Bu Blogda Ara

Arşiv

bayram etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
bayram etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Müjdeliye Her Gün Bayram!

 

Müjdeliye Her Gün Bayram

Farkında mısınız, neredeyse her gün yeni bir müjde haberi alıyoruz.

Bazı arsızlar bu müjdelere inanmadığı gibi, bu durumu erken ya da baskın bir seçimin habercisi diye duyurmaya çalışıyor. Neymiş efendim, sürekli aynı müjdeler veriliyormuş! Sizde “müjdemans” başladıysa ara ara hatırlatmak gerekir. İçimizi ferahlatıyor mu müjdeler, önemli olan o. Her günümüzü bayram ediyorlar adeta. Ne demişler, “Müjde sebeptir, bayram sonuç”

Dört mevsimin bir arada yaşandığı ve “müjbit” (müjde açısından münbit) topraklara sahip memleketimizin her köşesinde farklı çap ve ebatlarda müjdeler yetişmektedir, hamdolsun. Müjdelikan Yalısı ambarlarında toplanıp harmanlanan müjdeler iç pazara buradan sunulur. Bunun için yalıya bağlı gazetelerin manşetleri kullanılır. Manşet normal gazetelerde olur, düzeltiyorum: “one-sheet”ler kullanılır.

Hangi müjdeden başlasam bilemiyorum. Galiba en büyük müjde şu: “Türkiye tarihinin en büyük rezervi bulundu! Altın, bakır, çinko ne ararsan var” Maşallah, sübhanallah... Adamlar, müjdeyi farklı günlere bölse en az beş günlük manşet çıkar buradan. “Altın, bakır, çinko, kobalt ve bir çok maden” diyerek iktisatlı bir müjdeleme yapmışlar, helâl olsun. Karadeniz gazını da çıkarmaya başlıyoruz nihayet. Yazın bile kombi açası geliyor insanın. 

Sıradaki müjdemiz sebze mevye fiyatlarından şikayet edenler ve sevip de onlara kavuşamayanlar için geliyor: Venezuela’da buğday yetiştireceğiz! Sadece Venezuela değil, Güney Amerika ve Afrika ülkelerinin içinde olduğu tam 10 ülkede arazi kiralayıp bir şeyler üreteceğiz. Nijer ve Sudan’da daha önce toprak kiralamıştık. Çaktırmadan vatanı büyütüyoruz, farkettiniz mi? Herkes kazanacak bu işten. Tohum ihraç edenler, nakliyesini yapacak şirketler, ucuza tarım ürünü bulacak olan halk... Yalnız uyanık olmakta fayda var, inşallah, nakliye sırasında araya pudra şekeri falan karıştıranlar olmaz, aman diyelim...

Dikkat ederseniz, hep güney yarımkürede arazisini kiralayacağımız bu ülkeler. Elbette ki bu bir tesadüf değil! Bizde mevsim kışken oralarda yaz olur. Senenin her ayında durmadan üretmeye devam edebiliriz anlayacağınız. Bakarsınız, on ülkenin her birine, şanımıza layık birer saray da inşa ediveririz, itibarımız da tavana değer. Havalar burada soğuyunca kaçacak göçecek yerimiz olur, fena mı?

Şimdi bu müjde mi diyeceksiniz ama Almanya’da her altı kişiden biri aç yatıyormuş! Yüzde yedi gibi korkunç bir enflasyonun pençesine düşmüşler, kıvranıyorlar millet olarak. Haşa, başkalarının acılarını kendimize sevinç vesilesi yapmayız elbette ama Almanlar bizi kıskanıyor dediğimizde inanmayanlar vardı! Onları düşünüp halimize şükretmek için bu haberi de müjdeden sayıyoruz.

Son müjdemiz AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş’tan geliyor, kendisi aynen şöyle söylemiş: “Eski dönemde maalesef Türk Lirası çok değerliydi. Bu ortaya ithalat çıkarıyordu. Çok şükür son yıllarda yavaş yavaş Türkiye bundan uzaklaştı”

Demek ki, bize diz çöktürmek, boyun eğdirmek isteyen dış güçlerle olan savaşımızdan galip çıktık. Artık onlar bizim kurlarla oynayıp dengemizi bozamıyorlar. İktidarımız, yeni ekonomi modeliyle kurları bilerek yükseltti. Filmlerde olur ya hani, “sen beni kovamazsın, ben istifa ediyorum” diyen jönler gibi... İthalatımız az, müjdemiz bol olsun inşallah...

Link:https://www.yeniasya.com.tr/adnan-nacir/mujdeliye-her-gun-bayram_565660

Bayram Kazaları

Son yıllarda üst üste yapılan seçimlerin de yabana atılamaz etkisiyle, Bakanlar Kurulu kararıyla dokuz güne çıkarılmayan bayram tatili neredeyse olmadı.
 
Tabiî ki bu uzatılmış bayram süresi kamu çalışanları ve öğrenciler için geçerli, o da okul dönemine rastlıyorsa. Resmî tatil ilân edilse bütün ücretli çalışanları kapsayacak, ama kamu çalışanları idarî izinli sayılacak şekilde karar alındığı için, özel sektör çalışanları sadece Arefe günleri yarım gün ve Bayram günleri kadar resmî tatil yapabiliyorlar. Önümüzdeki sene Ramazan Bayramı Haziran sonu, Kurban Bayramı da Eylül başına denk gelecek, bu da öğrenci kardeşlerimizin okulu ve eğitimi aksatmayacakları için sevinecekleri (!) bir şey olacak zannedersem.

Ülkemiz nüfusunun beşte biri İstanbul’da ikamet ediyor, İç Anadolu şehirleri büyük oranda Ankara’ya göçmüş olunca, bayramlar dolayısıyla dokuz günlere varan tatil dönemlerini değerlendiren vatandaşlar bu süre zarfında memleketlerine gidiyor. Duble yollarla ana yurdu dört baştan ören hükümetimiz sayesinde bu gidişler ve dönüşleri daha rahat olur, ölümlü kazalar azalır zannetmiştik. Tabiî bir afet olan deprem kadar tabiî olmasa da, afet olan trafik kazalarını azaltmak için deprem vergileri ve bir rivayete göre çalışanlardan her ay kesilen işsizlik ödeneğinin oluşturduğu fondan yararlanılarak duble yol ihaleleri yapılmıştı.

Alınan her türlü güvenlik tedbiri, yeni çıkan arabaların hava yastığı ve ona benzer diğer güvenlik tertibatları gibi faktörler tabiî ki bir nebze ölüm oranını azaltsa da, maalesef bayram trafiği zamanlarında aşırı hız, dikkatsizlik ve uykusuzluk gibi sebeplerden dolayı kaza sayısında istenen düşüş yakalanmış değil. İzmit Körfez Osmangazi Köprüsü açılışında dünya motor sporu şampiyonluğu olan bir sporcumuza hız rekoru denemesi yaptırmak bu anlamda ne kadar doğru bir örnek olmuştur acaba? Ayrıca, bu köprünün bir parçası olacağı otoban projesinin İstanbul İzmir karayolu mesafesini üç buçuk saate indireceğini siyasetçilerimiz her fırsatta söylüyor. Bu, ancak bir aracın ortalama hızını 120 km/saat değerinin altına düşürmeden başarabileceği bir şey. Bunun tüneli var, virajı var, trafiği var… Vatandaşa böyle hedefler vererek cesaretlendirmek ne kadar uygun ki?

Kocaeli Valiliği İl Emniyet Müdürlüğü tarafından bayram öncesi yayınlanan ve daha sonra “sehven” olduğu belirtilerek yürürlükten kaldırıldığı söylenen bir bildiride şu ifadeler geçmişti: “Emniyet Genel Müdürlüğümüzden alınan emir doğrultusunda Kurban Bayramı tatilini kapsayan 10-18 Eylül tarihleri arasında vatandaşlarımıza denetim amaçlı EDS, TEDES, Mobese, radar ve benzeri şekilde herhangi bir ceza yazılmayacak, kural ihlâli tesbit edilen yol kullanıcılarına ihlâl ettiği kural ve cezası hatırlatıldıktan sonra ‘Siz bu cezayı 15 Temmuz gecesi ödediniz. Hayırlı yolculuklar’ denilecektir.”
Yazılı olarak bildirilen bir emirde “sehiv” nasıl olur, insan hayret etmiyor değil. Sosyal medya gündemine düşen, insanların hayatını tehlikeye atma riski taşımasına rağmen aşırı hız yapmayı teşvik ettiği belli olan, konunun 15 Temmuz ile ilgisi üzerine polemikler yapılan bu emrin sehven verildiğini ve kaldırıldığını acaba kaç kişi öğrenebilmiştir? Bayram tatilinin ilk 7 günlük kaza bilânçosuna göz attığımızda; 103 trafik kazasında toplam 60 kişi vefat etti ve 371 kişi de yaralandı.

Bu seneki Kurban Bayramı’nın ilk gününün 12 Eylül olması, 12 Eylül 1980 ihtilâli sonrası her yerde ve her kurumda başlayan Kemalist yağcılık örneklerini hatırlattı. İtfaiye duvarına “Küçük kıvılcımlar, büyük yangınlar doğurur” pankartının asılması gibi. Bu sözün gerçekten söylenip söylenmediği, söylendiyse bile hangi bağlamda ve anlamda söylendiği araştırılmadan ihtilâl komitesine şirin görünmek ve vaziyeti kurtarmak adına asıldığı bellidir. Hız sınırlarını aşanlara “15 Temmuz gecesi ödediniz. Hayırlı yolculuklar” demek, itfaiye örneğindeki muktedirlere yaranma çabası ile aynı yapıda ve daha mantıksız bir uygulamadır. Bu 12 Eylül’lerde ne varsa, hep aynı etkiyi yapıyor demek ki…
Link: http://www.yeniasya.com.tr/adnan-nacir/bayram-kazalari_410267

Öne Çıkan Yayın

Siya-Nur

Siya-Nur     Ülkemizde maddi felaketler, yetkili şahısların kendileriyle olan etkileşimine göre ikiye ayrılır: İlk kısım, üzerinden mağd...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

İlgili Diğer Yazılar: