Bu Blogda Ara

Arşiv

kayyım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kayyım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Orta Dünya Orta Oyunu


Orta Dünya Orta Oyunu

Mardin Büyükşehir Belediyesi kayyımıyyet dönemi içerisinde, muhtelif milletvekili ve bakanlar ile cumhurbaşkanı için alındığı iddia edilen hediyeler çok konuşuldu. Bazı bakanlar herhangi bir hediye almadıklarını söyledi ama tek bir kuyumcudan hediyeler için kesilen toplam 600 bin liralık fatura görüntüsü bolca dolaştı internette. Fatura ile hediye, benzedi ciğerle kediye... Fatura varsa hediye nerede, hediye yoksa faturada yazan tutar ne için ödendi?

Kayyım-kayyum, kıyım-kuyum derken “Yüzüklerin Efendisi” kitabını hatırladım. Tamamen kurgu olan bu kitap, yazarın “Orta Dünya” dediği bir yerde geçiyor. Cümle cemil-i mahlukat işi gücü bırakıp bir yüzüğü elde etme/yüzükten kurtulma derdine düşmüştür. Yüzük uğruna harcanan ömürlerin ibretlik hikayesidir, sonunda yüzük de ateşe atılıp yok edilir ve kimseye yar olmaz. Biz kendi hayalî orta dünya orta oyunumuzu düşünelim en iyisi. Karakterlerimiz şöyle:

Savuran: Ork Parti’nin başkanıdır. Tek bir yüzükle ortaya çıkar. Bilezik, küpe ne kadar takı ve yastık altı altın varsa hepsine hükmeden bir kudret yüzüğüdür bu. İsrafa düşkünlüğü ile meşhur olduğundan kendisine saçıp savuran manasında Savuran lakabı takılmıştır. 

Beramir-Bilamir: Savuran’ın veliahtları olan ikizlerdir. Burası çok önemli, Beramir hazinenin al bayrağını taşıyan kişidir. Zaman zaman terlemesine sebep olan yüzüklü görevini, paydaşlarının enerjisi ve sinerjisi ile ifa etmeye çalışır. Bilamir ise kendisine anlatılan olaylara vâkıf olmak için çok çaba harcaması ile bilinir. Düşmanı olduğu Paralelf’leri taklit eder, ok atmaya merak salmıştır. 

Ak Karuman: Savuran’ın fetva eminidir. Yüzbinlerce Hülork’tan oluşan, dünyada emsali görülmemiş bir ordunun tesis edilmesinde katkıları vardır

Hülorklar: Kömürlü çamurdan yoğrulmuş yaratıklardır. Makarna ile beslenirler. Savaş narası olarak kullandıkları “hülooooğğrrk!” sesi ürkütücüdür.

Perinçork: Doğu cephesi orklarının sorumlusudur. Karanlık isimli bir dergi çıkarmaktadır. Dönem dönem Mordor zindanlarını ziyaret ettiği görülür. Son zamanlarda Orta Dünya’da gölgelerin boyunun uzamasında büyük katkıları olduğu bilinmektedir.

Kayyumanlar:  Savuran’ın uzak şehirlerdeki temsilcileridir. İsrafları ile meşhurdurlar. Bol hediye vererek sadakatlerini göstermek isterler.
 
Teomel: Ak sakallı Ruhan kralıdır.

Kemdalf: Altı Ork Partisi’nin başkanıdır.

Gulendalf: Kadim zamanlardan kalma bir büyücüdür. Değişik canlılarla kendi dillerinde konuşup anlaşabilmektedir. Özellikle mavi kuşlar üzerinde güçlü bir etkisi vardır. Zaman içerisinde gücünün rengine göre gri, ak veya mavi renklere büründüğü görülmüştür.

ParalElfler: Orta dünyanın bütün resmi dairelerine sızmış bir halktır. Genelde saçları uzundur. Ok atmakta ustadırlar. Gulendalf’la birlikte hareket ederler.

Mordoray: Mordor-halkalı arasında “ring” seferi yapan raylı sistemdir.

Shire Hastaneleri: Ork-kamu işbirliği modeliyle inşa edilen ve 25 yıllığına özel işletmeci tarafından işletilen hastanelerdir. Hobbit’lerin yaşadığı Shire bölgesinde inşa edilmişlerdir ve günlük 500 hasta garantisi verilmiştir.

3. Tayfalanı: Nazgûl’ların havalanmak ve konmak için kullandıkları alan. Biri Orta Dünya'nın en büyüklerinden olan iki tayfalanı varken, üçüncü tayfalanının neden inşa edildiği bölge halkı tarafından sorgulanmaktadır.

Son olarak bir Hüküm Dağı türküsü ile bitirelim:

"Hüküm dağı yağmur yağmur ork'la dolunca
Alıp kudret yüzüğünü, gel gizli gizli
Madenlere giden bir yol var ki bilinmez
Kartala binmeden can oy can oy, can oy can
Gel gizli gizli... at gizli gizli...."

Uzatmadan ve İşi Karıştırmadan

 
Uzatmadan ve İşi Karıştırmadan
Son günlerde ülkemizin sıcak gündemi içerisinde en çok konuşulan konulardan biri orman yangınları oldu.


Uzunca bir süre kontrol altına alınmayı bekleyen yangınlar hepimizin ciğerlerini dağladı. Konu ile ilgili açıklama yapan Bakan, neden THK uçaklarının söndürme işleminde kullanılmadığı sorusunu cevaplarken “Biz burada bir ağaç daha az yansın diye mücadele ediyoruz. Ama insan hayatı da bizim için önemli. Biz dışarıdan kiralama yaptığımız zaman orman personelini bu uçakların içerisinde görevlendiriyoruz. Orman personelimiz bu hava araçlarının içerisini emniyetli bulmadıkları için binmek istemiyor. Bu uçakları bu kadar savunanlar varsa uçaklar Ankara’da apronda duruyor. 3 tane uçak motoru arızalı şekilde duruyor 3 tanesi de yağ akıtıyor. Binmek isteyenler buyursunlar uçsunlar” dedi.

Yüzü AK çıkaran hesap

Bakan’ın uçak sayısı ve durumları ile ilgili verdiği bilgi, verdiği hesapla meşhur olan bir çobanın hikâyesini hatırlattı.

Hikâye şöyle: Ağanın biri, 100 adet küçükbaş hayvanını bir çobana teslim ederek yaylaya göndermiş. Uzunca bir süre sonra çoban elinde bir kâse yoğurt ve bir adet deri ile gelip ağanın huzuruna çıkmış. Koyunlarını merak eden ağaya şöyle bir hesap yapmaya başlamış: “Yağmur yağdı, gök çatladı. 72’sinin ödü patladı. Önden gitti baş toklu. Ardından 5 toklu. 10’unu verdim kasaba, 10’unu da katma hesaba. Kurt kaptı birisini, ötekinin de getirdim derisini” Koyunlardan sağdığı sütlerden yapabildiği tek kâse yoğurdu kapan ağa sinirle çobanın suratına çarpınca, bizimki suratını eliyle sıyırıp pişkinlikle şunu demiş: “Hesabını doğru verenin yüzü böyle ak çıkar.”

Geçtiğimiz sene, Yunanistan’da çıkan yangınlar üzerine aynı bakan, “İzmir’de yangın söndürme uçakları bekletiliyor. Uçaklarımız ve helikopterlerimiz Yunanistan’a hareket etmek için hazır. Talep gelmesi halinde 45 dakika mesafedeyiz, anında müdahaleye hazırız” demişti. İster misiniz, Yunanistan şimdi yağ damlatan uçakları göndermek suretiyle kendilerine komplo kurmak istediğimizi düşünsün? Neyse ki, THK tarafından ismini ve cismini gizleyen bir yetkili uçakların bakımları ile ilgili bir problem olmadığını, hepsinin göreve hazır olduğunu söyledi. Bir de bununla yetinmeyip uçakların gövde gösterisi yaptığı bir video yayınladılar. Yunanların uçaklarımızdan korkmasına gerek kalmadı yani.

***

Hükümetle işçi sendikası arasındaki toplu iş sözleşmesinin imzalandığı toplantıda sendika başkanının mikrofonu kapalı sanarak “Uzasa işi karıştıracağız, en azından kapattım böyle” demesi günlerce konuşuldu. Kendini savunmak için S-400’leri Türkiye’ye getirenlere müteşekkir olduğunu söyleyen sendika başkanı, kendisini eleştirenleri de hainlikle suçladı.

Kayy-ı Makam

Sendikacının “uzatmama ve işi karıştırmama” şiarından mı etkilendi bilinmez, İçişleri Bakanlığı da haklarında geçmiş yıllarda açılmış soruşturma ve kovuşturmaları gerekçe göstererek Diyarbakır, Mardin ve Van illerindeki Büyükşehir Belediye Başkanlarını idarî bir kararla görevden alıp, şehirlerin valilerini yerlerine atadı. Her birisi birer “Usta’r Warisi” olan valisi dururken, başka kimi atayacaklardı Allah’ını seversen... Bir kişinin mevcut makamına ek olmak suretiyle kayyım olarak atanmasına “kayy-ı makam” denir. Gerçi bizimkiler vali olduğu için, kayy-ı makam sözünü duyunca kaymakam kelimesine benzeterek hoşlanmayabilirler.

İçişleri Bakanlığı bu atamalarını bir türkü ile anlatmak istese şöyle derdi her halde:

“Yargı kararı olmasa da olur, biz azlederiz
Düz ovada keklik gibi sekeriz
Meydanlarda “demokrasi” diye milleti kekleriz

Sandık sandıklar içinde çok kaybımız var
Hazreti kayyıma devretmemiz var

Biz kazanınca hep sandık selâmet
Güneydoğu’ya vardık koptu kıyamet
Kayyım Reis belediye sana emanet

Sandık sandıklar içinde çok şanımız var
Hazreti kayyıma devretmemiz var”

Link: https://www.yeniasya.com.tr/adnan-nacir/uzatmadan-ve-isi-karistirmadan_501408

Öne Çıkan Yayın

Siya-Nur

Siya-Nur     Ülkemizde maddi felaketler, yetkili şahısların kendileriyle olan etkileşimine göre ikiye ayrılır: İlk kısım, üzerinden mağd...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

İlgili Diğer Yazılar: