Bu Blogda Ara

Arşiv

isim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
isim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

İsim-Şehir Oyunu

batman isim şehir oyunu
Batman’da bazı vatandaşlar, il sınırlarının bir çizgi roman karakteri olan “Batman” (Yarasa Adam) logosu şeklinde yeniden düzenlenmesi için internet üzerinde kampanya başlattı, kampanyaya binlerce kişi destek verdi.
Kampanyayı düzenleyenler, bunun şehrin tanıtımı ve turizm gelirlerinin artması için önemli olduğunu düşünüyor. İl haritasının değişeceğini sanmıyorum, ama kampanya şehrin tanıtımında işe “yarasa” bari…
Farklı din, dil ve kültürleri barındırması bakımından kendine has bir “halita”sı olan Anadolu’da haritaları şehir isimlerine göre düzenlemeye kalksak nasıl olur acaba? Hem de uluslar arası arenada ilgi uyandırması için George ve Hans’ın anlayabildiği şekillere benzeterek yapabiliriz bunu… Meselâ Van Gölü ve şehrinin haritasını İngilizce okunuşu “van” (one) olan bir rakamı şekline benzetebiliriz. Gölün şekli iki türlü değiştirilebilir; ilki gölün içine dolgu malzemesi koyarak su alanı küçültülebilir veya gölün yukarısı ve aşağısından kazım işlemi yapılarak alanı büyütülebilir. Bir yandan da su kıyısında olacak ve imara açılabilecek daha çok alan elde edilebileceği için ikincisi tercih edilebilir diye tahmin ediyorum. Öbür yandan “her taraf beton yığınlarıyla dolu, kurtulmamız lâzım” cümlesinden dolayı ilkinin de seçilmesi mümkündür, bilemedim şimdi. Şimşekleri üzerine çekmeyecekse, Kars şehrimizin haritası Cars (Arabalar) isimli animasyon filmindeki “Şimşek Mcqueen” şeklinde yeniden düzenlenebilir.

TELEFONA BENZETSEK…

İşi iyice ticarete döküp, bazı şehirlerimizin isminde ufak oynamalar yaparak reklâm geliri elde etmemiz işten bile değildir. Düşünsenize, Afyon ilimizin adını “Ayfon” haline getirip haritasını akıllı telefon şekline getirebiliriz. Aynı şekilde Konya’yı Nokya, Samsun’u da Samsung yaptık mı, tamamdır. Allah’tan telefon şekilleri kolay, köşeleri yuvarlatılmış dikdörtgen çizeceğiz, hepsi bu… Nevşehir’in ismi neden “New Shire” olmasın? Karaman “Saruman”, Burdur da “Mordor” olur, Yüzüklerin Efendisi hayranları için bu şehirler açık müze haline getirilir. Bursa da Star Wars’a benziyor, şehre gelen turistleri Mehter Marşı  formatındaki “Jedi’n deden” parçasıyla karşılarız, Mehter’in viralini de yapmış oluruz böylece… Süper Man ise Manisa’ya yakışır vallahi, her ne kadar Tarzan’ı ile meşhur olsa da… İzmir’e pekâlâ “İzmiron Man” diyebiliriz. (İzmirli’leri tanıdıysam muhtemelen Demir Adam’a Çiğdemir Adam diyeceklerdir) Kahramanmaraş’a şimdilik bir film veya çizgi roman karakteri bulamadım, adını Süper Kahramanmaraş yaparız, bütün süper kahramanların sergilendiği bir müze açarız.

TOKAT GİBİ CEVAP

Şehirlerimizin isimleri ve haritalarında yapılacak minicik oynamalarla dünyaca ünlü karamanlar, filmler ve markalar için vazgeçilmez bir reklâm mecrası oluşturmak mümkündür. Bunun şöyle bir faydası daha var; hangi gün, hangi ülke ile dost olup hangisi ile didişeceğimiz belli değil. Bir bakıyorsunuz, kendimizi hiç olmadığımız kadar yakın hissettiğimiz ülkeyi, bir gün sonra lânetlemeye başlamışız. Her ülke için o ülkeyi acıtacak bir ambargo türü veya protestoyu üzerine konumlandırabileceğimiz bir ürün bulmak zor olabilir. Bir ülke ile papaz mı olduk, hemen o ülkenin kahramanının ismini taşıyan şehrimizin adını değiştirir, tokat gibi cevap vermiş oluruz…
Link: http://www.yeniasya.com.tr/adnan-nacir/isim-sehir-oyunu_469476

Madam, I'moji


Tarihi başlattığı kabul edilen yazının ilk formunun, mağara duvarlarına “çizilen” yazılar olduğu söylenir. Etkileşim içerisinde olunan çevre dar, ihtiyaçlar da sınırlı sayıda olup (beslenme, düşmanlardan korunma, barınma ve kişisel temizlik gibi) bugüne nazaran çok daha kısıtlı bir çerçeveye oturduğu için, o zamanlarda yaşayan insanların duygu ve düşüncelerinin, bugünküne oranla muhtemelen daha sade olduğunu söyleyebiliriz. Sade düşünceleri ifade etmek için de sade figürler yeterli geliyordu herhalde.


Bir insanın hayat dönemlerine benzer gelişmeler kaydeden insanlık, zamanla çizgileri aşıp seslerin simgelerini standartlaştırdı ve alfabeleri oluşturdu, yazı yazmaya başladı. Yazdıkça kendini geliştirdi ve kendini geliştirdikçe yazdı. Kâğıt üstüne yazılmayan bilgileri su üzerine yazılmış gibi kabul etti. Neticede “hafıza-i beşer nisyanla malül” idi ve bütün önemli kayıtlar yazılı hâlde saklanmaya başladı. Söz uçar, ama yazı kalırdı.

İnsanlığa gönderilen İlahî hitaplar, kitaplar şeklinde geldi. Her peygamberin bir mucizesi vardır, ilk insan ve ilk peygamber olan Hz. Âdem’in (as) bir mucizesi de kendisine isimlerin öğretilmiş olmasıydı. Meleklere karşı üstünlüğün göstergesi olarak Allah (cc), Hz. Âdem’e (as) eşyanın isimlerini saymasını buyurdu. “İsimlerin öğretilmesi” ve “Eşyanın isimlerini saymak” olarak ifade edilen bu mu’cizenin anlamını müfessirler şöyle açıklamaktadır:
  1. Canlı-cansız bütün varlıkların isimlerinin öğretilmesi.
  2. Konuşma dilleri ve kavramların öğretilmesi.
  3. Esma-i İlahiye’nin öğretilmesi.
Bediüzzaman da bu konuda, “şahs-ı Âdem’e tâlim-i esmâ ünvânıyla, nev-i benîàdem’e ilham olunan bütün ulûm ve fünûnun tâlimini ifade eder” (25. Söz) cümlesiyle aslında bütün ilim ve fenlerin öğrenimini kapsadığını ifade eder. Nesnelere tek tek isim vermek, ardından nesnelerin etkileşimini isimlendirmek, nesneler ve etkileşimlerden meydana gelen aksiyonlara isim vermek, aksiyonların başka aksiyon ve nesnelerle etkileşimini gözlemleyip yeni isimler vermek… Sonuçta, verilen her bir isim bir bilgidir ve bilgilerin toplamı bilim dediğimiz şeyi meydana getirir.

Bana göre, Hz Âdem’in (as) eşyanın isimlerini sayma mu’cizesinin çağımızda müşahede ettiğimiz en belirgin örneklerinden biri, bilgisayar bilimidir. Elektronik devreler üzerinde taşınan elektrik sinyallerinin varlığını “1” ve yokluğunu “0” olarak isimlendirmek, sinyaller dizisini sayısal bir veri olarak taşımak, bu verilerden işlemci komutları tanımlamak, komutlar dizisinden yordamlar oluşturmak, insanlar için anlamsız harf ve rakamlardan oluşan sevimsiz makine kodlarının oluşturduğu yordamları insan diline yaklaştırmak için derleyiciler vasıtasıyla bunları anlamlı kelimelerden oluşan komutlar hâline getirmek ve bu saydıklarımızın milyonlarcasını yapıp belirli bir düzen içerisinde saklamak ve istendiğinde çağırmak, bilgisayarın temelini oluşturur. Programlama dersine ilk başlayanların C programlama dilinde yazıp çalıştırdıkları printf (“Hello World!”) (ekrana “merhaba dünya!” yazmaya yarayan kod parçası) komutunun arkasında kaç tane sanal tanımlama ve isimlendirme çıktı!

Kelimeleri, isimleri ve bilgileri saya saya, oldukça üst seviyeye taşıdığımız teknolojiler gelişti, ancak zamanla iletişim biçimlerimiz de değişmeye başladı. Sokaklardan televizyonlara, kafamızı çevirdiğimiz her yerde görsel uyarıcılar bombardımanına tutuluyoruz. Eskiden sözler senet kabul edilirken, artık “caps, or didn’t happen” diyen bir nesil oluştu. Yazı okumak, hele de biraz uzunsa, çok sıkıcı geliyor genç insanlara. Okumayı terk edenler, yazmanın kıyısından bile geçmiyor.  Sezen Aksu’nun “eyvah, şiirler azalmış, günümüz perişan, yanıyor içimizdeki koskoca orman” dizelerini hatırlatırcasına kelimeler tükeniyor yavaş yavaş. Duygular, düşünceler ve kısaca isimler tükeniyor, kaybolan kelimelerle birlikte. İsimler ki, âdemoğlunu diğer canlılardan üstün kılandır. İptidaî zamanların mağara resimlerini andırmıyor mu, standart çizimlerden oluşan şekillerle haberleşme biçimi? Metin arasına bir-iki tane emoji sıkıştırmak neyse de, bütün mesajlaşmalarını resim yollayarak yapan insanlar var ve bu trend gün geçtikçe artıyor. Ecnebiler, Âdem babamızın Havva annemizle ilk karşılaşma anında kendini, tersten okunuşu da aynı olan “Madam, I’m Adam” ifadesiyle takdim ettiğine inanıyor. Günümüz âdemoğulları için güncelleme yapılacak olursa “Madam, I’moji”  denecek herhâlde.
Ne demişler, “üslub-u beyan, aynıyle insan…”
Link: http://www.gencyorum.com.tr/madam-imoji/

Öne Çıkan Yayın

Siya-Nur

Siya-Nur     Ülkemizde maddi felaketler, yetkili şahısların kendileriyle olan etkileşimine göre ikiye ayrılır: İlk kısım, üzerinden mağd...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

İlgili Diğer Yazılar: