Virüs uzmanı bir ispanyol doktor "Bir futbolcuya ayda 1
milyon euro maaş veriyorsunuz. Bir araştırmacı hekime ise 1.300 euro... Corona
virüse karşı ilaç bulması için Ronaldo'ya gidin" demiş. Bu söz üzerine
Ronaldo’yu bulup virüsle ilgili görüşlerini aldık:
Ben Ronaldo, “Corona virüsüne fısıldayan adam” diye
bilinirim. O yüzden bana Dr. Coronaldo da diyorlar. Virüse karşı dünyanın en etkili
önlemini ben aldım, gittim bir ada kiraladım ve oraya yerleştim. Kendi çapımda
bir OHAL ilanı yani... Siz de benim gibi yapın ‘ada’m gibi tedbir alın, rahat
edin. Adalarda virüs gelmez bizlere, aman Allah gözlere dikkat edin gözlere...
Ada almak göze gelmenize neden olabilir, aman diyeyim... Ada almaya gücü yetmeyen
insanlar için virüsle konuştum, aklınıza gelebilecek sorları sordum. Onunla
yaptığımız röportaj şöyle:
Sayın virüs, size
nasıl hitap edelim?
Corhona Gencebay diyebilirsiniz. Herkesi hasta ederim ama ben
de Orhan Gencebay hastasıyım.
Corhona Bey, sizin
için laboratuvarda üretildi, dünyayı karıştırmak için birilerinin geliştirdiği
proje diyorlar, doğru mu?
Ben topraktan bir canım, senin gibi... Yaradan doğ demiş ben
de doğmuşum, hücreye gir demiş seni bulmuşum. Ne yazık dünyada pandemik
olmuşum, ibret-i alemi görmemek ziyan...
Algı yönetimi
yapıldığını söyleyen, bütün bulaşmaların planlı olduğunu düşünen o kadar insan
var ki... Onlara ne demek istersiniz?
Kabahat sende değil, sana bulaşanda... Algı yönetimini
bilmem de, benim bulaşmam daha çok salgı yönetimi ile ilgili... Temas çok
önemli. Dışarı bakıyorum, “bu ne dünya kardeşim, gezen gezene...” diyorum. Ne
Wuhan ister bu virüs gönlüm, ne bir köşk ne de saray... Bulaşabileceğim bir
konak yeter bana. Temizliğe dikkat edenlere bir sözüm var: yazıklar olsun,
yazıklar olsun... hijyenin böylesine yazıklar olsun! Kola kolonya dökene yazıklar
olsun!
Kendinizden biraz
daha bahseder misiniz?
Ben daha ne çile, dertlere yolcuyum, ben tacına virüs
yazılan kader mahkumuyum. Fark etmez yaşamak, siz mesut olun yeter... Ben sizin
içinizdeyken canlıyım, dışarıdayken beni canlı bile kabul etmeyenler var, “bırakın
da yaşayalım, hasretiz biz yaşamaya...” diyorum.
İnsanlar senden korkuyor...
Nerde tacı bükük bir virüs görsen, hor görme kim bilir ne
derdi vardır. O garip tacında ne sırlar gizli, belki senin gibi RNA’sı vardır.
Madem yaşamaya geldik dünyaya, benim de her canlıda bir hakkım vardır.
Sevmiyorsan, hor görme bari, benim de senin gibi Allah’ım vardır!
İnsanlara zarar
vermiyor musun?
Hangi canlıya el attık da, ilk başta kurumadı ki, hangi
bünyeye sevsin diye kul olmadık ki... Aylar yıllar geldi geçti RNA’mız
uyuşamadı, gönlümüzce bir mutasyona uğramadık ki… Her solunum cihazından bir
tecrübe, bir fikir aldık. Öyle vak’alar gördük ki, şaşırdık kaldık. Karantina
yordu bizi, hayale daldık, hayalde de mutasyonu bulamadık ki... Yani, mutasyon
geçirip birlikte yaşamanın yollarına bakıyoruz. Öğreniyoruz yavaş yavaş. Bunu
yaptığımızda “sana gelen dertler benim, ömrüm senin, senin olsun...” şarkısını
söyleriz.
Yani insanların
ölmesini istemiyorsun, öyle mi?
Yok abiciğim, benim hayatım da sizin hayatınıza bağlı, siz
öldüğünüzde ben de ölüyorum neticede. Sizin hayatınızı takip ediyorum, yanlış
mı aklımda kaldı: tansiyon 12, nabız 90… içim ürperiyor, ya evde yoksan! Mevsim
bahar olunca, aşı damara dolunca, bağışıklık kazanılınca, birlikte yaşamak ne
güzel!
Bir şey diyeyim mi,
kral virüsmüşsün vesselam!
Eee, boşuna takmadık bu tacı…
Son olarak söylemek
istediğin bir şey var mı?
Yaşlı-genç her insana bulaşabilirim ve şu anda herkes için
tehlikeliyim. Yaşlı insanlarınızı dışarıda gördüğünüzde sanki hastalık sebebi
onlarmış gibi saygısızlık yapmayın. Bir sözü olan bana gelsin! Ben de vazifem
bitince köşeme çekileceğim, o zamana kadar sakının benden...
Link: https://www.yeniasya.com.tr/adnan-nacir/coronaldo-ve-corhona-gencebay_515776