Küçüklüğümde, yeni bir ayakkabı veya giysi alma zamanı bayramlardı.
Vatandaşın alım gücü ve üretimin miktarı kısıtlı olunca her bayram da
almak mümkün olmayabiliyordu. Bu zamanlar dışında eski ayakkabısı veya
elbisesinden bıkan ve değişmesini isteyen çocuklar, yenisine duyulan
ihtiyacı anlatmak için eskisinin yırtık-söküklerini gerekirse el
yordamıyla artırarak gözler önüne sererdi. Bazen, bir bayram zamanında
eskisi “iş görür” durumda olsa bile, bayram münasebetiyle sevindirilmek
istenen çocuklara jest olsun diye yeni bir şey alındığı olurdu.
Bayramdan sonra artık eskisini giymek istemeyen çocuklar yine eskisini
türlü hallere sokarak bayram sonrası artık yenilerle devam etmek için
haklılık avantajı elde etmeye çalışırdı. Hodgam, hodendiş ve hodbin
davranışlar (bugün “egosantrik” ifadesiyle tanımlanan, bütün dünyanın
kendi etrafında döndüğünü zanneden, sadece kendini düşünen, empati
yapmayan insan davranışı) sergileyen çocuklar ebeveynlerinin bu
isteklerini karşılamak için nasıl masraf ve zahmetlere dûçar olacağını
düşünmezdi bile…
Ne zaman bir kamu aracı yenilenecek olsa, hemen öncesinde eskisinin hantallığını veya arızalarını vurgulayan haberler öncül olarak servis edilir. Son zamanlarda da Meclis Başkanlığı makamı için kullanılan resmi aracının yenilenmesi ilgili haberler gündeme düştü. Haberlerin ilginç olan kısmı da yeni alınan aracın fiyatı: tam beş milyon TL olduğu söyleniyor. Meclis başkanı İsmail Kahraman’ın konuyla ilgili açıklaması şu şekilde:
“2012 tarihli Mercedes makam aracımız iyice ‘beni bırak’ dedi. Tamircinin adresini almış hep orada git gel, git gel. Yeni araba lazım, yenilenmesi lazım. Tabii bir işlem. Makam aracı olacak ve TBMM’nin, Türkiye’ye dış devletlerden gelen başkanlara, başbakanlara, heyetlere bir vitrini. Şöyle bir yanlışlık var: Fiyatı çok yüksek gösteriliyor. Vergi ve gümrüğü olmayan bir vasıta, Başbakanlık kanalıyla geldiği için. Meclis Başkanlığı almadı, Başbakanlık tahsis etti.
‘Bir gündem meydana getireyim’in uzantısı. Milletvekillerinin, böyle bazı şahsiyet fukarası eksiği olan insanlara itibar ederek beyanlarda bulunması yanlış. Kim sufle etmişse, suflör kimse çok ayıp etmiş. Tamamen hilaf-ı hakikat. Bir arabanın içerisinde ambülans tertibatı olmaz ki. ‘Efendim içi ambülanslıydı da çok özel bir şey de.’ Hiç alakası yok. Çok tabii ve normal bir hadisedir. Fiyatı dörde katlamışlar. Zaten gümrük ve ÖTV olmadığı için, üretim fiyatı neyse o fiyat üzerinden alınıyor.”
Yapılan açıklamaya bakar ve matematik bilen birinden yardım istersek, aracın fabrikadan çıkış maliyetinin bir milyon iki yüz elli bin lira olduğunu söyleyebiliriz. Aynı arabayı vatandaş Rıza almak istediğinde vergisiydi, gümrüğüydü derken fiyatı beş milyonu buluyor demek ki. Vatandaşa maliyeti satış fiyatının 3 katı fazlasına çıkarabilen vergi ve gümrük sistemi ile ne kadar gönensek azdır.
2012 model olan eski araba, tamircinin adresini öğrenebildiğine göre yapay zekâ ile donatılmış olmalı. Kendi kendine tamirciye gidebiliyor ve “beni bırakın” diyebiliyor üstelik! Yol öğrenebilme, otonom hareket edebilme ve yaşadıklarından öğrendiği şeyleri değerlendirip konuşabilme özelliği varsa gerçekten, Google ve Tesla gibi dünya devleri bu konulardaki çalışmalarını bitirip dükkânı kapatsın, hemen bu aracı piyasaya sürelim.7
“Komplo teorisi” deyip bir kenara atmayacaksanız bir şey daha geldi aklıma. Şimdi bu sık sık bozulduğu söylenen araba Alman malı. Malum, Almanlar bizi kıskanıyor. Bu aracı bize bilerek vermiş olamazlar mı? Keza, egzozuna –afedersiniz- tişört tıkamak suretiyle durdurulan tanklar da Alman malıydı. Sayın Meclis Başkanımız’ın aracının egzozuna da birisi tişört tıkamış olabilir mi? Öyle bir durum varsa tişörtlerin üstünde ne yazdığına ayrıca dikkat etmek gerekiyor. Meclis Başkanı Kahraman’ın adının ingilizcesi olan kelime yazılıysa, kumpasın büyüklüğünü varın siz hesaplayın! Yenisi de aynı özelliklerde olacaksa lütfen “Alman o malı!”
Link: http://www.yeniasya.com.tr/adnan-nacir/alman-o-mali_439462
Ne zaman bir kamu aracı yenilenecek olsa, hemen öncesinde eskisinin hantallığını veya arızalarını vurgulayan haberler öncül olarak servis edilir. Son zamanlarda da Meclis Başkanlığı makamı için kullanılan resmi aracının yenilenmesi ilgili haberler gündeme düştü. Haberlerin ilginç olan kısmı da yeni alınan aracın fiyatı: tam beş milyon TL olduğu söyleniyor. Meclis başkanı İsmail Kahraman’ın konuyla ilgili açıklaması şu şekilde:
“2012 tarihli Mercedes makam aracımız iyice ‘beni bırak’ dedi. Tamircinin adresini almış hep orada git gel, git gel. Yeni araba lazım, yenilenmesi lazım. Tabii bir işlem. Makam aracı olacak ve TBMM’nin, Türkiye’ye dış devletlerden gelen başkanlara, başbakanlara, heyetlere bir vitrini. Şöyle bir yanlışlık var: Fiyatı çok yüksek gösteriliyor. Vergi ve gümrüğü olmayan bir vasıta, Başbakanlık kanalıyla geldiği için. Meclis Başkanlığı almadı, Başbakanlık tahsis etti.
‘Bir gündem meydana getireyim’in uzantısı. Milletvekillerinin, böyle bazı şahsiyet fukarası eksiği olan insanlara itibar ederek beyanlarda bulunması yanlış. Kim sufle etmişse, suflör kimse çok ayıp etmiş. Tamamen hilaf-ı hakikat. Bir arabanın içerisinde ambülans tertibatı olmaz ki. ‘Efendim içi ambülanslıydı da çok özel bir şey de.’ Hiç alakası yok. Çok tabii ve normal bir hadisedir. Fiyatı dörde katlamışlar. Zaten gümrük ve ÖTV olmadığı için, üretim fiyatı neyse o fiyat üzerinden alınıyor.”
Yapılan açıklamaya bakar ve matematik bilen birinden yardım istersek, aracın fabrikadan çıkış maliyetinin bir milyon iki yüz elli bin lira olduğunu söyleyebiliriz. Aynı arabayı vatandaş Rıza almak istediğinde vergisiydi, gümrüğüydü derken fiyatı beş milyonu buluyor demek ki. Vatandaşa maliyeti satış fiyatının 3 katı fazlasına çıkarabilen vergi ve gümrük sistemi ile ne kadar gönensek azdır.
2012 model olan eski araba, tamircinin adresini öğrenebildiğine göre yapay zekâ ile donatılmış olmalı. Kendi kendine tamirciye gidebiliyor ve “beni bırakın” diyebiliyor üstelik! Yol öğrenebilme, otonom hareket edebilme ve yaşadıklarından öğrendiği şeyleri değerlendirip konuşabilme özelliği varsa gerçekten, Google ve Tesla gibi dünya devleri bu konulardaki çalışmalarını bitirip dükkânı kapatsın, hemen bu aracı piyasaya sürelim.7
“Komplo teorisi” deyip bir kenara atmayacaksanız bir şey daha geldi aklıma. Şimdi bu sık sık bozulduğu söylenen araba Alman malı. Malum, Almanlar bizi kıskanıyor. Bu aracı bize bilerek vermiş olamazlar mı? Keza, egzozuna –afedersiniz- tişört tıkamak suretiyle durdurulan tanklar da Alman malıydı. Sayın Meclis Başkanımız’ın aracının egzozuna da birisi tişört tıkamış olabilir mi? Öyle bir durum varsa tişörtlerin üstünde ne yazdığına ayrıca dikkat etmek gerekiyor. Meclis Başkanı Kahraman’ın adının ingilizcesi olan kelime yazılıysa, kumpasın büyüklüğünü varın siz hesaplayın! Yenisi de aynı özelliklerde olacaksa lütfen “Alman o malı!”
Link: http://www.yeniasya.com.tr/adnan-nacir/alman-o-mali_439462
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetlendikten sonra uygun görülürse yayınlanacaktır. Genel ahlâka mugayir ifadeler, hakaretler veya spam türündeki muhtevaya sahip yorumlar, takdir edersiniz ki, yayınlanmayacaktır. Onun haricinde her türlü yorum yapabilirsiniz, yapınız hatta...