiğinde manuel müdahalelere açık bir sistemin iktidarın işine daha çok geleceğini sandığımdan böyle düşünüyorum. Yapay zekâya bir kural tanıtırsınız, kuralı anladı mı herkese ve her yerde aynı seviyede uygular. Bizde ise nerdeyse her bir kural kişiye, yere ve şartlara göre değişen şekillerde uygulanır. O kadar istisna çıkar ki yapay zekâ kafayı yer, sonunda işletmekten vazgeçer.

Mekanik sistemler metal aksamı bol olan makinelerden ve hareketi iletmeye yarayan dişli çarklar gibi parçalardan oluşur. Fizikî güce dayanır. Her bir parça kendisine gelen hareketi bir sonrakine sorgusuz sualsiz aktarmalıdır. Aktarımda sıkıntı yaşandığında ilgili parça değiştirilir. Eskiden tamir etmek de mümkündü, ama günümüzde tamir için çalışmak hem daha maliyetli olabiliyor, hem de tamir sonrası parçalar eskisi kadar verimli çalışmayabiliyor.

Siyaset cenahında en meşhur sözlerimizden biri “emir demiri keser”dir. Silikon Vadimiz yoktur, kurtlar vadimiz vardır. Dijital yapılardan çok “dişliler” ve “çarklar” bizde muteberdir. İşlerini aksatan memurları tarif için “metal yorgunluğu” ifadesini kullanırız. Kısaca, pek çok işimiz mekanik sistemle işler.

İş makinelerini nefes almamacasına seyretmeyi seven bir ümmet olarak, hareketinin başlangıç ve bitiş noktası belli olmasına rağmen büyük bir heyecanla çarkları takip ediyoruz. Çarkların yarı çapı büyüdükçe, açısal hızlarını korumak için çizgisel hızları da büyür. Yani en büyük çarkları izleyen ümmetin başı dönüyor, kimi bu dönüşlere yetişemiyor bile. Bir de, bazı çarklar dönerken (Çarkıfelek yarışmasında olduğu gibi) bir bakıyorsunuz “PAS” geliyor. Pas ise metal aksamın en büyük düşmanıdır. Metal aksama zarar verir, inceltir, kolayca yorulabilir hale getirir. Ondan sonra, al sana metal yorgunluğu!

20. Yüzyılın en büyük icatlarından biri olarak kabul edilen transistörlerin kullanılmaya başlanmasıyla elektronikte çağ atlandı. Hesap makineleri, bilgisayarlar, uzay araçları ve cep telefonları gibi nice gelişmiş cihaz, lambalar yerine yarı iletkenlerden yapılmış transistörlerin kullanılmasıyla geliştirilebildi. Ne dersiniz, siyaset alanında da çabuk kırılabilen, pahalıya mal olan, ısınması için belirli bir sürenin geçmesi gereken ve ayrıca bir hayli de elektrik sarfiyatı olan lambaların değişme zamanı gelmedi mi? “Yeter, söz milletindir” diyen dirensistörler bir an önce piyasaya çıkmalıdır ki, yapay zekâlara geçebilelim…
Link: http://www.yeniasya.com.tr/adnan-nacir/lambali-siyasetten-yari-iletken-dirensistorlere_446085

Öne Çıkan Yayın

Siya-Nur

Siya-Nur     Ülkemizde maddi felaketler, yetkili şahısların kendileriyle olan etkileşimine göre ikiye ayrılır: İlk kısım, üzerinden mağd...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

İlgili Diğer Yazılar: