Bu Blogda Ara

Arşiv

artırılmış gerçeklik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
artırılmış gerçeklik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

“Sensitive Jobs”

Sensitive Jobs
Umut Sarıkaya Karikatürü

 

Isırılmış elmalı logosuyla bilinen teknoloji firması, “Apple Vision Pro” ismini verdiği yeni bir ürününü tanıttı. Kafaya takılan ve gözlük gibi camı olan cihaz, kullanan kişinin etrafı bir “artırılmış gerçeklik” katmanıyla görmelerini sağlıyor.

Artırılmış gerçeklik, gerçek dünya görüntülerinin üzerine bilgisayar marifetiyle, yeni bir görüntü, ses veya bilgi içeren yazılar eklenmiş olmasıdır. Meselâ, bir sokak veya caddeye baktığınızda o sokağın isminin görünmesi,  vitrinde duran bir ürün görüntüsünün üzerinde hangi materyellerden yapılmış olduğu, o mağazadaki fiyatı ve daha uygun fiyatlarla yer aldığı mağazaların adlarının listelenmesi birer artırılmış gerçeklik örneği olabilir.

Her işte olduğu gibi, Apple firması ne yaparsa yapsın, kullanışlı/faydalı/gerekli olup olmadığına bakmadan, çılgınlar gibi alkışlayıp göklere çıkaran da var, firmanın ürettiği hiçbir ürünü beğenmeyip yerin dibine geçirmeye çalışanlar da... Halbuki her ürünün güçlü ve zayıf yönleri bulunabilir. Dahası, her ürün her insana hitap etmeyebilir. Ürün, hedef kitlesi içerisinde bulunmayan kişilerin ihtiyaçlarına göre dizayn edilmemiş olabilir. Değerlendirmeleri yaparken bunları dikkate almak gerekir.

Apple Vision Pro, telefon ve bilgisayar gibi işletim sistemi menüsünü gözünüzün önüne getiriyor. Gözlerinizin odaklandığı noktayı seçebilmesi ve elinizin çeşitli hareketlerini ekranda beliren görüntülerle etkileşim için kullanabiliyor olmak heyecan verici. Öte yandan, şarj kapasitesi ve işlemci kabiliyeti uzun ve karmaşık işleri yapmak için şimdilik yeterli olmayabilir. Belli bir süre kafaya takılan cihazların insan sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olması da muhtemel.

Teknoloji açsından değilse bile, mantalite olarak aynı yapıda çalışan bir grup ülkemizde yıllardır var. “AKKLE Misyon Korosu” tarafından geliştirilen AG Gözlük(Artırılmış Gerçeklik gözlüğü), takan kişilere artırılmış, abartılmış ve hatta yeri geldiğinde çarpıtılmış gerçekler sunuyor. AKKLE grubu asla kötü bir iş yapmaz. Kutlu misyonlarına ulaşmak için yaptıkları her iş mübahtır. Kötü gibi görünen bazı işlerini nazara verip onları zayıf düşürmek küfrün galebesiyle sonuçlanabilir. Onun için, kurtlu da olsa eldeki bulgur yenmelidir. İşte, bunlar hep “Sensitive Jobs/Hassas işler”...

Meselâ, AG Gözlükle ekonomiye bakanlar şöyle görüyor: Ekonomi aslında iyi, kriz falan yok. Küçük bir sıkıntı olabilir tabi, kimde yok ki? Dünyanın geri kalanı bizden çok daha kötü durumda. Yetmişli yıllarda, doksanlı yıllarda ve ikibinli yılların başında da iktisadî büyük krizler çıkmıştı ama o krizlerin sebebi o dönemlerin iktidarlarıydı. Yönetmeyi bilmiyorlardı ki... Nitekim, ya istifa edip gittiler ya da seçimlerde halk onları cezalandırdı, oy vermedi. Bugünkü problemlerin asıl sebebi dış güçler. Bizi kıskandıkları için gelişmemizi istemiyorlar. Sonra, içimizdeki hainlerin de haddi hesabı yok. Dış güçlerle işbirliği yapıyolar. E fırsatçılar da çok... Durduk yere her şeyin fiyatını yükseltiyorlar.

Muhalefete bakalım biraz da, AG gözlük onları nasıl gösteriyor: Alayı terörist ve din düşmanı! Tek dertleri “AKKLE” grubunu saf dışı bırakmak. Hepsinin ittifak etmesi yetmiyormuş gibi, Sam, Hans, Tony, Johny ve Herkel grubu ile de birlikte hareket ediyorlar.

Peki, AKKLE’ın başka ürünü var mı derseniz...

AK-Fon: Sadece kendine yakın kişilere fon sağlama.

AK-in-tuş: Masaüstü bilgisayarlar ve mobil cihazları kullanarak klavye başında 24 saat iktidar propagandası yapan trol çeteleri.

Hayır-Pots: Hayır işleme işini şova dönüştürmeye çalışırken kırılan potlar. Örnek: “Her zamanki gibi fakir aile ve taziye ziyaretleri gerçekleştirdik” sözü, kanser hastası olduğunu söyleyen kişinin eline 100 lira tutuşturmak, mitinglerde para ve hediye dağıtım işini tavuklara yem verir gibi yapmak.

 Link: https://www.yeniasya.com.tr/adnan-nacir/sensitive-jobs_583514

Cadde Avı ve Cadı Avı

 
Ülkemizde habercilik ve gazetecilik yapmak epey zor.
Genelde gazete ve haberlerde söylenen değil, söylenmeyen şeyler üzerinden eleştiri geliyor. “Falanca haberinde üzüm yemeyi anlatıyorsun, ama senin maksadın bağcıyı dövmek!” gibi niyet okumalar çokça yapılıyor.

Böyle niyet okumalarının prim yaptığı bir yerde, bir yayın kuruluşunu, gazeteciyi veya yazarı istediğiniz gibi hedef tahtasına oturtabilirsiniz. “İnç” miktarı yüksek cihazların tamamını kullanarak çok etkili bir “linç” kampanyası yürütebilirsiniz. En kötü durumda “yanılmışız, kusura bakma” deyip geçme fırsatınız vardır. Linç kampanyasını yürüten ve aradan belli bir süre geçtikten sonra suçsuzluğu anlaşıldığında linç kampanyası yürütücülerine tepki gösteren de aynı kişiler olabiliyor.
Son yıllarda özellikle, rağbet gören haber türlerinden biri de “parodi” haberlerdir. Zekâ dolu ve esprili anlatımları sebebiyle sevilir hale geldiler. İlk çıktıklarında, gerçeğe çok yakın haber dili kullanımı sebebiyle kendilerini ifade etmekte zorlandılar ve gerçek haberlerden rol çalmaya başladılar. İnsanlar gerçek zannedip ciddî tepkiler gösterebiliyordu. Zamanla, politik hiciv denince akla gelen bir haber türü olmayı başardılar.

Geldiğimiz noktada, ciddî haberler, parodi haberlerden rol çalmaya başladı. Öyle haberler duyar olduk ki “yok artık, olsa olsa parodi haberdir” tepkisi verebiliyoruz. Bunda, etrafımızdaki gelişmeler kadar, bazı habercilerimizin de katkısı var. Bir bilgisayar oyununa ait şifrelerin yazılı olduğu bir kâğıdı, “15 Temmuz darbe girişiminin kodları” diye duyurup bunu ana haberde yayınlarsanız, “dikkat parodi haber değildir!” başlığıyla diğer haber kanallarına malzeme olursunuz. Bu haberi yapan kanal neyse ki sonradan seyircilerinden bu haber için özür diledi.

İsminde veya ticarî ünvanında yer alan bazı kelimeler dolayısıyla Gülen cemaatine mensup zannedilip araştırma gereği bile duyulmadan kapatılan okul, dersane veya başka kurumların haberleri gelmeye başladı. Antalya’da, 15 Temmuz sonrası yapılan soruşturmalar kapsamında kapatılan Özel Işıklar Lisesi’nin ismini bulunduğu Işıklar caddesinden aldığı anlaşılınca okul tekrar açıldı. İzmir’de bulunan Özel İzmir Fatih Koleji de geçen hafta cemaat okulu zannedilerek kapatılmış.

Resmigaste.com isimli bir parodi haber sayfasında konuyla ilgili yapılan haberi okuduğumda, haberin parodi tarafının neresi olduğunu anlamakta zorlandım. O haberi alıp ana akım medya kanallarından birinde okutursanız, kimse yadırgamayacak neredeyse, o derece gerçekçi duruyor. Gittikçe parodileşen bir hayat yaşıyoruz. Eskiden traji-komik olaylarla karşılaşıp hayretler içerisinde kalırken, artık paro-traji-komik olaylara şaşırmıyoruz bile. Keşke bütün bunlar sadece mizah eserlerinde kalsaydı.

Yakın zamanlarda Pokemon Go isimli bir oyun kendinden çok söz ettirdi. Bu oyun, kabaca, mobil cihazın kamerası kullanılarak ve GPS konum bilgileriyle desteklenen bir haritada arttırılmış gerçeklik katmanı eklenerek cadde ve sokaklarda gizlenen pokemonlar ve diğer başka ekipmanlar bulunuyor ve avlanılıyor. Bunun için sokaklarda elde telefon veya tabletle dolaşıp tarama yapmak gerekiyor. Kısaca bu oyunda “cadde avı” yapılıyor.

İçinde ülke olarak bulunduğumuz OHAL döneminde her gün yüzlerce, hatta binlerce kişinin açığa alındığını, gözaltına alındığını, tutuklandığını, özel şirketlerin mallarına el konulduğunu veya kayyum atandığını duyuyoruz. Bunların tamamının kendilerine atfedilen suçları irtikâp ettiğini zannetmiyorum. Malûm cemaatle hiç ilgisi olmayıp, başka cemaatlere mensup insanlar veya hiçbir cemaatle ilgisi olmayan, ama mevcut iktidara muhalefet ettiği bilinen gazeteci, yazar, akademisyen, kısaca her kesimden insanın da bu muamelelere maruz kaldığına şahitlik etmekteyiz. İnşallah, adalet en kısa zamanda tecelli eder ve hiçbir suça bulaşmayıp hakkında iftira atılarak veya işgüzar memurların göze girmek için, aklına gelen herkesi ateşe attığı insanlar bu töhmetten kurtulup haklarını alırlar. Ne diyelim, arttırılmış bir gerçeklik katmanıyla çıkılan bu “cadı avı”nın bir an önce sona ermesini ve sadece gerçeklik katmanı ile suçlu avına çıkılmasını temenni ediyoruz.
Link: http://www.yeniasya.com.tr/adnan-nacir/cadde-avi-ve-cadi-avi_407621

Öne Çıkan Yayın

Siya-Nur

Siya-Nur     Ülkemizde maddi felaketler, yetkili şahısların kendileriyle olan etkileşimine göre ikiye ayrılır: İlk kısım, üzerinden mağd...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

İlgili Diğer Yazılar: