Bu Blogda Ara

Arşiv

ideoloji etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ideoloji etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Hahahaber-Ev Sahibine Kontrol Kalemi Soran Elektrik Ustası Ortalığı Karıştırdı!




HAHAHABER

Ev Sahibine Kontrol Kalemi Soran Elektrik Ustası Ortalığı Karıştırdı!

İstanbul Esenler’de oturan İsmail K., evinin elektrik tesisatındaki bir arıza için bir elektrik ustası çağırdı. Eve servise gelen Tahsin E. ev sahibine “kontrol kalemi var mı?” diye sorunca ikili arasında gerilimli bir tartışma başladı. Elektrik akımından başlayıp ideolojik akımlar ve felsefi eksende devam eden tartışma ev sahibinin gösterdiği dirençle hızla şiddete dönüştü. Can kaybının yaşanmadığı olay sırasında bazı lambaların patladığı görüldü.

“MALZEMESİZ USTA OLUR MU?”

Ev Sahibi İsmail K. karakolda verdiği ifadesinde şöyle dedi: “Bir usta yanında malzemesini getirmez mi? Su tesisatçısı anahtar sorar, kornişçisi merdiven ister, boyacısı kova peşinde… Yahu kardeşim, o Doblo’larınızın arkasında ne taşıyorsunuz siz? Seramik kesme aleti benim evde ne arar? Gittiği evde ‘kontrol kalemi var mı?’ diye soran elektrikçiye güvenilir mi? Malzemesiz usta olur mu? Bunu sordum Tahsin Usta’ya... Bana ‘diyalektik materyalizm’ falan deyince, bir anda tepem attı, ‘yanında elektrik materyalini taşımayan adam diyalektik materyalizmden söz edemez’ deyip şalteri kaldırdım. O sıra lambalar patlayınca birbirimize kafa göz daldık… ”

“ÜRETİM ARAÇLARININ MÜLKİYETİNİ TARTIŞTIK”

Tahsin Usta ise olayda bir kusuru olmadığını söyledi. Aslen, İsmail Bey’le yaşadıkları olayın, üretim araçlarının mülkiyeti konusundaki problemlerin bir yansıması olduğunu ifade etti. Tahsin Usta sözlerine şöyle devam etti: “Aslında işçi sınıfının genel problemleri bunlar. İsmail Abi ile de üretim araçlarının mülkiyetini tartıştık, o sırada onun kayış koptu, olanlar oldu… O sırada yenge hanım bir çay getirse belki tartışma büyümeyecekti. ‘Yaklaşan çaydanlığın verdiği heyecanın diyalektik materyalizme etkisi’ konusunda Umut Sarıkaya’nın tespitini biliyorsunuz…” 





NOT: Bu sayfada yer alan haberler hayal ürünüdür, uydurmadır. Gerçek haberlere benzeyebilir, gülüp geçiniz, kafayı takmayınız. . .

Resmi İdeoloji


Son zamanlarda CHP’de ortalık fena karıştı: M. Kemal resminin duvardan indirildiği ve hatta çöp kutusuna atıldığı iddia edildi.

Üstelik bunu yaptığı söylenen ve adı ısrarla açıklanmayan bir genç milletvekilinin “Artık yeni şeyler söylemek lâzım” dediği de konuşuldu.

Haberin gazetelere yansıması ve bazı gazetecilerin olayı bir “varoluşsal mesele” haline getirmesiyle konu uzadıkça uzadı. Parti yönetiminden “bunu yapan partili olamaz” sözleri duyuldu, duyuruldu. Giyim kuşamı ve Melih Gökçek’le karşılıklı yaptıkları atışmalarla gazetelere konu olan bir milletvekili “kesin ihraç istemiyle” yüksek disiplin kuruluna sevk edildi. Olayın ardından nerdeyse 2 ay geçtikten sonra, genç bir milletvekili çıkıp “o bendim, ama tam olarak da öyle olmadı” gibisinden bir şeyler söyledi.

CHP ve resim krizi ile ilgili şöyle bir haber okusam hiç şaşırmazdım: “Resim üzerinde yapılan kriminal inceleme sonucunda resmin ağırlık merkezinin değiştiği anlaşıldı. Bunun üzerine şüpheler Bülent Arınç ismi üzerinde yoğunlaştı. Bülent Arınç’ın CHP’li olmadığının ortaya çıkmasıyla bu ihtimal devre dışı kaldı. Ancak resim üzerinde pati izleri tesbit edilince gözler partinin maskotu haline gelmiş olan kediye, yani Şero’ya döndü. Yapılan DNA testi ile Şero’nun olayın faili olduğu kesinleşince, genç milletvekillerinden birinin olayı kedi üzerinde bırakmayıp kendi üzerine almasına karar verildi. Buna göre genç bir milletvekili itiraf edip suçunu kabul edecek ve bunun sonucunda hapse düşecek olursa kendisine ve ailesine bakılacaktı”
Böylesi kısır tartışmalar içerisinde yuvarlandıkça CHP’nin “yeni bir şeyler söylemesi” mümkün olmaz. Geçmişte yaptığı hatalarla yüzleşmeden ve kendisini yeniden tanımlamadan, halk nezdinde geniş bir temsil tabanı elde etmesi çok zor görünüyor.
Çünkü CHP denince istemsizce akla gelen bazı çağrışımlar vardır:
  1. Mukaddesat düşmanlığı: Dinî, millî ve manevî değerlerle savaş… Kur’ân okuma ve öğrenmenin yasak olduğu, camilerin ahır olarak kullanıldığı dönemler… “Kâbe Arab’ın olsun” edebiyatı…
  2. Vergiler: Ayağında çarık, sırtında devletin sopası olan ve yokluklar içerisinde yaşamaya çalışan halktan alınmadık vergi kalmamıştır; emlâk, miri, öşür, yol vergisi, kamçı vergisi ve varlık vergisi en akılda kalan vergi türleridir.
  3. Memur ve asker zulmü: Meclis çatısı altında tek partinin bulunması ve bu durumun 27 yıl sürmesi, bu tek partinin devletin bütün kılcal damarlarına kadar nüfuz ettiği anlamına gelir. Bütün memurlar tabiî olarak birer parti mensubu gibidir. Bu memurlar göze girmek ve yükselmek için kraldan çok kralcılık yaparlar, özellikle vergi memurları ve jandarmalar…
  4. Yokluk içindeki savaş yılları: Vatandaşların elindeki tarım, hayvan ve orman ürünlerine el konulması, karneyle ekmek dağıtımı ve Osman Yüksel Serdengeçti’nin şu meşhur “geldi İsmet, kesildi kısmet” sözü…
Kendini “dindar” olarak tanımlayan bazı AKP’lilerin “günah işleme özgürlüğü” olduğunu savunan, bunu hak olarak gören ve siyasilerin bu hakkın gereklerini yerine getirip  getirmedikleri konusunda bir sorgulamayı bile kabul etmeyen “Siyasal İslâm” savunucularımız var. Bu arkadaşlar hakkaniyet ölçüleri ile hareket ediyorlarsa, CHP’nin de “tövbe ve istiğfar edip değişme hakkı” olduğunu da kabul ederler. Böyle bir hakkı kullanmak isteyip istememesi CHP’nin kendi tercihidir.

Son dönemlerde Risale-i Nur eserlerinin basımını devlet tekeline veren kanun maddesinin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurması, genel başkan Kılıçdaroğlu’nun katıldığı bir televizyon programında “Atatürk’ü korumak için kanuna gerek yok” demesi ve Sabahattin Ali’yi CHP’nin öldürmüş olduğuna ilişkin özeleştiri getirmesi, resmin büyüğünü görüp resmî ideoloji kalıplarının dışına çıkacağının sinyalleri olabilir mi, şimdilik bilemiyoruz. Olacaksa, eleştirecek hiçbir şey bulamasa bile “o kedilerinin adı neden Şero, çünkü şer odağı bu parti” diyecek insanlara karşı samimiyet testini nasıl geçeceklerini merak ediyorum.

Link: http://www.yeniasya.com.tr/adnan-nacir/resmi-ideoloji_385142
Tarih: 15 Şubat 2016

Öne Çıkan Yayın

Siya-Nur

Siya-Nur     Ülkemizde maddi felaketler, yetkili şahısların kendileriyle olan etkileşimine göre ikiye ayrılır: İlk kısım, üzerinden mağd...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

İlgili Diğer Yazılar: