Bu Blogda Ara

Arşiv

patates etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
patates etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

128 Milyar Dolar Nerede?

 



Muhalefet tarafı ısrarla soruyor, 128 milyar dolar nerede? Atalet Momenti Hareketi ve Kuantum Partisi ise adına yakışır şekilde belirsizliklerle dolu cevaplar veriyor. Yaşıyor mu yoksa ölü mü olduğu belli olmayan ve hatta aynı anda her iki ihtimalin de doğru olduğu Schrödinger’in kedisi gibi bir şey galiba. Hatta, Heisenberg’in belirsizlik ilkesine de uyuyor; rezervlerin konumu bulunmaya çalışırlırken boyutu bilinemez, boyutunu tespit etmeye kalktığınızda konumu belirsiz olur.

Değişik zamanlarda verilen cevaplara bakıldığında, bu 128 milyar dolar; AMHKP genel başkanına göre kasada, grup başkanvekiline göre pandemi sürecinde millete dağıtıldı, Merkez Bankası Başkanı’na göre "Söz konusu döviz işlemleri, işlem platformları üzerinden o günkü piyasa koşulları ve fiyatları çerçevesinde gerçekleştirilmiştir" Türkçesi “sattık onları biz...” O parayla altın alındığını söyleyenler de oldu, hiçbir zaman o paranın olmadığını iddia edenler de... Anlaşılan, panikleyen iktidar bütün tuşlara aynı anda basarak durumu kurtarmaya çalışıyor.

Yahu, olay çok basit; kasada ise açın gösterin, dağıtıldı ise kime ne zaman ve nasıl dağıtıldı onu açıklayın, satıldı ise hangi şartlarda kime satıldı onu söyleyin, hepimiz rahat edelim. En kısa ve kesin olan yol “işte kasa, artık kimse konuşmasa” diyerek kasayı açma şıkkı şu ana kadar seçilmediğine göre o ihtimali eleyebiliriz. Pandemi sürecinde millete dağıtıldığını söyleyenler, işsizlik fonundan karşılanan ve millete verilen İBAN hesabında toplanan paraları göstermiş ve bakmışlar ki değil dolar, TL olarak bile aynı rakamı elde edemiyorlar, tweetlerini silmişler. Geriye tek bir ihtimal kalıyor: Anlaşılan Merkez Bankası, Necmettin Batırel’in meşhur “şaaak diye satarsın 10 milyar doları” sözleriyle anlattığı yöntemi takip edip satmış. Demokratik bir hukuk devletinde bu işlemler şeffaf olur, ihaleleri isteyen herkes takip edebilir.

Doların ne zaman ateşi yükselse halka hemen çağrı yapılıyor, “yastık altı bütün birikimlerinizi-dolarınızı bozun, oyunu bozun” deniliyor. Sağolsun, halk da her çağrıya olumlu cevap veriyor, hamasi kampanyalar tertip ediliyor. Bu durumda iki ihtimal var; ya çağrıya uyup dolar bozan halk, kampanyanın hemen akabinde tekrar dolara dönüyor, ki bu dönüş için sınır/eşik zaman ve mevduat değeri bilinmiyor. Ya da uyuyormuş gibi görünüp kendi bildiğini okuyor, adeta şöyle söylüyor:

“Maaşım değil, borcum dolarla

Ne arsa kaldı elde, ne de tarla

Gına geldi çağrınızdan, artık yeter la!

Bana ne ya, bozdurmam dolarımı”

Doları kısık ateşte tutmak için koca koca rezervler satılmışsa gariban vatandaşın birikimi zaten etki edecek seviyede değil demektir. Zaten vatandaş da, dolarla, faizle mücadele için fakir kardeşe yetki vermiştir. Faizi tek haneye indirme hedefi ile birlikte daha çok kişi faizle yüzgöz olacak ve faiz daha çok haneye uğrayacaktır. Öte yandan, vatandaştan istenen bütün yastık altı birikimlerini faizin işlediği yatırım araçlarına yönlendirmesi de faize karşı mücadele ile ne kadar bağdaşır, tartışılır.

Kimse Gücümüzü Pata-test Etmeye Kalkmasın!

Daha önce patates ve soğan başta olmak üzere pazar fiyatları el yakmaya başlayınca patates ve soğan satıcıları günah keçisi ilan edilmiş, depolara baskınlar düzenlenmiş ve inanmayacaksınız patates depolarında patates, soğan depolarında da soğan bulunmuştu. Depoculara hain, terörist gibi akla gelen bir sürü hakaretler edilmiş ve belediyeler vastasıyla tanzim satışlar düzenlenmişti. Bilin bakalım şimdi ne oldu? Patates ve soğan üreticileri her zaman bir önceki döneme bakarak ekim yapıyor. Yani, bir sene patates üretimi azsa, fiyatı yükselir. Bir sonraki sene patates eken çok olur, bu sefer de piyasada çok patates olduğundan fiyatı ucuzlar. Salgın hastalık gibi sebeplerle de ihraç sıkıntısı olmuşsa elde çok patates birikir. Üreticilerin elindeki patates ve soğanları satın alan devlet, bunları fakir vatandaşlara dağıtıyor. Devletin gücünü pata-test etmeye kalkışanlara en güzel cevap!

Her testte olduğu gibi bu pata-test işinde de 3 yanlış bir doğruyu götürüyor, ona göre... Dağıtım işi şova dönüştürülmeden ve yardım alanları rencide etmeden yapılamıyor mu? Yardıma muhtaç kişilerin çokluğu utanılacak bir şey değil midir? Ülkece ihtiyacımız olan patates, soğan veya her neyse, miktarı ölçülüp ona göre bir üretim planlaması yapılamıyor mu? Ne demişler, işini bilmeyen kasap, ne bıçak kor, ne masat...

Link: https://www.yeniasya.com.tr/adnan-nacir/128-milyar-dolar-nerede_540975

Video İmam Uygulaması


Seçim zamanları ilginç tartışmalar hep olur, rakipleri kızdıracak, zora sokacak konular gündeme getirilir. Geçen hafta bu şekilde gündeme gelen konulardan biri siyasilerin camide namaz kılarken resimlerinin olup olmadığı idi. “Namaz gibi sübjektif olan ve öyle kalması gereken bir ibadetin objektiflere yansıtılması ne kadar doğru, ne kadar objektif değerlendirilebilir?” dediniz galiba… Ben öyle demiştim çünkü.

Video Hakem Uygulaması 

Konuyu biraz şöyle düşünelim; bu seneki dünya kupası maçlarında video hakem uygulamasına geçildi. Bu uygulama ile tartışmalı olan pozisyonlarda hakemler görüntülere bakarak daha doğru kararlar vermeye başladı. Ceza alanı içerisinde yere düşen bir rakip oyuncu oldu mu gözler hakeme dönüyor hemen. Hakem karar vermeden önce veya yanlış karar vermesi durumunda kulağına üflüyorlar. Bir güzel dinleyen hakem, “böyle konuşarak olmaz en iyisi gidip gözlerimle göreyim” diyerek kenarda duran ekrana bakıp kararını veriyor veya verdiyse değiştirebiliyor.

VİM’ler Ne İşe Yarayacak?

Fani bir dünya ve kupası için böyle teknolojiler kullanılabiliyorsa, ahiret kupasını kazandırabilecek cami ve namazları bu imkanlardan neden mahrum edelim? Camilerimizde de pekâlâ video imam (kısaca VİM) uygulaması kullanılabilir. Ne işe yarayacak bu uygulama? Dikkatinizi çekmiştir, camide cemaatle namaz kılarken kendi rahatından taviz vermeden sağındaki solundaki insanları sıkıştıranlar olur. Secdeye kimin ilk gideceği konusunda yarış yapılır bunlarla. Böyle biri secdeye ilk giderse kollarını neredeyse gövdesi ile 90 derece açı yapacak şekilde açıp etrafına secde imkanı tanımazlar. Ha, secde yarışını kaybeden yanındaki, kıyama kalkarken dirseğini hafiften dışarı doğru sarkıtır ki, yanındaki adam kalktığında omzunu çarpsın veya alanının daralması suretiyle cezasını çeksin. Bazen de bulunduğu saftan bir ayak geride namaza duran insanlar olabiliyor. Arkasındaki safta namaza duranlara Allah sabır versin. Eskiden kırk halılı camiler vardı saffı düzgün tutmak nispeten daha zordu. Şimdi tek parça ve üzerinde saf çizgileri çizili olan halılar var, mübarek neden dikkat etmeden duruyorsun namaza? Peki, cami girişinde ayakkabılığın hemen önünde sünnet namazlarını uzun uzun kılan arkadaşlara ne demeli? İşte bunlar ve benzeri hususların tespit edilmesi için video imam sistemi kullanılabilir. Cemaatten insanların birbirini uyarması hoş olmaz, kamera sistemiyle uyarılması gereken kişileri tespit eden imam, usulünce uyarabilir.

Siyasilerin namazlarını takip etse video imam neler yakalayabilir? Sadece seçim zamanında camilere uğrayanları tespit etmeye yarayabilir. Bir namaz vakti içerisinde her gittiği camide farz namazlarını kılan siyasileri yakalayabilir. Gideceği yere geciken siyasiler için ertelenen ezanları kaydedebilir. Camide protokol uygulaması yapan siyasetçi yardakçılarını yakalayabilir.

Patates ve Soğan

Fakirinden zenginine herkesin mutfağından eksik etmediği patates ve soğan fiyatları rekor kırdı, haliyle ülke gündemine oturdu. Bir kilosu bir doları geçince pazar filesi nasıl nasıl dolar diye kara kara düşünmeye başladık. Sebebi hakkında çok farklı şeyler konuşuluyor tabi. En yaygın kanaat dış güçlerin fiyatlarla oynayarak ülke ekonomisini felç etmek istemesi. Havuz kanallarından birinde yayınlanan bir tartışma programında Ankara ve çevresine aşırı yağan yağmurda “dış güçler”in parmağının olduğu konuşuldu. Patates ve soğan en çok nerede yetişir diye baktığımızda Niğde, Nevşehir gibi Ankara dolaylarını görüyoruz. “Büyük resim” üstatlarının teorisiyle uyumlu değil mi? Yağmurların etkisiyle tarlada çürüyen mahsüller ve ürün arzındaki azalışa bağlı fiyat artışı… Dış güçlerin en çok müstafi belediye başkanı Melih Gökçek’i hedef aldığını biliyoruz. Muhtemelen onun istifa ettiğini bilmiyorlardır, yoksa bu kadar uğraşmazlardı. Hükümetin konu ile ilgili çözümü ithalatın önünü açarak fiyatları indirmeye çalışmak. Hükümet başka işlerinde olduğu gibi hemen bir patates ve soğan ihalesi açacaktır muhtemelen. Kazanan firmaya hazinenin kefil olduğu ve soyulma garantili soğanların vatandaşın önüne konulmasından korkuyorum.
Yerli üreticimizi zora sokan ithal ithal soğanları ülkeye sokanlara ve vatandaşların cebini soyan soğanlara fırsat vermeyelim, büyük oyunu bozalım…
Link: http://www.yeniasya.com.tr/adnan-nacir/video-imam-uygulamasi_465550

Öne Çıkan Yayın

Siya-Nur

Siya-Nur     Ülkemizde maddi felaketler, yetkili şahısların kendileriyle olan etkileşimine göre ikiye ayrılır: İlk kısım, üzerinden mağd...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

İlgili Diğer Yazılar: